Karanlık |
- Işıksız, ışık bulunmayan ya da ışık almayan, aydınlık karşıtı: Alt kat, zindan gibi karanlıktı (R. N. Güntekin). Penceresiz, karanlık bir bölmeydi bu (A. Özakın).
- Işıksız yer ya da bu yerin durumu: Sen sabah karanlığında işe gidersin / Ben sabah karanlığında (A. Damar).
- (mecazi) Gereğince anlaşılıp bilinememe durumu: Bu olayın karanlık yönleri çok.
- Kötü, tehlikeli: Böyle karanlık işler hep tehlikesiz gibi gösterilir (Örnek cümle: K. Tahir)
Karanlık ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "karanlık" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Karanlık basmak: (deyiminin anlamı) (Hava) Kararmak, akşam olmak.
- Karanlık görmek: (Bir işin, bir kimsenin) Geleceğini parlak bulmamak, o konuda iyimser görüşü olmamak.
- Karanlığa kalmak: Varılacak yere varmadan akşam olmak.
- Karanlığa kurşun sıkmak: Bilgisizlik ve kararsızlık içinde gelişigüzel davranışta bulunmak.
- Karanlıkta göz kırpmak: Bir şeyi anlatmak isterken karşısındakinin anlamayacağı bir işarette bulunmak ya da bir söz söylemek.
Soru/Yorum Formu