Kadın ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0

Kadın ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde veya anlamında "kadın" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Kadın kadıncık: Evini iyi çeviren, kendi halinde kadın: Tüccara da araya araya, bir helâl süt emmiş, kadın kadıncık, eteği belinde, süpürgesi elinde, dikişi dikiş, eli yüzü düzgün, endamı süzgün; lâkırdısı çekilir, karşısına geçip bakılır, sözü sohbeti yerinde, kaşı gözü yolunda, göz açıp dünya görmemiş, beni vereceğiniz adam kim diye bile sormamış bir hanım bulmuşlar. (Masal Zinciri)
  • Kadın olmak: Genç kızlıktan çıkmak, evlenmek veya evini, kocasını yönetmesini iyi bilmek: Bebekleri ile oynarken, farkına bile varamadan kadın olmuştu. (T. Akansu)
  • Kadınlar hamamı (gibi): Herkesin birden konuştuğu, çok gürültü edilen yer: Fakat söz işittirebilmek ne mümkün! Sofa kadınlar hamamı gibi bir uğultu içinde inliyordu. (H. R. Gürpınar)
  • Elinin hamuruyla erkek işine karışmak: (Kadınlar için) Beceremeyeceği işleri yapmaya kalkışmak: Hanım, ben elimin çamuruyla senin işine karışmayayım, sen de elinin hamuruyla erkek işine karışma! (H. E. Altay)
  • (Bir kadın bir erkekte) Gözünü açmak: Kadın ilk ilişkiyi o erkekle kurmuş olmak: Ondan başkasına kocam diyemezdi. Gözünü onda açmıştı, onda kapatmalıydı. (F. Ç. Kabadayı)
  • Saç saça baş başa gelmek (dövüşmek): Kadınlar, birbirlerini kıyasıya hırpalayacak biçimde kapışmak: "Sorma Hocam, karımla baldızım saç saça, baş başa dövüşüyorlar." der. (Y. Ölmez)
  • Saçını süpürge etmek: Kadın özveriyle çalışıp ailesine veya çevresindekilere hizmet etmek: Anne ki ne anne. "Saçını süpürge etti" derler ya öyle anne (C. Yılmaz). Kocası için saçını süpürge etti; yine de yaranamadı. (İ. H. Baltacıoğlu)


Kadın ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde veya anlamında "kadın" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Kadın deniz gibidir: Kadın kimi zaman neşeli, kimi zaman üzüntülü, kimi zaman da coşkuludur. Bu nedenle denize benzetilir.
  • Kadın eli kaşık sapından kararır: Ev işlerini ihmal etmeyen çalışkan kadının elleri diğer kadınlara oranla daha kırışık ve bakımsız olur.
  • Kadın erkeğin eşidir, evinin güneşidir: Kadının görevi yalnızca kocasına olan görevlerini yerine getirmek değildir. Kadın ayrıca evin güzelliğini ve mutluluğunu sağlamakta önemli rol oynar.
  • Kadın eşik dibinde değil, beşik dibinde belli olur: Kadının görevi ev işleriyle uğraşmakla bitmez. Soyun devamı için çocuk doğurması da gerekir.
  • Kadın ister ki bey doğura: Karısı erkek çocuk doğuran koca karısına daha şefkatli davranır. Kadın da bunu bildiği için doğacak çocuğunun önce erkek olmasını ister.
  • Kadın kadıncık gerek:
    1. Kadın erkeğine hoş görünmek için bakımını ihmal etmemelidir.
    2. Kadın ailede mutlu olmak için kendini erkeğinden ön plana çıkarmamalıdır.
  • Kadın kalbi merhamet kaynağıdır: Kadın yapısı itibariyle ve analık duygularıyla daha merhametlidir.
  • Kadın, kardeşten yakın: Erkek karısını diğer akrabalarla kıyaslamamalıdır. Çünkü kadın erkeğin her şeyidir.
  • Kadın kısmı kara yazılıdır: Kadın, erkeğe oranla daha çok eziyet çeker, zorluklarda, sıkıntılarda yükün ağırlığını en fazla kadın üstlenir.
  • Kadın kısmının saçı uzun olur, aklı kısa: Erkekler kendilerinin her konuda kadınlardan daha üstün olduklarını anlatmak için böyle bir varsayımda bulunurlar.
  • Kadın kocasına göre baş bağlar: Kadın giyimini ve davranışlarını kocasının tutumuna göre ayarlar.
  • Kadın kocayı var sever, koca kadını sağ sever: Kadın kocasının varlıklı olmasını, erkekse karısının sağlıklı olmasını ister.
  • Kadın malı hamam tokmağıdır: Kadın malına güvenen erkek, herkesin dedikodu konusu olur.
  • Kadın şeytana pabucunu ters giydirir: Kadın, istediği zaman en açıkgöz erkeği bile kolayca kandırabilir.
  • Kadın şeytana pabuç diker: Kurnaz, akıllı kadının yapamayacağı şey yoktur.
  • Kadın var, kadıncık var: Her kadın temizlik, çalışkanlık, idare vb. kadınlık niteliklerine sâhip değildir.
  • Kadın var kardan soğuk, kadın var kordan sıcak: Kimi kadın sıcak, sevecen ve uyumlu olur. Soğuk kadın ise huysuz, çekilmez ve itici olur.
  • Kadın var, kârı toprak eder; kadın var, yeşili yaprak eder (Kadın vardır çerden çöpten aş eder, kadın vardır, pişmiş aşı taş eder): Her kadın hakkıyla ev hanımlığı yapamaz.
  • Kadın yüzünden gülen, ömründe bir kere güler: Kadınların erkeklere devamlı olarak istediklerini yaptırmak için baskı kurmalarını anlatır.
  • Kadına/karına iyi deme yoksulluk görmeyince: Kadının vefalı olduğu iyi günde değil, yoksulluğa düşüldüğünde belli olur.
  • Kadına söz duyurabilmek için güleç zamanını beklemeli: Kadından bir istekte bulunacaksan onu neşeli bir anında yakalamaya bak.
  • Kadında vefa, borçluda sefa aranmaz: Kadınlar erkeklere oranla daha vefasız olarak bilinir (?). Borçlanarak geçimini sürdüren kimseler de eğlenmeye, rahat yaşamaya fırsat bulamazlar.
  • Kadını eve bağlayan altın şıkırtısı değil, beşik gıcırtısıdır: Bir kadını evine ve ailesine bağlayan şeyin maddi zenginlik değil, annelik ve çocuk sevgisi olduğunu ifade eder.
  • Kadını evinden, erkeği pirinden sorarlar: Bir kadının ne kadar temiz ve titiz olduğu evinden belli olur. Erkek ise yanında yetiştiği kimselerden sorulur.
  • Kadını sırdaş eden tellal aramaz: Kadınlar çok zor sır saklarlar; hiç kimseye söylemeseler bile dayanamayıp çok güvendikleri birine mutlaka söylerler. Ve kadınlar arasında iletişim çok hızlıdır.
  • Kadının biri âlâ, ikisi beladır: Kadınlarla başa çıkmanın zorluğunu anlatır.
  • Kadının fendi erkeği yendi*: (atasözünün anlamı) Kadınlar, erkeklerden daha kurnazdırlar. Türlü türlü oyunlarla erkekleri kandırırlar.
  • Kadının kırk çırağı var, biri sönse biri yanar: Kadınlar erkekleri etkilemek ve kandırmak için bir sürü yol bilirler. Birinde başarılı olmasalar birinde olurlar.
  • Kadının namusu erkeğin onurudur: Erkek karısının namuslu ve evine sadık bir kadın olmasından büyük bir mutluluk duyar.
  • Kadının şamdanı altın olsa mumu dikecek erkektir*: Kadının çeyizi ne kadar zengin, yardımı ne ölçüde çok olursa olsun, evin giderlerini karşılayan erkektir.
  • Kadının temizi sırtından, sütün temizi yoğurdundan bellidir: Temiz süt yoğurdundan belli olduğu gibi, kadın da kılık kıyafetinin temizliğinden belli olur.
  • Kadının yüklediği yük şuraya varmaz: Kadın yapısı itibariyle zayıftır. Bir erkek kadar zor işleri yapamaz.
  • Kadının yüzünün karası, erkeğin elinin kınası*: Yasa dışı ve geleneğe aykırı ilişkiler kadınlar için yüz karası olduğu halde erkekler bu gibi ilişkilerden övünme payı çıkarırlar.
  • Kadının zoru diline kuvvet: Kadınların erkeklere oranla daha çok boş vakitleri olduğundan, zamanlarını bir araya gelerek konuşup, dedikodu yapmakla geçirirler.
  • Kadınsız ev olmaz: Kadın olmayan evde, mutlu, düzenli ve temiz bir yaşam olmaz.
  • Kadınsız ev kuşsuz kafese benzer: Bir evde kadının varlığının ne kadar önemli olduğunu ifade eder. Kadının olmadığı bir ev, neşesiz, cansız ve eksik hissedilir.
  • Aldığın kadının ya gümüşü olmalı ya da kömüşü: Evlenilecek kızın çeyizine de önem verilmelidir.
  • Alma uzun saçlının ahını, gökten indirir şahini: Erkek kadınına fazla sert davranmamalı, onu aldatmaya kalkmamalıdır. Aksi halde erkeğin başına çok büyük dertler açabilir.
  • Altın başlı kadından cılız başlı erkek daha iyi: Bir kadınla parası için evlenen erkek her konuda karısına boyun eğmek zorunda kalır. Böyle olmaktansa fakir yaşamak daha iyidir.
  • Arı sırrı karı sırrı: Kadınlar dedikoduya düşkün oldukları için sır saklamaları daha zordur.
  • Aslan bile kadına dokunmaz: Kadını dövmek, ona el kaldırmak erkeğe yakışır bir davranış değildir.
  • At ile avrat yiğidin bahtına*: Kişinin satın aldığı attan ve evlendiği kadından memnun kalıp kalmayacağı önceden kestirilemez, her ikisi de talihine kalmıştır.
  • Atın ardında, kadının önünde gitme: Bu atasözü toplumdaki cinsiyet rollerine atıfta bulunur ve kadının erkeğin arkasında değil, onun yanında yer alması gerektiğini ima eder. Geleneksel olarak, erkeklerin liderlik rollerini üstlendiği ve kadınların onlara destek olduğu bir düzeni ifade eder. (?)
  • Ateşle oynama elini yakar, avratla oynama evini yakar: Ateş insana değerse can yakar; sürekli kötü davranılan veya aldatılan kadın da ateş gibi olur, bir gün çileden çıkıp her şeyi yapabilir.
  • Atın iyisini genç, kadının iyisini ihtiyar alır: Kadınları tanımanın zaman ve tecrübe gerektirdiğini ifade eder. Yani, bir atın kalitesini gençken değerlendirmek mümkünken, kadınların karakterini ve kişiliğini anlamak için daha fazla zaman ve yaşanmışlık gerektiğini vurgular.
  • Atta, avratta uğur vardır*: İnanışa göre, at ve evlenilen kadın eve uğur getirir.
  • Avradı ar zapt eder, er zapt etmez: Kadın namuslu değilse kocası istediği kadar baskı yapsın yine de onu kontrol altında tutamaz.
  • Avradı bet olanın sakalı erken/tez ağarır: Kötü, beceriksiz bir kadınla evlenen erkek çabuk yaşlanır ve çöker (bet: kötü).
  • Avradı eri saklar, peyniri deri: Bir kadının ne şekilde yaşayacağı kocasının tutumuna bağlıdır.
  • Avradın düzdüğü evi Tanrı yıkmaz, avradın bozduğu evi Tanrı yapmaz: Kadın evi düzenleyip huzur sağladığında, bu düzenin kolay kolay bozulmayacağı, fakat kadın evi bozduğunda da bu düzenin kolay kolay yeniden sağlanamayacağı vurgulanır. Bu atasözü, evin ve ailenin mutluluğu ve düzeni için kadının rolünün ve katkısının ne kadar önemli olduğunu belirtir.
  • Avradın öğüdü avrada geçer: Bir kadının dertlerinden, sorunlarından en iyi yine bir kadın anlar.
  • Avradın yediği giydiği gibi olsa vay kişinin haline: Kadınların giyinmek ve süslenmek için harcadıkları paraya acımadıklarını, eğer yeme ve içme için de aynı şekilde harcasalardı, eşlerinin maddi olarak çok zorlanacaklarını ifade eder.
  • Avradın yıkmadığı ev bin yıl dikili kalır: Kadın evine ve ailesine düşkün olursa kocasıyla iyi geçinebilirse o yuva kolay kolay bozulmaz.
  • Avrat, at, bağ, sahibini hep genç ister: Kadın veya evlenme çağına gelmiş genç kız evleneceği erkeğin genç ve güçlü olmasını ister.
  • Avrat malı başa tokmaktır: Erkek kadınla malı için evlenirse o evde kadının sözü geçer.
  • Avrat (kadın) malı, kapı mandalı*: Bir erkek, karısının malından yararlanmayı düşünmemelidir.
  • Avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar*: İş bilen kadın, elverişsiz gereçle güzel şeyler meydana getirir, iş bilmeyen kadın ise en iyi gereci kullansa bile bir şey yapamaz.
  • Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar*: Öyle kadınlar vardır ki bir aileye düzen verir, mutluluk getirir; öyle kadınlar da vardır ki ailenin düzenini, mutluluğunu bozarlar.
  • Avratla atı emanet etme: At ve kadın sahibinin namusudur, başkalarına emanet verilmez.
  • Bal arıdan, kavga karıdan çıkar: Balın arıların emeğiyle üretildiğini, ancak kavga veya anlaşmazlıkların genellikle kadınlar arasından çıktığını ifade eder. Genellikle kadınlar arasındaki anlaşmazlıkların veya tartışmaların daha sık ve daha çabuk ortaya çıktığını vurgular.
  • Buyurmadan tutan evlat, çağırmadan kalkan avrat, orada olur devlet (Buyurmadan tutan evlat, gün doğmadan kalkan avrat, deh demeden yürüyen at): Bir ailede çocukların itaatkâr, eşin de çalışkan ve uyumlu olmasıyla huzur ve mutluluğun sağlanacağını ifade eder. İyi bir aile düzeni, bireylerin ve iş görenlerin sorumluluklarını gönüllü şekilde yerine getirmesiyle kurulur.
  • Çocuklu kadın, kargalı çınar, civcivli tavuk: Çocuklu dişi canlılar çocuğuna zarar verecek tehlikeler karşı nasıl hırçın ve yırtıcı oluyorsa, ağaçlar da üzerlerine konan kuşların korunmasını ve saklanmasını sağlar.
  • Çocuksuz kadın, yemişsiz/meyvesiz ağaca benzer: Çocuk sahibi olmanın kadının hayatına anlam ve değer kattığını, tıpkı meyve veren bir ağacın verimli ve değerli olması gibi, çocuk sahibi olmanın kadını tamamladığını ima eder.
  • Deniz kadın gibidir, güvenmek olmaz: Denizin durumu sürekli değişir; bazen sakin, bazen fırtınalı olabilir. Bu nedenle, denize karşı her zaman temkinli ve dikkatli olmak gerektiği vurgulanır.
  • Dişi kuş yapar yuvayı, içini dışını sıvayı sıvayı: Bir ailede evin düzenini ve yaşayış biçimini büyük ölçüde kadın sağlar.
  • Dişi kuştur yuvayı yapan, dişi kuştur yuvayı bozan: Bir ailenin kurulmasında da yıkılmasında da en büyük rol kadınındır.
  • Doğuran avrat Azrail'i yenmiş*: Yeni doğan çocuğu sürekli ölen kadın, doğurmaktan usanmazsa elbet bir gün isteğine kavuşur.
  • Dokuz kadın birikse zahmeti doğuran çeker: Dertli insana ne kadar destek olunursa olunsun onun acısı alınamaz.
  • Dul kadının eteği uzundur: Dul kadın giyimine ve hareketlerine daha çok dikkat etmek zorundadır.
  • Dul karı, şeytan karı, aldatır alır bekarı: Dul kadınların özellikle bekar erkeklere ilgi gösterdiklerini ve onları kolayca etkileyebileceklerini ifade eder.
  • Dünya dört kulplu tekne, ikisinden kadın tutar, ikisinden erkek: İnsan neslinin devamı kadın ve erkek sayesinde olur.
  • Düşman uyumaz, kadın unutmaz: Düşmanın her zaman tetikte olduğunu ve kadının kin veya kırgınlık gibi duyguları uzun süre hatırlayacağını ifade eder.
  • Er emekli olursa, kadın yemekli olur: Erkeğin çalışkan ve emekli olması durumunda eşiyle birlikte ailenin refahını ve yaşam standartlarını iyileştireceğini ifade eder (emekli olursa: emek harcarsa).
  • Er kemaliyle, avrat cemaliyle anılır: Erkek olgunluğuyla, kadınsa güzelliğiyle söz konusu olur.
  • Er kocadıkça koç olur, karı kocadıkça hiç olur: Erkek, yaşlandıkça olgunlaşır ve daha güçlenir, kadın ise yaşlandıkça çöker ve eski cazibesini yitirir.
  • Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat (pişir) aşını (Kocana göre bağla başını, harcına göre pişir aşını)*: Kadın, davranışlarını, giyimini kocasının tutumuna göre ayarlar. Aynı şekilde her aile harcamalarını bütçesine denk getirmelidir.
  • Erkeği rezil eden de, vezir eden de karısı: Evine, ailesine düşkün kadın şartlar ne olursa olsun kocasının yüzünü kara çıkaracak bir davranışta bulunmaz. Fakat evini, erkeğini ihmal edip zevk ve eğlenceyi dışarda arayan kadın, erkeğini insan içine çıkamaz duruma getirir.
  • Erkeğin elinde çubuk, kadının elinde çocuk: Erkek işini bilmeli, kadında çocuklarına iyi bakmalıdır.
  • Erkeğin maaşı kadının yaşı sorulmaz: Erkekler kazandıkları paranın miktarının bilinmesini istemezler. Aynı şekilde kadın da yaşlanmaktan korktuğu için yaşının bilinmesini istemez.
  • Erkeğin nefsi birdir, kadınınki dokuz: Kadın güzel ve alıcı şeylere aldanmaya daha meyillidir. Bu nedenle yanılması çok kolay olur. Böyle konularda erkekler daha mantıklı davranırlar.
  • Erkeğin sermayesi kesesi, kadının sermayesi güzelliğidir: Erkekte kazanç, kadında da güzellik aranır.
  • Erkek aslan, aslan da; dişi aslan, aslan değil mi?: Güçlülük ve yüreklilik yalnız erkeklere özgü değildir. Kadın da güçlü ve yürekli olabilir: Aslan aslandır ha erkek olmuş ha kadın fark etmez. (M. F. Işık)
  • Erkek/Aslan dişisine bakar da kuvvet alır: Erkeğin hayatındaki kadının ona güç ve destek verdiğini ifade eder. Bir erkeğin karısından aldığı moral, cesaret veya motivasyonun onun güçlenmesine katkıda bulunduğunu vurgular.
  • Erkek eşeğinden, kadın eşiğinden/döşeğinden belli olur (İyi adam eşeğinden, iyi karı döşeğinden belli olur): Erkek evin geçiminden, kadın da evin düzeninden sorumludur.
  • Erkek fedakâr, kadın vefakâr gerek: Erkek, ailesini geçindirmek için zor şartlarda bile yılmadan mücadele eder. Ama karısından da sevgi ve destek bekler.
  • Erkek getirmeyi, kadın yetirmeyi bilmeli*: Erkek çalışıp kazanmakla, anne tasarruflu olmakla yükümlüdür.
  • Erkek iş başında kadın aş başında belli olur: Toplumda, herkes yaptığı iş doğrultusunda, yani üretkenliğiyle kendisini gösterir.
  • Erkek kuş gezer havai, dişi kuş yapar yuvayı: Erkek evinin eksiğini pek bilmediği için o yalnızca kendi işleriyle uğraşır.
  • Erkek sel, kadın göl*: Ev ekonomisinde, tutumlu olan ya da olması gereken erkek değil, kadındır.
  • Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at, kapında varsa kaldır at: İşe yaramayan ya da sorumluluklarını yerine getirmeyen kişi ve şeylerin faydadan çok zarar getireceğini ifade eder. Hayatı kolaylaştırmayan kişi ya da şeylerle vakit kaybetmemek gerektiği vurgulanır.
  • Ersiz avrat, dizginsiz at gibidir: Kadının eşi olmadan toplumsal yaşamda zorlanabileceği ve denetim ihtiyacını vurgular. Dizginsiz atın kontrolsüz hareket etmesi gibi, yalnız kadının da zorluklarla baş etmede destek veya yönlendirici birine ihtiyaç duyabileceği anlamına gelir.
  • Eti ciğer eden de avrat, ciğeri et eden de: Bir kadının (eşin) ev içindeki becerisi ve katkısının, bir şeyi değerli ya da değersiz kılabileceğini ifade eder. Kadının elinin değdiği şeyler, becerisine bağlı olarak ya daha iyi hale gelir ya da değer kaybeder.
  • Evi erkek yapar, yuvayı kadın: Bir evin şeklini, düzenini, temizliğini sağlayan kadındır. Erkek de bütün bunların yapılması için gerekli olan ihtiyaçları sağlar.
  • Evi ev eden avrat, yurdu şen eden devlet*: "Evin dirlik ve düzenini kadın, ülkenin dirlik ve düzenini de devlet sağlar" anlamında kullanılan bir söz.
  • Evin direği erkek, duvarı kadındır: Evi erkek geçindirir ama kadın çekip çevirir.
  • Getir varlığı, göstereyim karılığı: Maddi ihtiyaçları karşılanan kadınlar evlerine daha iyi bakarlar.
  • Gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar*: Kadınların düğün ve eğlence için büyük fedakarlıklar yapmaktan çekinmeyeceklerini ifade eder. Kadınların eğlenceye ve sosyal etkinliklere olan düşkünlüğünü ve bu uğurda gösterdikleri çabayı abartılı bir şekilde dile getirir.
  • Gül dalından odun olmaz, beslemeden kadın olmaz (Halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun olmaz)*: Her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.
  • Halayıktan kadın olan kurnayı deler tasla, köleden müezzin olan minareyi yıkar sesle: Bir üst sosyal konuma yükselen veya imkana kavuşan bazı insanlar bu duruma hazırlıklı olmadıkları için uyum sağlayamazlar ve aşırıya kaçarlar.
  • Her bıyık buran erkek, her çarşaf örten kadın olmaz: Görünüşe aldanmamak gerektiğini, dış görünüşün her zaman gerçek kişiliği yansıtmadığını ifade eder. Yani, bıyık buran her erkek gerçek bir erkek, her çarşaf giyen her kadın ise gerçekten kadınlık niteliklerine sahip olmayabilir.
  • Her kadın evinin hem hanımı hem halayığıdır: Kadın, evinin hem hizmetçisi hem de hanım efendisidir.
  • Her kadının bir yoğurt çalışı vardır: İnsanlar aynı işi yaparlarken kendilerine en uygun yöntemi kullanırlar.
  • İhtiyar deme, genç deme, evde kadın bulunsun; arpa deme, darı deme, evde unun bulunsun; çalı deme, çırpı deme, evde odun bulunsun: İnsanın bazı temel ihtiyaçları vardır. Evi çekip çeviren bir kadın, bir lokma ekmek için un ve ısınmak için odun bulunan evin önemli ihtiyaçları gerçekleşmiş ve karşılanmış demektir.
  • İyi ipek kendini kırdırmaz, iyi kadın kendini dövdürmez: Kadın eviyle gerektiği gibi ilgilenir, kocasını kızdıracak davranışlarda bulunmazsa kocasından kötü muamele görmez.
  • İyi kadının kocası, cübbesinden bellidir: Bir kadının eşi, toplumda önemli bir konuma sahipse veya iyi bir itibara sahipse, bu durum, kadının da iyi bir karaktere sahip olduğunu düşündürür.
  • Kalkanın yerini, ölenin avradını alırlar: Bir kişi herhangi bir nedenle bir makamı ya da görevi bıraktığında, onun yerinin hızla doldurulacağını ifade eder. Bu söz, insanların vazgeçilmez olmadığını ve boşalan her pozisyonun bir başkası tarafından doldurulacağını anlatır.
  • Karı ile çıkma yola, başına gelir türlü bela: Bazı kadınlar dikkat çekerler ve başkalarının beğenisini kazanırlar, bu da yanındaki erkeği rahatsız eder.
  • Karıdan korkmayan yanılır: Kadını hafife alan veya önemsemeyen erkeklerin ileride bu tutumlarından dolayı pişman olacağını ifade eder. Kadınların zekası, gücü ve etkisi küçümsendiğinde, bu tutumun yanlış olduğu ve ileride beklenmedik sorunlarla karşılaşılabileceği anlatılır.
  • Karıdır sarayı dam yapan, karıdır damı saray yapan: Bir evin güzelliğinde, yaşanacak mutlu bir yuva haline gelmesinde kadının payı büyüktür.
  • Karın soğuğu, kadının soğuğundan iyidir: Soğuk kadın erkeğini bıktırır, sıkar ve kendinden soğutur. Erkeğini evden uzaklaştırır.
  • Karısız evi, parasız erkeği, vur ateşe yansın: Kadınsız bir ev ve parasız bir erkek işe yaramaz.
  • Kırk yılda bir kadın sözü dinlemelidir: Erkek her ne kadar karısının akıl vermesini gururuna yedirmese de bazı konularda onun öğüdünü tutması yarar getirir.
  • Kocasını cennete de cehenneme de sokan karısıdır: Kocasına ve ailesine düşkün olan kadın onu her zaman mutlu etmeye çalışır. Gözü dışarıda olan kadın ise kocasına her zaman acı çektirir.
  • Kocasız karı, beysiz arı: Bir kadının yalnız başına yaşamasının zorluğunu ifade eder. Kadınların sosyal veya ekonomik destek sağlamak için evlenmeleri gerektiği düşüncesini yansıtır.
  • Kör (kesmez) bıçak ele (yavuz), iş bilmeyen avrat dile (yavuz)*: Kör bıçak işe yaramaz ama insanın elini keser; iş bilmeyen kadın da çok konuşmaktan başka bir şey yapmaz.
  • Ocağın yakışığı odun, evin yakışığı kadın: Yaşam belli bir uyum içinde sürer, gider. Evi çekip çeviren, huzuru koruyan, evin şenlenmesini sağlayan kadındır.
  • Ocaktır aşı pişiren, karıdır adamı şişiren: Bir ailenin düzenini sağlayan yerin mutfak olduğunu, evdeki huzuru ve neşeyi ise kadının sağladığını anlatır. Kadının, ev işlerinde ve aile içindeki rolüyle aileyi güçlü ve mutlu kıldığı ifade eder, özellikle kadının kocanın hayatındaki etkisini vurgular.
  • Pekmezi küpten, kadını kökten al: Her şeyin en iyisini yerinden ve bilinenden almalı.
  • Tarlanın taşlısı, karının (kadının) saçlısı (Bağın taşlısı, karının saçlısı) (Tarlanın taşlısı, kadının kaşlısı iyidir): Taşlı tarlaların genellikle daha verimli olduğu ve iyi tarım yapılabildiği, kadının saçlarının ise onun güzelliğini ve sağlığını simgelediği düşünülür. Bu atasözü, görünüşte olumsuz olan bazı özelliklerin aslında değerli ve arzu edilir olabileceğini vurgular.
  • Tarlayı düz al, kadını kız al: Tarla alacak kimse bayırdan, engebeli yerden değil düz yerden almalıdır, evlenecek erkek de dul kadın değil, kız almalıdır.
  • Yuvayı yapan dişi kuştur: Erkek evin dışında çalışır, çabalar, yani evle pek ilgisi yoktur. Daha çok ev işleriyle uğraşan çocukları büyüten yemeği yapan kadındır. Evin ayakta kalabilmesi, evliliğin yürüyebilmesi kadına bağlıdır. Bu kural her canlı için geçerlidir.
( 0 soru/yorum )