Kaş nedir ne demektir? Kaş ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Siyah renkli bayan gözü ve kaşı
Kaş
  1. Gözlerin üzerinde, göz çukurunun alınla bileştiği yükseltide kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar: Gür kaş. Kalem kaş. Hilal kaşlı, güzel gözlü, derin bakışlıydı.
  2. Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm: Bir eliyle eyer kaşından tuttu, bir eliyle atın yanağından tuttu, bir sıçrayışta ata bindi.
  3. Sarp kayalık, uçurum: Aşkar atı yükledim, kaştan aşağı dikledim.
  4. Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set: Kaşlarla ayırdığı takmanlara çeşit çeşit sebzeler dikmişti.
  5. Antalya ilinin bir ilçesi.


Kaş ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "kaş" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kaş almak: Kenarlardaki fazla kıllarını cımbızla yolarak kaşlara daha düzenli bir şekil vermek: Yüzünü aynada inceliyor, bir yandan da cımbızla kaşlarını alıyordu. (C. Arcayürek)
  • Kaş atmak: Kaşlarını oynatarak bir şeyler anlatmaya çalışmak: Ensesini kaşıyarak karısına kaş attı. (N. Hafiz)
  • Kaş çekmek: (Sürme ya da kalemle) Kaşını boyayarak şekil vermek, kaş çizmek: Kalem kaş üstüne çekmiş sürmeyi, / Sürmeli gözlere yanarım gayri (R. Yetişen)
  • Kaş göz etmek: Kaşlarını, gözlerini oynatarak işaret etmek, işmar etmek: Annesine "ne diyorsun sen?" der gibi kaş göz ediyordu (S. Ünal). Susması için kaş göz ediyordu. (B. Ünsal)
  • Kaş göz işareti yapmak: Kaş ve gözle bir şeyler anlatmak, dikkat çekmek: Hadi konuya gir anlamında kaş göz işareti yaptım. O da sen söyle gibilerinden bana kaş göz işareti yaptı. (N. Güzel)
  • Kaş yapayım derken göz çıkarmak: İşi düzelteyim derken büsbütün bozmak: Kaş yapayım derken göz çıkaranlar gibi hakkı tavsiye edeyim derken, bâtılı tavsiye edip insanları dinden daha da uzaklaştırıp günaha girerler. (A. Tomor)
  • Kaş yıkmak: Kaş çatmak: Anneannem çakır gözlerini üzerime dikti, kaşlarını yıktı. "Sen söze karışma!" dedi. (B. Günel)
  • Kaşı (kaşları) çatılmak: Öfkelenmek, kızmak: Bizi dinlerken kaşları çatıldı, yüzü serteldi. (K. Bilbaşar)
  • Kaşı gözü yerinde: Yüzüne bakılır güzellikte veya yakışıklılıkta: Bir kadın geldi bu sırada dükkana, güzeldi, alımlıydı; kaşı gözü yerinde, tatlı dilli, çalımlıydı (M. N. Sepetçioğlu). Kaşı gözü yerinde, konuşması güzel, duruşu güzel, endamı güzel bu delikanlıyı pek beğendi. (Z. Aygül)
  • Kaşı keman: Kaşı çok düzgün ve keman yayı gibi kavisli olan güzel, keman kaşlı: Anlattığına göre ceylan gözlü, kaşı keman, kirpiği yay gibi, burnu fındık, ağzı kahve fincanı, tatlı dilli, güler yüzlü bir acem kızıdır. (C. Çelik)
  • Kaşını gözünü eğmek: Kızgın bir durumdayken kaş çatmak: Hele Recep emmi bizim önümüzde bir de oğluna kızınca, karısı iyice kaşını gözünü eğdi ve somurttu. (M. İzgü)
  • Kaşının altında gözün var dememek: Birini incitecek ya da gönlünü kıracak bir şey söylememek, en ufak bir eleştiride bulunmamak: Bizimki sessizdir zaten. Etliye sütlüye karışmaz. Kimseye kaşının altında gözün var demez. (A. Ağaoğlu)
  • Kaşla göz arasında: (deyiminin anlamı) Kimsenin sezmesine olanak vermeyecek denli kısa bir zaman içinde, pek çabuk: Kaşla göz arasında ara sokakların birinde kaybolup gitti. İzlendiğini anlamış olmalı. (Ö. Esmergül)
  • Kaşlarını çatmak: Kaşları birbirine yaklaştırarak öfkeyi belli edecek durum takınmak: Kocasının kolunu çimdiklerken, kaşlarını çattı. (M. Aklanoğlu)
  • Ağrısız başına kaşbastı bağlamak: "Kendine gereksiz yere iş çıkarmak" anlamında kullanılan bir deyim: Durup dururken bu işi niye üstlendin? Ağrısız başına kaşbastı bağlamanın ne manası vardı? (N. Muallimoğlu)
  • Göz kaş süzmek: Dikkatle ve hissettirmeden bakışlarla kontrol altında tutmak: Birbirlerine işaretler yaparak, göz kaş süzerek Emine'ye uzun uzun bakıyorlar, fiskos gülüşüyorlardı. (R. H. Karay)
  • (birine) Gözünün üstünde kaşın var dememek: Birinin her davranışını hoş görmek, alınmasına yol açacak hiçbir şey söylememek: Allah şahit karınca incinmedi rahmetliden. Kimseye gözünün üstünde kaşın var, demezdi. (A. Sayar)


Kaş ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "kaş" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Kaş ararken gözsüz kaldı: Küçük bir kazanç peşindeyken daha büyük bir zarara uğramayı ifade eder. İnsanın daha iyisini elde etmeye çalışırken elindekini kaybetmesini anlatır.
  • Kaş çatmakla çatık kaşık olunmaz: Görünüşü benzetmekle övülecek bir nitelik kazanılamaz. Belki eski durumdan da kötü bir duruma düşülür.
  • Kaş ile göz, gerisi (kalanı, dahası, artanı) söz*: İnsanın kaşı gözü güzel olduktan sonra başka yerlerinin güzel ya da çirkin olması önemli değildir.
  • Kaş yaparken göz çıkarır: Görgüsüz, kaba insan birine iyilik ederken bile istemeden ona zarar verebilir.
  • Kaş yapayım derken göz çıkarma: Zorda kalan birine yardım ederken veya bir durumu düzeltmeye çalışırken yanlış bir hareket yapıp durumu daha da kötüleştirme.
  • Göz kara, kaş kara, sevgiyi onda ara: İnsan birine bağlanmak için önce o kişinin güzelliğine ve çekiciliğine önem verir.
  • Güzel idin hani kaşın karası, zengin idin hani diba parası?: Kişi, eninde sonunda mutlaka ortaya çıkacak şeyler için yalan söylememelidir.
  • Tarlanın taşlısı, kadının kaşlısı iyidir: Taşlı tarlaların genellikle daha verimli olduğu ve iyi tarım yapılabildiği, kadının kaşlarının ise onun güzelliğini ve sağlığını simgelediği düşünülür. Bu atasözü, görünüşte olumsuz olan bazı özelliklerin aslında değerli ve arzu edilir olabileceğini vurgular.