- Kişinin, yaradılışından gelen, aynı zamanda çevresinin her türlü koşullarından etkilenerek biçimlenen, davranış ve düşünce tarzını etkileyen bireysel özelliklerinin tümü, mizaç, tabiat: Huy sözcüğü ile tanımlamaya çalıştığımız alan; beynimizin yapısı içerisinde, doğal bir yolla bize miras olarak bırakılan duygu tohumlarıdır. Bu yapı, bizim duygusal davranışlarımızı oluşturacak olan alandır. Örneğin; kıskançlık, kibir, kindarlık, dürüstlük, adillik, yardımseverlik gibi duyguların alt yapısı burada bulunur. (M. Karadağ)
- Vazgeçilmeyecek alışkanlık: Nereye giderse gitsin, gideceği yer ne kadar ters, sapa olursa olsun, her sokağa çıkışta o vitrinin önünden geçmeyi âdet, ne âdeti canım huy edindi kendine, huy... (B. Aksun)
- Huylu:
- Herhangi bir huyu olan: İyi huylu bir insanın hayatı, yeryüzü cennetidir. (C. İnanır)
- İşkilli, tedirgin, kuşkulu.
- Ürkek, sinirli (binek hayvanı): Bölükte çok huylu bir katır varmış. Önüne geleni kapar, ardına geleni tepermiş. (A. Nesin)
Huy ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "huy" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Huy edinmek: Bir davranışı alışkanlık durumuna getirmek: Sol elini cebine sokmayı huy edindi, bu da okuldayken neredeyse her zaman elinin cebinde olması demekti; bu yeni alışkanlığın en moral bozucu yanı ise yaptığının farkında olmamasıydı...
- Huy kapmak: Birlikte bulunduğu bir kimsenin huyunu almak: İnanabiliyor musun bizim kız şimdi de aynı Nilüfer gibi davranıyor, resmen huy kaptı. (T. Coşkuner)
- Huyu batsın (batasıca): Kötü huylu birine "bu huyu yok olsun" anlamında bir ilenme sözü: Sanki duvara konuşuyorum. Huyu batsın. İnadı domuz cinsindendir. Sustu mu, canı istemezse öldür Allah yanıt vermez. (V. Çetin)
- Huyu huyuna suyu suyuna uygun olmak: İki kişi birbirine uygun, yakışır, birbirleriyle anlaşabilir olmak: Azgın bir boğayı boynuzlarından yakalayıp yatıracak güçte bir yiğit, tam Gülendam kalfanın dengi: huyu huyuna, suyu suyuna uygun. (A. İlhan)
- (birinin) Huyu ile huylanmak: O kimseye benzemek, onun gibi olmak: O, Muhammed (sav) huyludur. Onun huyu ile huylan, onunla dost ol (Mesnevi-i Manevi Şerhi ). Sen Allah'ın huyu ile huylan da, sana verilen emanetler eksilmeden kalsın ve kaybolmaktan kurtulsun! (Mesnevi'den Hikayeler)
- (birinin) Huyuna suyuna gitmek: (deyiminin anlamı) İsteklerine, mizacına, alışkanlıklarına uygun düşecek yolda davranmak: Ben de onun huyuna suyuna gidiyor, durumu gerektiği gibi idare ediyordum.
- (birinin) Huyunu suyunu bilmek: İyice tanımak, bütün özelliklerini bilmek: Bizim oğlumuz gibi büyüdü, huyunu suyunu iyi bilirim. (Ç. Ural)
- Huyunu suyunu değiştirmek:
- Eskisine göre değişik davranmak.
- Birinin eskisine göre farklı davranmasına neden olmak: Gel zaman git zaman İstanbul huyunu suyunu değiştirdi. Her önüne gelene gönlünü verdi.
- Boyu boyuna, huyu huyuna (uygun olmak): Karı-koca ya da arkadaşlar arasında her bakımdan uyum olduğunu veya olması gerektiğini anlatır: Bakmışsın alımlı biri çıkıvermiş karşına; hani derler ya, boyu boyuna huyu huyuna uyan... (A. Ö. Çağlar)
- Ya huyundan ya suyundan: İster şöyle ister böyle, çevresinden, ilişkisi olduğu kişilerden etkilendiği bir gerçek: Eskiler boşuna dememiş: "Üzüm üzüme baka baka kararır." "Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan..." diye. Gerçekten de kiminle takılırsan onun gibi olursun (F. Furkan). Sakıp Bey'in yanında bulunan ya huyundan ya suyundan etkilenir. Sakıp Bey bir üniversitedir. İyi arkadaş, iyi bir dosttur...
Huy ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde veya anlamında "huy" kelimesi geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Huy canın altındadır* (Huy canın yongasıdır): İnsanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir.
- Huylu huyundan teneşirde vazgeçer*: Bir kişinin karakteri ve alışkanlıklarının ancak ölümle birlikte değişeceğini ifade eder. İnsanlar, köklü alışkanlıklarını hayatları boyunca sürdürürler ve bu özellikler ancak ölümle sona erer.
- Huylu huyundan vazgeçmez*: (atasözünün anlamı) Bir huy edinmiş olan kişiyi bu huyundan vazgeçirmek için ne denli uğraşılsa boşunadır.
- Huyunu bilmediğin atın arkasına geçme: Görünüşü dost gibi olsa da huyunu suyunu bilmediğin kimselerle fazla samimi olma.
- Huyunu bilmediğin hayvanın ardına düşme: Huyunu bilmediğin kimselere güvenip onlarla herhangi bir işe kalkışma.
- Ak şeker kara şeker, bir damarı soya çeker: İnsanın dış görünüşünden bağımsız olarak, huyu, karakteri ve davranışlarının genetik veya ailevi özelliklerle şekillendiğini ifade eder. Kişi, hangi dış özelliklere sahip olursa olsun, içsel özelliklerinde ailesinden bir iz taşır.
- Arlı arından, huylu huyundan vazgeçmez*: Herkes kendi karakterine göre davranışta bulunur.
- At mizacı al mizacı: Başkalarıyla iyi geçinmek için herkesin huyuna göre uyum sağlamayı bilmek gerekir.
- Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var*: Yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş.
- Bıçağı kestiren kendi suyu, insanı sevdiren kendi huyu*: Bir şeyin, bir kimsenin değeri, kendisinde aranılan özel niteliklerle artar.
- Boyuma göre (boyumca) boy buldum, huyuma göre (huyumca) huy bulamadım*: Her insanın huyu başka başkadır, bu nedenle huyu birbirine benzeyen eş ya da arkadaş bulmak çok güçtür.
- Boz atın yanında duran ya tüyüne çeker, ya huyuna: İnsanın çevresindeki kişilerden etkilendiğini anlatır. Kişi, sürekli birlikte olduğu insanlardan ya davranışlarını ya da görünüşlerini alır.
- Can çıkmayınca (çıkmadan, çıkmadıkça, çıkar) huy çıkmaz* (Can çıkar huy çıkmaz): Huy kişiliğin ayrılmaz bir parçasıdır, ölene dek sürüp gider.
- Çoban olan koyun gütmek, oğul babanın huyun gütmek gerektir: Bir meslekte çalışan kişi yalnızca o mesleğinin işini yapmalı, çocuk da büyüyünce babası gibi olmayı kendine amaç edinmelidir.
- Çocuk büyür, deli uslanmaz: Çocuklar bakımla büyür, gelişirler. Ama doğuştan huysuz akılsız kimseler büyüseler de bu huyları değişmez.
- Çocuğa iyi kötü huy anadan gelir: Çocuğun kişilik sahibi olmasında anne en büyük paya sahiptir.
- Deryanın suyu hanımın huyu: Denizin durumu sürekli değişir; bazen sakin, bazen fırtınalı olabilir. Kadınlar da kimi zaman neşeli, kimi zaman üzüntülü, kimi zaman kaprisli, kimi zaman da coşkuludur. Bu nedenle denize benzetilir.
- Doydum usandım yüzü güzelden, doyup usanamadım huyu güzelden: Kuru kuruya güzellik bir süre sonra insanları bıktırır. Önemli olan gönül ve fikir açısından anlaşabilmektir.
- Eğriden doğru olmaz:
- Görgüsüz, kötü huylu aileden iyi huylu ve temiz kalpli kişiler yetişmez.
- Görgüsüz, kötü huylu kişiye ne yaparsan yap huyunu değiştirmez.
- Eşeği eşeğin yanına bağlarsan ya tüyünden alır ya huyundan: İnsanların uzun süre birlikte vakit geçirdiklerinde birbirlerinden etkilendiklerini anlatır. İnsanın çevresindeki kişiler, onun karakteri ve davranışları üzerinde iz bırakır.
- Güzel huylu olanın can verirler sözüne, çirkin huylu olanın kimse bakmaz yüzüne: İyi niyetli ve güzel huylu insanlar genellikle toplumda saygı görürken, kötü niyetli ve çirkin huylu olanlar genellikle dışlanır veya hor görülürler.
- Güzel yüzlü arama, güzel huylu ara: Güzellik aldatıcıdır, yüzü güzel, huyu kötü kimseyle anlaşmak zordur.
- (Yüzü) Güzele kırk günde doyulur, huyu güzele kırk yılda doyulmaz*: Güzel olup da huyu iyi olmayan bir kimseden çabuk usanılır; oysa iyi huylu bir kimse, çirkin de olsa sevilir, kendisinden bıkılmaz.
- Güzelliğe kapılma, huya bak: Mutlu olmak için yalnız güzellik yetmez, insanın karakterinin de iyi olması gereklidir.
- Güzellik bin bir türlüdür, hepsinin başı huy güzelliğidir: Güzellik çok çeşitli olabilir, ama önemli olan insanın huy güzelliğidir.
- Hayvanın alı (alacası) dışında, insanın alı (alacası) içinde*: Hayvanların dış görünüşlerinden ne olduklarının anlaşılabileceğini, ancak insanların huylarının ve gerçek karakterlerinin dışarıdan bakarak anlaşılamayacağını ifade eder. İnsanların asıl nitelikleri ve niyetleri içlerinde saklıdır ve dış görünüşlerine bakarak değerlendirilemezler.
- Her güzelin bir huyu (kusuru) vardır: Her insanın, dış güzelliğinin yanı sıra bir karakter özelliği veya alışkanlığı olduğunu ifade eder. Hiçbir güzellik kusursuz değildir; herkesin başkalarının hoşuna gitmeyecek belirli bir huyu veya davranışı vardır.
- Herkese kendi adeti hoş gelir: Başkaları güzel bulsa da bulmasa da herkes kendi huyunu güzel bulur.
- Herkesi huyu ile sevmeli: İnsanları oldukları gibi kabul etmeli ve kimi kusurlarını da hoş görmeyi bilmeliyiz.
- İnsanın soyu bir, huyu bindir: İnsanın ailesinden gelen soya bağlı özelliklerinin sabit olduğunu, ancak zamanla farklı huylar edinebileceğini ifade eder. Soydan gelen nitelikler değişmezken, kişinin edindiği huylar zamanla çeşitlenebilir.
- Kendi güzel olacağına huyu güzel olsun: Dış güzellik bir müddet sonra önemini kaybeder, huy güzelliği öne çıkar.
- Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan*: Kişi arkadaşlık ettiği kimseden etkilenir.
- Komşu komşudan huy kapar, ayranına su katar: Aynen hastalıklarda olduğu gibi iyi ve kötü davranışlarda bulaşıcıdır.
- Köylü köyünden geçmiş de, huylu huyundan geçmemiş: Bir kişinin hayatındaki değişiklikler veya zorunluluklar nedeniyle bazı şeylerden vazgeçebileceğini, ancak karakterinden ve alışkanlıklarından asla vazgeçmeyeceğini ifade eder. Toprağını terk eden köylü gibi, insanlar bazı şeyleri bırakabilir, ama huylarını kolay kolay değiştiremezler.
- Kurt köyünü (tüyünü) değiştirir, huyunu değiştirmez*: İçi kötülük dolu bir kişi nereye giderse gitsin, kötü huylarını yanında taşır.
- Lambayı almadan camına bak, gelini almadan huyuna bak: Gelin seçiminde dış görünüşten çok, huy ve karakterin daha önemli olduğunu ifade eder.
- Soydur çeker, huydur geçer: Bir kişinin karakterinin ve huylarının, ait olduğu aile veya soyun özelliklerini taşıdığını ifade eder. Kişinin karakteri, ailesinden gelen özelliklerle şekillenir ve bu huylar kalıcıdır.
- Sütle giren huy canla çıkar*: Küçükken edinilen alışkanlıklar yaşam boyu sürer.
- Yedisinde ne ise yetmişinde de odur (Dokuzunda ne ise doksanında da odur): İnsan yaşlandıkça olgunlaşsa da, huyunu değiştirmez.
- Yılan kabuğunu değiştirir, haysiyetini değiştirmez: Kötü huylu kişilerin dış görünüşlerini ne kadar değiştirseler de, içlerindeki kötü huyların aynı kalacağını ifade eder. İnsan, dışarıdan değişse bile, karakteri ve özü kolay kolay değişmez.
- Yılanın huyu iyi olsaydı ayakları olurdu: Doğası gereği kötü huylu veya tehlikeli olan bir şeyin, yapısının bu özellikleri yansıttığını ifade eder. Yılanın ayaksız olması, onun sinsi ve zararlı doğasının bir simgesidir; yani bazı şeyler doğaları gereği değişmez.
- Yumuşak huylu atın çiftesi pek olur*: Yumuşak huylu kimseler öfkelendiklerinde aşırı davranışlarda bulunurlar.
- Yüz güzelliği hamamdan eve, huy güzelliği Urum'dan Şam'a: Yüz güzelliğinin geçici ve zamanla kaybolabileceğini iç güzelliğin ise sınırları aşabileceğini ve uzun süre varlığını koruyabileceğini vurgular (Urum ve Şam, o dönemlerde birbirlerine çok uzak bölgeler olarak bilinirdi).
- Yüzü güzel olanın huyu (da) güzel olur*: İnsanın yüzü, içinin aynasıdır, güler yüz hoşgörülü, iyi niyetli, uyuşma eğilimli, temiz yürekli kişilerde bulunur; içinde kötülük bulunan kişinin duyguları da yüzüne vurur, kendisini çirkinleştirir.
Soru/Yorum Formu