- Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan kurnazlık, düzen, dolap: Bir hileyle elinizden silahlarınızı aldıktan sonra sizlere neler ettiklerini bir hatırlayın. (E. Subaşı)
- Çıkar sağlamak amacıyla bir mala değersiz bir şey karıştırma: Yazıklar olsun ölçü ve tartıya hile karıştıranlara. Onlar insanlardan bir şey aldıklarında ölçerek tastamam alırlar. Onlara satmak için ölçüp tartarken eksiltirler. Onlar bir gün diriltileceklerini hiç ummuyorlar mı? (Mutaffifin Suresinden)
- (hukuk) Bir kimseyi bir irade bildiriminde bulunmayan bir sözleşme yapmaya yöneltmek için, o kimsede yanlış bir düşünüş uyandırma ya da var olan yanlış düşünüşü devam ettirme amacıyla yapılan davranışlar.
- Sahne ya da filmde genel olarak alışılmadık etkiler yaratmak, görünüm değişikliği oluşturmak için kullanılan yol, yöntem, mekanizma.
Hile ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde ya da anlamında "hile" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Hile yapmak:
- Aldatmak: Ona da hile yaptı. Önce ortaya dostluk sözleri atıp onu gafil avladıktan sonra halkının hepsini yağmaladı. (M. Öztürk)
- Çıkar sağlamak üzere bir mala değersiz bir şey katmak: Süte su karıştırarak hile yapılmış.
- Hile hurda bilmez: (deyiminin anlamı) Kimseyi aldatmaz, doğru: Çalışır tarlada gelini kızı, / Hile hurda bilmez sağlamdır özü, / Ne ise çekinmez söylerler sözü, / Eğri çubuk olmak zor bizim köyde. (Ü. Z. Soyuduru)
- Hilesi hurdası yok: Yalanı dolanı yok: "Hilesi hurdası yoktur Beşir Efendi'nin. Gözün kapalı alışveriş yapabilirsin." (C. Tan)
- Dolap çevirmek (döndürmek): Hile ve dalavere ile iş yapmak: Görseniz doksan dolap çevirir tek ayağının üstünde. Bu okullar için vermediği söz, etmediği yemin kalmadı. "Şöyle yapacağım, böyle edeceğim..." (T. Apaydın)
- Dümen çevirmek: Hileye, düzene başvurmak: Çaldı çırptı nice dümen çevirdi. Tek tek sorulacak hep birer birer. (H. H. Ekiz)
- Fırıldak çevirmek: Düzen ve hile yaparak iş becermek: Bu adam bir fırıldak çeviriyor, dedim. Aklımda kaldığı kadarıyla on beş kişinin parasını aldı paraların üzerine yattı. (M. Gür)
- Kitaba (kitabına) uydurmak: Yolsuz bir işi öyle değilmiş gibi gösterecek hileli bir çare bulmak: ... adaletsizlikten şikayet eder: "Herif, kitabına uydurur, alır çuval ile... Kimse demez bir şey... Ama sen alırsın beş on kuruş... Tıkarlar böyle deliğe" (R. N. Güntekin)
- Kumpas kurmak: Birini tuzağa düşürmek amacıyla gizli bir iş, hile, düzen hazırlamak: Babası ortağının kurduğu bir kumpas sonucu yıllarca hapis yatmış, sonra da gerçekler ortaya çıkınca serbest kalmıştı. (Ö. Tekdemir)
- Kumpasa gelmek: Tuzağa düşmek, hile ile kandırılmak: Bir şeylerin ters gittiğini anlasa da, iş işten geçmiş (...) kumpasa geldiğini anlamıştı. (O. Sezer)
- (birine) Külah giydirmek: Hile ile, oyunla aldatmak: Erkeği ile kadını ile herkese göre bir külah bulup giydirmiş ve parmağını kaptırandan kolunu, ayağını, bütün bedenini almıştır. (N. Yıldız)
- (birine) Madik atmak: (argo) Dolap çevirmek, hile yapmak: Gâvurlardan kalma bu kocaman fabrikayı ele geçirmek için az mı madik attı sağa sola? (O. Kemal)
- Numara çevirmek: Hile yapmak, dalavereyle iş bitirmek: Ne olduğunu anlayamadıkları bir numara çeviriyordu.
Hile ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde veya anlamında "hile, hilekar" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Hile ile iş gören mihnet ile can verir*: (atasözünün anlamı) İşlerine hile karıştırarak yaşamış kişi bunun cezasını er geç görür.
- Hile ile onsa şeytan onardı: Aldatma ve sahtekarlık yaparak yaşayanlar, yaptıkları işlerden pek kazançlı çıkmazlar (onmak: daha iyi bir duruma gelmek, feraha ermek).
- Hile ile onsaydı, sıçan onardı: Hile yaparak zengin olunamayacağını, iyi bir konuma gelinemeyeceğini ifade eder. Eğer hileyle zenginlik elde edilebilseydi, en kurnaz hayvanlardan biri olan sıçan da zengin olurdu.
- Hile ile peynir gemisi yürümez: Sürekli aldatma ve kandırma yoluyla geçim ve düzen sağlanamaz.
- Hileden sakınan azdır: Çoğu kişinin çıkar ve avantaj sağlamak için hileye başvurduğunu, dürüstlüğün nadir bir erdem olduğunu ifade eder. Hile yapmak kolay bir çözüm gibi görünse de, gerçekten dürüst kalabilenlerin sayısının az olduğu vurgulanır.
- Hilekar dokuz ocak yıkmayınca bir ocak kuramaz: İşlerini hile ve sahtekarlıkla yürütmeyi huy edinen kimse bu yolda pek çok kişinin düzenini bozar.
- Hilekar unmaz kuyruğu ele girer: Hilekar kimse er geç açık verir, bu nedenle de başarılı olamaz.
- Hilekardan yumurta alan içinde sarısını bulamaz: Güvenilmez kişilerin sunduğu şeylerin genellikle kalitesiz olduğunu ifade eder. Güvenilir olmayan kişilerden elde edilen şeyler, beklentileri karşılamayabilir.
- Hilekarı seven olmaz: Hile ile, sahtekarlıkla uğraşan insanlar toplumda yer edinemezler ve hiç kimse tarafından sevilmezler.
- Hilekarın gözü yaşlı olur: Hile ile iş yapan kimseler insanları daha kolay etkilemek için masum ve acınaklı tavırlar takınırlar.
- Hilekarın (yalancının) mumu yatsıya kadar yanar: İnsanları kandırarak kendine çıkar sağlamayı huy edinen kimse bir gün mutlaka yakayı ele verir.
- Hileli pazar mideyi bozar: Eğer bir işe hile karışmışsa o işten hayır gelmeyeceğini ifade eder.
- Aldatan aldanır: İnsanları aldatarak, onların sırtından geçinen kimselerin aslında kendileri hiçbir şeyde başarılı olamazlar. Hile ve başarı pek uzun süre birlikte olamaz.
- Aldatmak alçaklık, aldanmak ahmaklıktır: Yalancılık, sahtekarlık, hilekarlık bir insanın sahip olabileceği en kötü huylardır. Böyle kişilere de ancak cahil, saf aptal kimseler inanır.
- Aslan mert olur, kaplan hilekar: Aslanın doğrudan ve cesur bir şekilde hareket ettiğini, kaplanın ise bazen hile veya kurnazlığa başvurabileceğini ifade eder. Bu atasözü genellikle insan karakterlerini tanımlarken kullanılır; birinin doğrudan ve dürüst, diğerinin ise bazen dolambaçlı veya hileli yollarla hedefine ulaşmaya çalıştığını anlatır.
- Avcı ne kadar hile (al) bilse ayı o kadar yol bilir*: Bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır.
- Ayyar tilki art ayağından tutulur*: İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir (ayyar: dolandırıcı).
- Buğday gösterip arpa satar: Ticaret hayatında aldatmaca yapmayı alışkanlık haline getiren insanlar hileli mal satarlar. Bunlarla yapılan alışverişlerde dikkatli olmak gerekir.
- Dün cin olmuş, bugün adam çarpıyor*: İşinde ustalaşmadan hile yollarına başvuruyor.
- Düzen (hile) olan evde (yerde) düzen olmaz: Hile ve dalaverelerle iş yapılan bir ortamda gerçek bir düzen ve huzur sağlanamayacağını ifade eder. Hileli yöntemler, güveni zedelediği için toplum veya aile içindeki dengeyi bozarak karmaşaya yol açar.
- Eğrinin dünyada da ahirette de yeri yok: Dürüst davranmayan, hilekar kişiler toplumda bir yer edinemezler. İnsanlar kendilerinden uzak dururlar.
- El, adamı sulu dereye götürür de susuz getirir: Çevremizde, her türlü kurnazlığı, hileyi yapabilecek insanlar olabilir. Yabancı kimselere, tanımadığımız insanlara karşı temkinli olmalıyız.
- Gözle gönül hile götürmez: Yaptığımız işlerde dikkatli olursak ve etraflı bir şekilde düşünerek, gözleyerek işlerimizi yapmaya gayret edersek kolay aldatılmayız.
- Haram geldi, helali de götürdü: Haksız ve haram yollarla elde edilen kazancın, doğru ve helal yollardan kazanılanları da yok edeceğini ifade eder. Yalan ve hileyle yapılan işin bereketi olmaz, aksine kişinin kazancına da zarar verir.
- Harama hile karıştırma: Zaten yanlış ve yasak olan bir şeyi daha da kötüleştirmekten kaçınmak gerektiğini ifade eder. Haram bir işi yaparken bile dürüst olunmadığında sonuçları daha da vahim olabilir.
- Kıl bir hile, al bin akçe: Sahtekarlık yaparak büyük miktarda haksız kazanç elde edilebilir (kıl: kılmak: yapmak).
- Kurt kurt masalı, tilki de tilki masalı okur: Kurnaz ve hileci kimseler kendilerini ilgilendiren konularla ilgilenirler.
- Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar*: Kurnaz ve hileci kimse ile ortaklık eden kişi hilenin en büyük kurbanı olur.
- Zeyrek kuş iki ayağından tutulur*: İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.
Hile ile ilgili birleşik kelimeler
- Hile hurda: Aldatma, kandırma: O kurnaz, zenginliği hile hurda ile toplamış, aldatma ve haraç yolunda gücünü kullanmıştır. (A. O. Muş)
- Hileli: İçine hile karışmış, hileyle yapılmış, yalanlı dolanlı, düzenli: Hileli oyun. Hileli zar.
Soru/Yorum Formu