- Beklenmedik, yadırganan bir şeyin yol açtığı şaşkınlık, şaşırma: Hayretdi, karısının öldüğü zaman bile / Düşmemişti bu kadar derin bir sessizliğe. (R. Cantaş)
- (ünlem) Şaşılacak bir şey karşısında söylenir: Hayret doğrusu! İnsan kendisini kaçıran adama aşık olur mu? (İ. Selman)
Hayret ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "hayret" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Hayret etmek: Şaşmak, şaşırmak: Nedenini tam olarak anlayamamakla birlikte Almanlar bana hayret ediyorlar, ben de onların bana hayret etmelerine hayret ediyorum. (İlgili cümle kaynağı: A. Büke)
- Hayrete düşmek: Şaşırmak, şaşakalmak.
- Hayrete düşürmek: (deyiminin anlamı) Şaşırtmak, şaşkınlığa yol açmak: Bu iş, bu zamansız af ve bu yersiz lütuf o yiğidi hayrete düşürdü. (Mesnevi)
- Hayrette bırakmak: Şaşmasına yol açmak.
- Hayrette (veya hayretler içinde) kalmak: Şaşakalmak, şaşalamak: "Sizin kahve İSPİRTO OCAĞINDA pişiriliyor. İspirto alkol olduğu için haramdır..." Hayretler içinde donup kalmıştım bizim kurmay yüzbaşının bu sözlerine... (F. Altay)
- Hayretten donakalmak: Çok şaşırmak, inanamamak.
Soru/Yorum Formu