- Bir iş yapmak, bir girişimde bulunmak için gereken her şeyini tamamlamış, hazırlamış olan, anık: Biz hazırız, artık gidelim.
- Belli bir işe yayacak bir duruma getirilmiş, tamamlanmış: Yemek hazır, haydi oturalım.
- Yapılmış olup alıcı bekleyen, ısmarlama karşıtı: Hazır giyim. Hazır çorba.
- Başına getirildiği eylemin bir fırsat diye alındığını anlatır: Hazır ayağa kalkmışken bir çay koy. Hazır gelmişken eski komşulara da uğrayalım.
Hazır ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler
- (Bir yerde) Hazır bulunmak:
- Bulunmak.
- Bir işi halen yapabilecek durumda olmak.
- Gelecek için hazırlanmış, önlem almış olmak.
- (Bir şeyi) Hazır etmek: Hemen kullanılabilecek duruma getirmek.
- Hazır kıta: (askeri terim) Ani durumlarda görevlendirilerek güvenliği sağlamak üzere kışla, konak ve ordugahlarda, çabucak hazırlanacak biçimde bekletilen askeri birlik.
- Hazır mal: (iktisat) Satışa sunulabilecek mal.
- Hazır ol!: (askeri terim) Esas duruşa geçilmesi için verilen komut.
- Hazır ol duruşu: Esas duruş.
- Hazır para:
- Herhangi bir iş için ödemeye hazır bulundurulan para.
- Emeksiz elde edilmiş ya da biriktirilmiş para.
- Hazır ve nazır:
- Her yerde bulunan kimse.
- Her şeyi gören (Rab).
Hazır ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "hazır" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Hazır evin has kadını: (deyiminin anlamı) Daha önce kurulmuş bir düzenden yararlanıp kendisi bu düzene katkıda bulunmayan.
- Hazır mezarın ölüsü: (şaka yollu) Her hizmeti başkalarından bekleyen tembel kimse.
- Hazır yiyici: Önceden kazanılmış varlığı harcayan.
- Hazıra konmak: Başkasının emeğiyle ortaya çıkmış bir şeyden yararlanmak.
- Hazırdan yemek: Yenisini kazanmaksızın, bir iş yapmaksızın elindekini harcamak.
Hazır ile ilgili atasözü ve anlamı
İçinde "hazır" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Hazıra dağ (dağlar) dayanmaz: (atasözünün anlamı) Yenisini kazanmaksızın hazırdan tüketmeye ne kadar çok kaynak olsa yine de dayanmaz.
Soru/Yorum Formu