- İliştirilmiş, eklenmiş, ek, merbut: Mektuba ilişik belge.
- İlişkin, ait: Bu davaya ilişik bazı noktalar.
- İlgi, bağlılık, münasebet: Onunla ilişiğim olsun istemem.
- İlişiği kalmamak: Bütün bağları kesilmiş olmak: Akrabalarımla ilişiğim kalmadı. (örnek cümle)
- İlişiğini kesmek: (deyiminin anlamı) Bir kimse ya da şeyle olan ilgisini bitirmek: İşleriyle bütün ilişiğini kesti.
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Formu