Kasap nedir ne demektir? Kasap ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Vitrininde etler olan bir kasap dükkanı önündeki kasap
Kasap
  1. Sığır, koyun gibi eti yenecek dört ayaklı hayvanları kesen ya da dükkanında parça parça satan kimse: Kurban kesmek için kasap çağırdık. Kasap, etlerin iyi olduğunu söyledi.
  2. Bu alışverişin yapıldığı dükkan: Mahallenin kasabına iyi etler geldi. Mahalle kasabından alışveriş etmek.
  3. (mecazi) Cana kıymaktan çekinmeyen, kan dökücü: Adam kasabı.
  4. (argo) Çok zayıf not veren erkek öğretmen.
  5. (argo) Aşırı sert oynayan futbolcu.


Kasap ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "kasap" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kasap süngeri (gibi): Çok kirli, pis şey: Bu karikatürler, insanda utanma, sıkılma duygusunu silen birer kasap süngeri. (V. N. Tör)
  • Kasaba et (yağ) borcu mu var (borcu yok ya): Çok şişmanlamış ya da neden bu kadar şişman?: Kahvaltı etmese de olabilirdi. Bir kahvaltı kaybetmek çok bir şey mi sanki. Kasaba et borcu da yok... (M. Makal)
  • Kasaplık koyun gibi: Kendilerine verilecek cezayı hiç tepkisiz beklercesine: Arkadaşlarım kasaplık koyun imişim gibi bana bakıp kimisi acıyor kimisi "İsmail halin harap.." diye beni korkutuyorlardı. Ne ise sıram geldi, "gel.." diye yüksek bir ses işitildi, içeriye girdim...
  • Ayvaz, kasap hep bir hesap: (halk dilinde) "Ha öyle ha böyle, iki de bir, hiç fark yok" anlamlarında kullanılan bir söz: Başkan, ha o seçilmiş, ha öteki. Ayvaz kasap, hep bir hesap. Yani, ikisi de birbirinden beter... (N. Muallimoğlu)
  • Yüzü (Suratı) kasap süngeriyle silinmiş: Hiç utanması olmayan: Hıyarağasında ar yok namus yok, yüzü kasap süngeriyle silinmiş, kapıdan kovsan bacadan düşer. (Ş. Onay)


Kasap ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "kasap" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Kasap dükkanında et kokmaz: Kasabın etin bozulmasını engelleyecek şekilde saklama becerisine sahip olduğunu veya taze tutacağını ya da bozulmadan önce zaten satmış olacağını anlatır (?).
  • Kasap ekmeğini yavan yer: Bir işin içinde olan kişinin, o işin nimetlerinden her zaman faydalanamayacağını ifade eder. Kasap, her ne kadar etle çalışsa da, kendi kazancını ve emeğini tüketmemek için sade ve mütevazı bir yaşam sürer.
  • Kasap et derdinde, koyun can derdinde*: (atasözünün anlamı) Herkesin davranışı kendi çıkarı doğrultusundadır.
  • Kasap evinde her gün kurban bayramı: Bir malın ticaretini yapan kimse o malın sıkıntısını çekmez.
  • Kasap koçtan korkmaz: Bir işte uzmanlaşmış, tecrübe kazanmış veya belirli bir duruma alışkın olan kişinin, o durumun zorluklarından veya tehditlerinden korkmadığını ifade eder.
  • Kasap yağı bol olunca (bulmuş) gerisini yağlar*: Gerekenden çoğuna sahip olan kimse elindekini saçıp savurur.
  • Kasaptaki ete soğan doğranmaz*: Ele geçeceği henüz kesinleşmemiş şey için öncesinden hazırlık yapmak doğru değildir.
  • Kasaba minnet etmem, baldırımı keser yerim: Muhtaç durumda olmak insana öyle ağır gelir ki, başkalarına muhtaç olmaktansa aç kalmaya razı olur.
  • Kasabın koyunu besili kalmaz: Başkalarına satmak için bir şey üreten kişi ürettiği şeyi uzun süre elinde tutmaz.
  • Akılsız kasabın gerisine kaçar masadı: Kafası çalışmayan kimse, elindeki fırsatı kullanmak şöyle dursun, onun kendi aleyhine işlemesine bile yol açar.
  • Aktarla konuşan gül yağı, kasapla konuşan iç yağı kokar: İnsanın kimlerle vakit geçirdiğine bağlı olarak onlardan etkileneceğini ifade eder. İyi ve güzel insanlarla ilişki kuranlar olumlu etkiler alırken, kötü ve uygunsuz kişilerle birlikte olanlar da onların olumsuz özelliklerini benimserler.
  • Aşçının önü, kasabın sonu: Her mesleğin veya işin kendine göre belirli aşamaları ve süreçleri olduğunu ifade eder. Kasap, eti kesip hazır hale getirirken aşçı o eti pişirip sunar; bu da işlerin birbirini tamamlayan farklı yönleri olduğunu gösterir.
  • Bakmakla usta olunsa (öğrenilse), köpekler (kediler) kasap olurdu (kasaplığı öğrenirdi)*: Hiç yapmadan, yalnızca nasıl yapıldığını izleyerek bir şey öğrenilemez.
  • Ben istemez miyim kaynatam kasap ola kaynanam hamamcı ola: Her gelinin kocasının ailesiyle iyi geçinmek ve onlardan destek görmek isteğini ifade eder. Gelinin, kayınpederinin kasap, kaynanasının hamamcı olmasını dilemesi üzerinden, ailesinin işlerinden fayda sağlama isteğini mizahi bir şekilde anlatır.
  • Erkek koyun kasap dükkanına yakışır*: Miskin erkek, yaşamaya layık değildir.
  • Evvel (Baştan) hesap sonra kasap* (Bakkal kasap hep bir hesap):
    1. Alışverişe çıkan bir kimse para durumunu önceden gözden geçirmelidir
    2. Herhangi bir işe girişen kimse, kendi olanaklarını iyi hesaplamalı, iyi değerlendirmelidir.
  • Hesapsız kasap ya bıçak kırar ya masat (Hesabını bilmeyen kasap ne satır bırakır ne masat)*: Ne yapacağını düşünmeden işe başlamış olan kişiler, ellerinde bulunan işe yarar şeyleri de bilgisizlik ve düşüncesizlik yüzünden ziyan ederler.
  • Keçiye can kaygısı, kasaba yağ kaygısı*: Bir kimse canının derdine düşmüşken başka bir kimse ondan nasıl yararlanacağını tasarlar.
  • Koyuna ot lazım, kasaba et lazım: Herkesin ihtiyacı ve beklentisi birbirinden farklıdır. Koyun otla beslenir, kasap ise etiyle geçinir.
  • Öküzün aptalı (Eceli gelen öküz) kasabın bıçağını yalarmış: Tehlikeyi fark edemeyen veya zararlı bir durumu anlayamayan kişinin kendi zararına hareket ettiğini ifade eder. Bilinçsiz davranışlar, kişiyi daha büyük tehlikelere sürükler.
  • Serkeş öküz (son) soluğu kasap dükkanında alır*: Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir.


Kasap ile ilgili birleşik kelimeler


  • Kasap akçesi: (tarih) Eskiden, İstanbul da otlaklara getirilen hayvanlar için alınan vergi.
  • Kasap havası: El ele tutuşarak oynanan bir halk oyunu.
  • Kasap merhemi: Siyah zift, reçine, sarı balmumu ve zeytin yağından yapılan merhem.
( 0 soru/yorum )