Horoz nedir ne demektir? Horoz ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Siyah kuyruklu beyaz horoz
    Horoz
    (zooloji) Tavuk türünün erkeği: Horoz, tavukların erkek olanıdır. Genellikle parlak ve gösterişli tüyleri, uzun kuyruğu ve kırmızı ibikleri ile tanınır. Sabahları ötme alışkanlığı ile bilinir ve tavuk sürüsünde koruyucu ve lider rolü üstlenir.
  2. Ahşap kabzalı siyah bir toplu tabancanın horozunun gösterimi
    Silahta horoz
    Ateşli silahlarda çakmak taşına ya da merminin kapsülüne çarparak ateşlemeyi, dolayısıyla merminin ateşlenmesini sağlayan ucu sivri metal parça: Belinden silahını çıkartıp horozunu çekti.
  3. Kapı zembereğinin mandalı.
  4. Bir dişli çakın geri dönmesini önleyen durdurma parçası.


Horoz ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "horoz" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Horoz akıllı (kafalı) (olmak): Şaşkın, sersem, beyinsiz, akılsız, aptal (olmak): Bazı horoz akıllı, koç kafalı beyler tavusun, koyunun erkeklerindeki şekil ve tüy farklarından kendi erliklerine övünme payı ayırmaya kadar gariplik gösteriyorlar. (H. R. Gürpınar)
  • Horoz gibi: Kabadayıca davranan, kavgacı kimse: Oldukça haşin bir tavırla dik dik baktı; horoz gibi! (A. Saraç)
  • Horoz ötmeden: Sabah olmadan, erkenden: "Yarın horoz ötmeden yola çıkacaksınız değil mi?"
  • Horozdan kaçar: "Erkeklerle çıkmamak, onlardan kaçmak" göreneğine aşırı ölçüde bağlı kadın: İffetli davrandıkları, mahallede "horozdan kaçar" gibi yaşayıp erkeklerden eteğinin ucunu gören olmadığı için... (S. K. İrtem)
  • Horozlar ötmek: Sabah olmak: Horozlar ötünce heyecanla fırladı yataktan, güzelliğini görmek için doğruca sırça aynanın karşısına geçti. (B. Akyüz)
  • Horozu başına bağlamak: Erkenden sokağa çıkmak: Her Allah'ın günü horozu başına takar, yüz elli, iki yüz süvariyi peşine alarak manevraya çıkar. (A. S. M. Alus)


Horoz ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "horoz" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Horoz bile dişisini kıskanır: Hiçbir erkek kadınının başka erkeklerle içli dışlı olmasını hoşgörüyle karşılamaz.
  • Horoz evlenir, tavuk tellenir*: Gereği yokken başkasının sevincine katılanlar için söylenen bir söz (tellenmek: Sevincini aşırı göstermek).
  • Horoz kadar eri olanın harman kadar yeri olur (Horoz kadar kocan olsun harman kadar yerin olsun): Yuvanın bereketi erkeğin gücüne bağlıdır.
  • Horoz ölür, gözü çöplükte kalır*: İnsan, bir zamanlar egemen olduğu, sözünü geçirdiği bir çevreden veya makamdan ayrıldıktan sonra bile oranın özlemiyle, hırsıyla yaşar.
  • Horozdan kaçar, kurbanlık koyuna eldivenle yem verir: Kendisinden tehlike beklenmeyecek birine karşı bile çekingen davranan kişinin gereksiz bir korku ve abartılı önlem aldığını alaycı bir şekilde anlatır.
  • Horozsuz da sabah olur:
    1. Bir işin veya olayın belirli bir koşula bağlı olmadan da gerçekleşebileceğini ifade eder.
    2. Her ne olursa olsun, gün mutlaka aydınlığa ve yeni başlangıçlara ev sahipliği yapabilir.
  • Horozsuz tavuk çobansız sürüye benzer: Çobansız sürü bir arada durmaz dağılır; erkeksiz kadın da geçim sıkıntısı çeker, bocalar ve yalnızlık çeker.
  • Horozsuz tavuk yaşamaz:
    1. Bir topluluğun veya organizasyonun liderlik ve rehberlik eksikliğinde düzensizlik ve sorunlarla karşılaşabileceğini vurgular.
    2. Horoz olmadan tavuklar üreyemeyeceği gibi insanlar da soylarını yalnız sürdüremezler.
  • Horozu çok olan köyde sabah (köyün sabahı) geç olur*: Herhangi bir konuda konuşan, karışan çok olursa sonuca geç varılır.
  • Av avlandı, tav tavlandı, deli uslandı, horoz evlendi, komşu tellendi:
    1. Bir dizi olayın gerçekleştiği ve normalde beklenmeyen durumların meydana geldiği durumları anlatır.
    2. Bir olaya, bir toplantıya, bir fırsata vb. duruma her şey bittikten iş işten geçtikten sonra ulaşıldığını anlatır.
  • Beş tavuğa bir horoz yeter*: Birçok kadını yönetmek veya korumak için bir erkek yeter.
  • Bir çöplükte iki horoz ötmez*: Aynı mekanda, makamda veya aynı durumda birden fazla lider veya yetkili kişinin bulunamayacağını, birden fazla kişinin aynı konuda etkili olamayacağını ifade eder.
  • Cahil olan kimse, vakitsiz öten horoz gibidir: Bilgisiz veya deneyimsiz kişilerin, gereksiz ve zamansız konuşmalar yaparak kendilerini açığa vurduklarını ifade eder.
  • Cins horoz yumurtada öter*: Çocuğun soyluluğu ve değeri daha bebekken her hâlinden anlaşılır.
  • Deveye kalburla su vermezler: Her şeyin ve işin düzgünce yapılacağı özel bir yöntemi vardır.
  • Deveye külah, horoza peçe giydirir:
    1. Bir durumun zorluklarına ve olasılıksızlığına rağmen, beklenmedik bir şekilde başarılmasını anlatmak için kullanılır.
    2. İmkânsız veya mantıksız şeyleri yapmaya çalışmak anlamında kullanılır.
  • Elin köyünde horoz olmaktansa, kendi köyünde tavuk olmak yeğdir: İnsan hiç tanımadığı bir yerde varlıklı da olsa mutlu olmaz. Bu yüzden yoksul da olsa dostlarının, tanıdıklarının yanında yaşamak ister.
  • Erken öten horozun başını koparırlar: Zamanı gelmeden ya da yersiz bir şekilde harekete geçen veya konuşan kişinin başına dertler açılabileceğini ifade eder. Aceleci ve dikkatsiz davranmak, olumsuz sonuçlar doğurabilir.
  • Evde horoz, sokakta tavuk olma: Erkek evinde nazik, anlayışlı, kavgasında güçlü olmalıdır.
  • Hancının horozu/tavuğu ölmüş, yolcuya ne: Bir kişinin yaşadığı sorunun veya olayın başkalarını etkilemediğini veya ilgilendirmediğini ifade eder.
  • Her gün tavuk yaşamaktan, bir gün horoz yaşamak iyidir: Sürekli olarak düşük bir konumda veya emir altında yaşamaktansa, bir kez olsun daha yüksek bir pozisyonda veya liderlik rolünde olmanın tercih edilir olduğunu ifade eder.
  • Her horoz (tavuk) kendi çöplüğünde (küllüğünde) öter (eşinir)*: Herkes ancak kendi çevresinde sayılır ve sözü orada geçer.
  • Her şeyin vakti var, horoz bile vaktinde öter (Horoz bile vakitsiz ötmez)*: Her şey zamanı geldiğinde, koşullar oluştuğunda yapılmalıdır, yoksa istenilen sonuç elde edilemez.
  • İddialı öten horozun kanadı tez kırılır: Kendini herkesten üstün görüp başkalarını küçümseyen kimseler er geç hak ettikleri dersi alırlar.
  • Kaz kazla, daz dazla, kel tavuk kel (topal) horozla* (Ördek ördekle, kaz kazla, kör tavuk kör horozla): Ancak her yönden uygun olan kişiler birbiriyle anlaşıp arkadaşlık ederler (daz: Saçı dökülmüş, dazlak).
  • Kılavuzu horoz olan kümeste geceler: Kavgacı, dikbaşlı kimselerle arkadaşlık eden, onların gösterdiği yoldan gider.
  • Kırk gün tavuk olmaktansa bir gün horoz olmak daha iyidir: Önemli bir şey başarmanın veya dikkat çekici bir rol üstlenmenin, uzun süre boyunca düşük bir profilde kalmaktan daha tatmin edici olabileceğini öğütler. Aynı zamanda, kişinin potansiyelini göstermek ve yeteneklerini sergilemek için fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini de vurgular.
  • Misafiri horoz olanın, arpa kalmaz ambarında: Aç gözlü bir misafirin veya israf derecesindeki misafirperverliğin ev sahibine masraf getireceğini ve evin kaynaklarını tüketeceğini ifade eder.
  • Şehirde tavuk olup gıdaklamaktan, köyde horoz olup ötmek yeğdir: Kişinin kendi kimliğini, özgürlüğünü ve liderliğini ifade edebileceği sade bir yerde olmasının, daha kalabalık ve prestijli bir yerde sıradan bir rol oynamaktan daha kıymetli olduğunu anlatır.
  • Vakitsiz öten horozun başını keserler* (Erken öten horozu keserler): Uygun zamanı beklemeden aklına geleni söyleyen, belasını bulur.
  • Zenginin horozu bile yumurtlar*: Paralı kişi başarılı olunamayacak sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur.