İman |
- İman etmek: Allah (c.c.)'ya ve göndermiş olduğu dine inanmak.
- İman sahibi: İnanmış, imanlı kimse.
- İmanım: (teklifsiz konuşmada) (Kısa söylenişle) "Kardeşim, arkadaşım, anam, canım" anlamında bir sesleniş: Eyvallah imanım!
- İmanın şartları: (din) Müslüman olabilmek için inanılması gereken şeylere [Allahü Teala'ya, gönderdiği kitaplara, meleklerine, gönderdiği peygamberlerine, kıyamet gününe ve kadere (hayır ve şerrin Allah'ın takdirinden olduğuna)] şehadet getirmek, amentü.
İman ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "iman" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- İman getirmek: İsteyerek Müslümanlığı kabul etmek.
- İman tahtası: (halk dilinde) Göğüs kemiği.
- İmana gelmek: (deyiminin anlamı)
- Müslümanlığı kabul etmek.
- Sonradan bir şeyi kabul edip uymak: Hah, şimdi imana geldin işte!
- İmana getirmek:
- Müslümanlığı kabul ettirmek.
- İstenilen biçimde davranmayı zorla benimsetmek.
- İmanı bütün: İçten, yapmacıksız inanan, dini bütün.
- İmanı gevremek: (halk dilinde) Çok yorulmak ya da sıkıntı çekmek.
- İmanı yok: "Acımasız" anlamında kullanılır.
- İmanına kadar: (halk dilinde) Son kertesine kadar.
Soru/Yorum Formu