kaymak (I)
Kaymak |
- Kimi sıvıların ve özellikle sütün yüzünde zar kıvamında toplanan koyuca katman.
- Sütü hafif ateşte ve yayvan kaplar içinde tutarak elde edilen koyu ve yağlı öz: Türk mutfağındaki önemli lezzet kaynaklarından biri olan kaymak, en yalın ifadeyle sütün yağının yoğunlaştırılmasıyla elde edilir (E. Sarı). "İnsanların da iyileri, bu kaymak gibi azdır; bunu hiç unutma!" (D. A. Taşçı)
- (mecazi) Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü: Tüm emeği siz sarf ediyorsunuz, işin kaymağını başkaları yiyor. (K. Yardımoğlu)
- Sade dondurma.
kaymak (II)
- Kaygan bir şey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek: Buzda kaymak. Kaydıraktan kaymak.
- Yerini değiştirmek: Yıldız kaydı. Toprak kaydı. Tabak elimden kaydı.
- (mecazi) "İstemeden bir şey yapmak" anlamıyla bazı deyimlerde geçer: Gözü kaymak. Dili kaymak. Gönlü kaymak. Ayağı kaymak.
- Anlamı değişmek: Bazı sözcüklerin zaman içinde anlamı kaymıştır.
- (argo) Cinsel münasebette bulunmak.
Kaymak ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "kaymak (I)" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Kaymak gibi:
- Bembeyaz, pürüzsüz.
- Tadı güzel ve yumuşak.
- Kaymak tabaka: Bir toplumun, zenginlikleriyle tanınan ayrıcalıklı kişileri.
- Kaymağını yemek (almak): Bir işin kazancından en iyi payı, aslan payını almak.
Kaymak ile ilgili atasözü ve anlamı
İçinde "kaymak (I)" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Kaymağı seven mandayı yanında taşır: Çok sevilen bir şeyden yoksun kalmamanın en iyi yolu, onu sürekli el altında bulundurmaktır.
Soru/Yorum Formu