- (edat) "Yok, öyle değil, olmaz" anlamlarında kullanılan onamama, onaylamama ve inkar bildiren söz (evet karşıtı): - Bunu okudun mu? - Hayır, henüz değil.
- (isim) Karşılık beklemeksizin yapılan iyilik: Öyle ise bir hayır yapalım. (K. Tahir)
- (sıfat) İyi, yararlı, faydalı: Gelin bir hayır iş edelim, şunların gönülleri hoş olsun... (A. Sayar)
Hayır ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "hayır" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
( atasözlerine geç )- Hayır beklememek: (deyiminin anlamı) İyilik ummamak, yararlı olacağını sanmamak: Münakaşadan, itişip çekişmeden bir hayır bekleme! (N. F. Kısakürek)
- Hayır dememek: Bir şeyi geri çevirmemek: Bir bardak çaya hayır demem doğrusu.
- Hayır dua etmek: İyi dileklerde bulunmak: Yarkend halkı, Müslüman olduktan sonra mallarını fakirlere dağıttı. Fakirler de onlara hayır dua etti. (N. Demir)
- (birinin) Hayır duasını almak: Birinin iyi dileklerini almak: Yaşlanan hocasının elini öpüp hayır duasını aldı. (G. Maraş)
- Hayır etmemek:
- Yararı olmamak: Ona o kadar öğüt hayır etmedi.
- İyileşememek, düzelememek: Götürmedik hoca, doktor komadılar ama hayır etmedi. (M. Başaran)
- Hayır gelmemek: Yararı dokunmamak: Artık ondan size bir hayır gelmez.
- (bir şeyden) Hayır görmemek: O şey işine yaramamak, o şey kendisine yararlı olmamak: Aile bu zenginlikten de hayır görmedi ve tüm mal varlığını yitirdi. (O. Özbaş)
- Hayır işlemek: Din ve insanlık bakımından övülecek bir davranışta, yardımda bulunmak: Eğer kişi iyi bir insan ise, hayır işleyerek sevabını artırır. (H. Döndüren)
- (bir şeyde) Hayır kalmamak: İşe yarar durumu kalmamak, artık işe yaramaz olmak: Bu işte, hayır kalmadı ya, hiç olmazsa büsbütün berbat etmeyelim. (K. Tahir)
- Hayır sahibi: İyiliksever: Bir hayır sahibi yardımı ile ona sığınacak yer bulur. (T. Akansu)
- Hayır söylemek: Hayırlı söz söylemek, hoşa gitmeyecek söz konuşmamak: Mezhep İmamımız Ebu Hanife Hazretleri'nin yüzüğünde şu cümle yazılı idi: "Ya hayır söyle, yoksa sus" (A. Gülcemal)
- Hayır yok:
- Bir şey yararlı değil, o şey artık işe yaramaz: Baktın bundan hayır yok, durmak yok yola devam! (K. Doğan)
- O kişi istenileni yapamaz: Tamam enişte, anladık. Senden hayır yok. (O. Akçizmeci)
- Hayra alamet: İyi bir durum belirtisi: Bu tavır hoşlarına gitmişti, hayra alametti. (K. Anadol)
- Hayra alamet değil: Uğursuz sayılacak bir olay için kullanılan bir söz: Bu hayra alamet bir durum değildir hünkârım. Bu fitne başı kim ise cezasını çeke. (M. A. Sinan)
- Hayra karşı: İyilikle, hayırlı olması dileğiyle: (...) bunları söyleyip; "haydi, hayra karşı" diyerek onları uğurladı. (Mesnevi)
- Hayra yormak: Görülen bir rüyayı iyi ve olumlu yönde yorumlamak: Gözlerinin her daim mahmur bakışını, ben pek hayra yoramıyorum. (H. Taner)
- Hayırdır İnşallah:
- Anlatılan bir rüyayı iyiye yormak için söylenir: – Akşam garip bir rüya gördüm paşa. – Hayırdır inşallah Sultanım!... – Hayır mı, şer mi öğreneceğiz inşallah. Hazırlan tebdili kıyafet giyip dışarı çıkıyoruz. (M. N. Aslan)
- Şaşkınlık ve merak uyandıran olgular karşısında söylenir: "Kaç gündür hiç kimseyle konuşmamışsınız. Bir anda benimle görüşmek istemişsiniz. Hayırdır inşallah" (M. M. Emlik)
- Hayrı dokunmak:
- İşe yaramak: Kıtlık yılında ahaliye çok hayrı dokundu. (N. Lugal)
- İyiliğini görmek: Bana çok büyük bir hayrı dokundu. (Türk edebiyatı)
- Hayrı olmamak: Yararlı, yardımcı olmamak: Haram maldı, kâr getirmedi, hayrı da olmadı. (F. M. Emecen)
- Hayır ola (hayrola): "Ne var?", "ne oluyor?" anlamına gelip merak bildirir: Beni görür görmez tanıdı: – Hayır ola bey... Bir emrin mi var? (A. H. Eken). Hayrola! Neden bu kadar telaşlandınız? (M. Çoban)
- Hayrını gör: (Yeni alınan bir şey için) "Güle güle iyi günlerde kullan" anlamında ya da kırgınlık, alay belirtmek için söylenir: Sattım gitti, hadi hayrını gör (A. Saraç). "Al kabağını hayrını gör! Onu da bir işe yaratmadın, defol!" dedi. (M. N. Sepetçioğlu)
- Hayrını görmek: İyiliği dokunmak: Evlât büyüt de hayrını gör demişler. (Türk Edebiyatı)
- Ağzını hayra aç!: Kötü olasılıklardan söz edenlere söylenir: — İkimiz de bırakıp çıktık. Ağzının üzerine devrilse boğulup gider Allah muhafaza!.. — Kız ağzını hayra aç!... Allah korusun. (S. Kaplan)
- Allah hayırlı etsin: Genellikle bir olay başlangıcında "uğurlu olsun" anlamında söylenir: "Allah hayırlı etsin, analı babalı büyütesin!" dedi. (R. Enis)
- Allah sonunu hayır etsin: Bir işin sonucundan kuşku duyulduğunda söylenen bir iyi dilek sözü: Bana kalırsa hapı yuttu gibi... Allah sonunu hayır etsin... Hali harap vesselam... (K. Tahir)
- Babasının hayrına: Salt iyilik olsun diye, hiçbir çıkar gözetmeksizin: Herkes babasının hayrına mı çalışıyor?
- Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmemek: Verdiği zarar, yaptığı hizmetten büyük olmak: Bu kadar didinmesi sevinilecek bir sonuç verseydi bari, fakat ne gezer: Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmedi. (H. F. Gözler)
- Rüyasında görse hayra yormamak: Akıl ve hayalinden geçirmemek, olacağına inanmamak: Aslına bakılırsa aktör olmayı rüyasında görse, hayra yormazdı. (İlgili cümle kaynağı: A. İlhan)
- Sabahlar (Sabah şerifleriniz) hayrolsun: İyi sabahlar olsun, günaydın: "Oğul, sabah şeriflerin hayırlı olsun. Nasıl rahat uyudun mu?" "Sizin de sabah şerifleriniz hayırlı olsun, ana! Çok rahat uyudum." (H. Adıgüzel)
Hayır ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "hayır" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Hayır Allah'tan, şer şeytandan: Allah yarattığı kullarına kötülük göndermez. Bizi kötülüğe sürükleyecek bir sebep çıkarsa bunun şeytanın işi olduğunu bilmeliyiz. Şeytandan ve ona uymaktan kurtulmaya çalışmalıyız.
- Hayır de, hayır göresin: Başkaları hakkında iyi dileklerde bulunursan onlar da her zaman senin iyiliğini isterler.
- Hayır dile eşine (komşuna), hayır gele başına (Ne dilersen eşine o gelir başına)*: (atasözünün anlamı) Yakınların için iyi şeyler dile ve yap ki, onlar da senin için iyi şeyler dilesinler, yapsınlar.
- Hayırlı adam pazar yapar, hayırsız adam pazar bozar: İyi niyetli, yardımsever kimseler herkesin huzurlu ve mutlu olmalarını isterler, kötü niyetli, geçimsiz kimseler ise başkalarının huzurunu bozmak için her yola başvururlar.
- Hayırlı babanın hayırsız evladı: Ana babalar çocuklarına ne kadar emek verip büyütse de bazen onlardan nankörlük görebilirler.
- Hayırlı evlat neylesin malı, hayırsız evlat neylesin malı*:
- Akıllı evlat kendisi çalışıp kazanır, miras kalacak mala gereksinme duymaz. Akılsız evlat ise kendi çalışıp kazanamadığı gibi miras kalacak malı da gereği gibi değerlendiremez, kısa sürede tüketir.
- Önemli olan mülk değil, onun kullanım biçimidir.
- Hayır işi uzat şerre dönsün, şer işi uzat hayra dönsün (Şer işi uzat hayra dönsün, hayır işi uzatma şerre dönmesin): Sonunda ortaya çıkacak durumlara göre bazı konuları öne almanın veya ertelemenin faydası olabilir. Ancak bunun sınırlarını çok iyi tespit etmek gerekir.
- Hayır sal dostuna, hayır gelsin başına: Başkalarına iyilik eden kişinin sonunda kendisinin de iyilik göreceğini anlatır. Yapılan iyiliklerin, kişiye dolaylı olarak geri döneceğini ifade eder.
- Hayırlı iş, dura dura şerre döner: Zamanında yapılmak şartıyla çok iyi sonuçlar verebilecek bir iş geciktiği zaman kötü sonuçlar verebilir.
- Hayırlı komşu, hayırsız akrabadan iyidir*: İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz dost ve komşularımız, hiçbir ilgi ve alakasını görmediğimiz hısımlarımızdan, bize daha yakındır.
- Hayırsız adamdan taş evla: Güvenilmez, işe yaramaz veya zararlı bir kişidense, en azından zarar vermeyen cansız bir şeyin daha değerli olduğunu ifade eder. Kötü niyetli veya faydasız insanlardan uzak durmanın ve onlara güvenmemenin önemini vurgular.
- Hayırsız dost gereksiz post: Faydasız hatta zarar gelebilecek kimselerle arkadaşlık yapılmamalıdır.
- Hayırsız evlat, baba ocağına incir diker: Bir kişinin ailesine karşı sorumluluklarını ve saygısını korumasının önemini vurgular. Aile üyelerinin birbirlerine karşı iyi niyetli ve sevgi dolu davranışlarda bulunmaları gerektiğini hatırlatır.
- Hayırsız evlat dermansız dertten beterdir: İnsan hayırsız bir evlada sahip olunca bundan büyük üzüntü duyar. Çünkü hayırsız evlat yalnızca düştüğünde ana babasını arar.
- Adamın adı çıkmadansa canı çıkması hayırlıdır: İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.
- Adamın hayırlısı, ammeye faydalıdır: En değerli insanların topluma ve çevresine yarar sağlayan kişiler olduğunu ifade eder. İnsanların gerçek değeri, başkalarına kattıkları fayda ile ölçülür (amme: halk, herkes).
- Ağlayanın malı gülene hayretmez (yaramaz)*: Birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.
- Ağzından hayır çıkmazsa bari şey söyleme*: "Lehte konuşmuyorsun, iyi şeyler söylemiyorsun, hiç olmazsa aleyhte de konuşma, kötü şeyler söyleme" anlamında kullanılan bir söz.
- Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır*: Akıllı düşmanla anlaşmak, akılsız dostla anlaşmaktan daha kolaydır.
- Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir*: Bir işi sağlam ve dinlenmiş bir kafayla yapmanın, gündüz gözüyle çalışmanın yararlarının daha çok olduğunu anlatır.
- Allah'tan hayır iste, hayır bulasın: İyi dileklerde bulunan kişinin istekleri gerçekleşir. Allah iyi ve güzel şekilde kullanılmak için kendisinden istenen hiçbir şeye hayır demez.
- Amellerin en hayırlısı sonu hayır olanıdır: Yapılan işlerin hayırlı sonuçlanmasının esas önemli olan şey olduğunu ifade eder. Bir işin başındaki niyet veya çaba ne kadar büyük olsa da, sonuç olumlu değilse o işin gerçek bir değer taşımadığını anlatır.
- Arsıza öğüt hayretmez: Bir insan görgüsüz ve lâf anlamaz biriyse onu hiç bir öğüt doğru yola getiremez.
- Babasına hayır etmeyenin kimseye hayrı olmaz (Babasına hayrı olmayanın kime hayrı olur?): Ailesine, özellikle de babasına saygı göstermeyen ve ona iyilik yapmayan kimsenin, başka kimseye de iyilik yapmayacağını anlatır.
- Besmelesizden hayır gelmez: Allah'ın adı anılmadan, saygı ve özen göstermeden yapılan işlerin bereket ve hayır getirmeyeceğini ifade eder. Bu söz, bir işe doğru niyetle ve manevi bir farkındalıkla başlamanın önemini vurgular.
- Birdenbire gelen devlette hayır yoktur: Aniden ve kolayca elde edilen servetin genellikle kalıcı veya bereketli olmadığını anlatır. Emeksiz kazanılan zenginliğin çabuk tükenme ve fayda getirmeme olasılığı yüksek görülür (devlet: Mutluluk, saadet, talih, baht).
- Borcun hayırlısı ödenendir: Borçlu yaşayıp huzursuz olmaktansa ödeyip kurtulmak en iyisidir.
- Cahilin ibadetinden âlimin uykusu hayırlıdır: Bilgi sahibi olmadan yapılan ibadetlerin tam manasıyla yapılamayacağını, oysa bilge bir insanın dinlenmesinin bile daha değerli olabileceğini ifade eder. İbadetin gerçek anlamda faydalı olabilmesi için bilgi ve bilinçle yapılması gerektiği vurgulanır.
- Cömert vergisini hayırlıdan hayırsızdan esirgemez: Cömert bir insanın yardım ve desteklerini kimin hak edip etmediğine bakmaksızın herkese dağıtacağını ifade eder. Cömertlik, karşılık beklemeden yapılan iyiliklerdir.
- Dar yerde yemek yemektense, bol yerde dayak yemek hayırlıdır: Zor şartlar altında yaşamak yerine, daha rahat bir ortamda zorluklarla başa çıkmayı tercih etmenin daha iyi olduğunu ifade eder.
- Değirmencinin evine hayırlı haber gelmez; ya bent yıkılmıştır, ya su kesilmiştir: Bazı işlerin aksaklıklarla dolu olduğunu ve sıkıntıların sürekli olduğunu anlatır.
- Edep en hayırlı mirastır / En hayırlı miras edeptir: İnsanın ölümünden sonra çocuklarına bıraktıkları arasında en değerlisi vermiş olduğu eğitim ve terbiyedir.
- Elden gelen hayrı diriğ etme: Elimizden gelen yardımı yapmaktan kaçınmamamız gerektiğini ifade eder. İhtiyaç sahiplerine yardım etmek, insanlık ve toplumsal dayanışma açısından büyük bir önem taşır (diriğ etmek: Esirgemek, kıyamamak).
- Eski dost düşman olmaz, yeni dosttan hayır gelmez (yenisinden vefa gelmez)*: Sağlam dostlukların ve kalıcı dostluk bağlarının kurulması uzun süre alır. Yeni dost bugün varken yarın yok olabilir.
- Eşeğe söz, kokmuşa tuz hayretmez: Anlayışsız cahil kişiye laf anlatmak oldukça güçtür.
- Eşek baş olunca, encam hayır olmaz: Yeterli bilgi, yetenek veya liderlik vasfına sahip olmayan bir kişinin önemli bir mevkiye gelmesi durumunda, bu durumun olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade eder (encam: Son).
- Ettiği hayır ürküttüğü kurbağaya değmez: Yapılan iyiliğin ya da harcanan emeğin, yol açtığı zarara veya sıkıntıya değmediğini ifade eder. Yani, sonuçta elde edilen yarar, uğruna feda edilenlere oranla çok önemsizdir.
- Ettin bir hayır, tut bacağını ayır: Yapılan iyiliğin yarım bırakılmaması ve gereken tüm çabanın harcanması gerektiğini ifade eder. Bir hayra niyet eden kişinin, işin tümünü tamamlayarak karşısındakine tam anlamıyla yardımcı olması gerektiğini anlatır.
- Geç kalan işte hayır vardır:
- İşlerin bazen planlandığı zamanda gerçekleşmemesinin ardında beklenmedik olumlu sonuçlar veya faydalar olabileceğini ifade eder. Sabırla beklenen durumlarda hayırlı gelişmelerin yaşanabileceğine işaret eder.
- İşlerin aceleye getirilmemesi gerektiğini, her şeyin uygun bir zamanı olduğunu anlatır. Zamanında yapılmayan işlerin eksiksiz olması, aceleyle yapılmış eksik işlerden daha değerlidir.
- Gönülden kopan ihsanın hayırlısıdır: Yardımın en değerlisi, hiçbir karşılık beklemeden yapılanıdır.
- Gönülsüz köpeğin sürüye hayrı olmaz (Gönülsüz davara giden köpekten hayır gelmez): İnsan bir işi istemeden yaparsa o işten hayır gelmez.
- Gönülsüz verilen sadakadan hayır gelmez: Yardım, eğer isteyerek yapılırsa bir anlam ve güzellik kazanır.
- Hanım kırarsa hayır ola, halayık kırarsa kör ola: Bir hata veya zararın kimin tarafından yapıldığına göre değerlendirildiğini anlatır. Yüksek makam veya mevki sahibi birinin hatası hoşgörüyle karşılanırken, alt konumda olan birinin hatasının daha çok eleştirildiğini ifade eder (halayık: Cariye).
- Haram mal karın doyurmaz, doyursa da devamlı olmaz, olsa da hayırlı olmaz: Haksız yollardan elde edilen kazancın sahibine fayda getirmeyeceğini ifade eder. Haram kazanç ilk başlarda faydalı oluyor gözükse bile, uzun vadede hayır ve bereket getirmez.
- Haramzadeden hayır bekleme: Yasak ve uygunsuz yollarla geçimini sağlayan kişilerden kimseye hayır gelmez.
- Her hayrın mukabilinde on şer bağışlanır: Yapılan iyiliklerin geçmişteki hataları ve günahları silmeye yardımcı olabileceğini ifade eder. Bir hayır işleyen kişinin, geçmişte işlediği on hatanın affedileceğini anlatır.
- Her işte bir hayır vardır*: Başında kötü gibi görünen bir iş iyilik ile sonuçlanabilir; Allah bilir biz bilmeyiz.
- Her zararda bir hayır vardır: Olumsuz durumların bile bazı olumlu sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. Kötü görünen olaylar, zamanla bazı hayırlı sonuçlara veya hayat derslerine dönüşebilir.
- İsraf etmede hayır, hayırda israf olmaz: Gereksiz yere harcamanın hiçbir yararı olmadığını, ancak iyilik ve hayır işlerinde cömert olunması gerektiğini anlatır. Faydalı işlerde yapılan harcamalar, israf sayılmaz ve her zaman olumlu sonuçlar doğurur.
- Kapına geleni hayır bil, ne verirsen hayır bil: Misafirlere ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin önemini ve bu davranışın hayırlı bir iş olduğunu ifade eder.
- Karga mandayı (Saksağan danayı) babası hayrına bitlemez*: Başkasına bir hizmette bulunan kimsenin kendisinin de bir çıkarı var demektir (bitlemek: Bir kimsenin veya bir hayvanın bitlerini ayıklamak).
- Kedisi farelerle hoş geçinen bakkalın dükkanından hayır gelmez: Kötü işleri, kötü alışkanlıkları veya olumsuz durumları tolere eden veya hoş gören kişilerin işlerinin başarılı olmasının zor olduğunu ifade eder.
- Kesilen baş yerine gelmez gelse de hayır gelmez: Kesin olarak yapılıp sonuçlandırılan iş, eski durumuna getirilemez.
- Kimseden kimseye hayır yok: İnsanlar bir işe girişirken öncelikle kendi gücüne güvenmelidir.
- Korkulu düşün sonu hayırdır: İnsan rüyasında kötü bir duruma düşmüşse, gerçekte iyi olaylar yaşayacağı anlamına gelir.
- Korkulu rüya/düş görmektense, uyanık yatmak hayırlıdır: Tehlikeli bir işe girmektense, o işten gelecek faydadan vazgeçmek daha yararlıdır.
- Kötüye yapılan iyilikten köpeğe atılan kemik daha hayırlıdır: İçi kötülük dolu insana ne kadar iyilik yaparsan yap kıymetini bilmez, yine huyunu değiştirmez. Oysa köpeğe bir kemik verdiğin zaman sadakatle karşılık verir.
- Meşveretsiz yapılan şeyden hayır gelmez: Bir işi yaparken başkalarının görüşünü almadan hareket etmenin doğru sonuç vermeyeceğini anlatır. Ortak akıl ve istişare ile alınan kararların daha hayırlı ve sağlam olacağına işaret eder.
- Niyet hayır, akıbet hayır*: Bir işe iyi niyetle başlanırsa, sonucunun da hayırlı ve olumlu olacağını ifade eder. İnsanların iyi niyetle ve samimiyetle hareket etmelerinin önemini vurgular ve iyi niyetin olumlu sonuçlara yol açacağını belirtir.
- Ortak malda hayır yoktur: Bir mal ortaklaşa kullanılıyorsa, her ortak o maldan daha çok yararlanmak ister. Bu yüzden o mal çabuk yıpranır ve kullanılmaz hale gelir.
- Sabah ola hayır ola*:
- Sabah olsun, sabaha kadar iş belki düzelir.
- İşi gece yapmayıp sabaha bırakmak daha hayırlıdır.
- Sabır hayırlıdır, tahammülü güç olmasa: Sabırlı olmak çok yararlı bir şeydir, ama sabrederken de oldukça sıkıntı çekilir.
- Sabreyle işine, hayır gelsin başına*: Bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız.
- Yakın komşu hayırsız hısımdan iyidir: Komşuluk ilişkileri bazen o kadar ileriye taşınır ki komşular sanki birbirlerine akraba olurlar, hatta akrabadan da iyi olurlar.
- Yıkılmış değirmenin bendi ne çarkı ne, hayırsız ahbabın yabancıdan farkı ne: İşlevi kalmamış veya faydası olmayan bir şeyin, değerli olmadığını ifade eder. Faydasız veya zararlı insanlarla dost olmanın, yabancı kişilerle vakit geçirmekten pek farkı olmadığını vurgular. Yani, insanın çevresinde faydalı ve iyi niyetli kişiler olması gerektiğini anlatır.
- Zemheriden sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez: Hem tarımda hem de toplumsal yaşamda zamanında yapılmayan işlerin sonuçsuz kalacağını anlatır. Zemheriden sonra ekilen tohumlar gibi, evine ve eşine gereken özeni göstermeyen kadınların da toplumda olumsuz bir şekilde değerlendirildiği vurgulanır. Türk kültüründe bu tür davranışlar hoş karşılanmaz ve önemli bir uyarı niteliği taşır.
Hayır ile ilgili birleşik kelimeler
- Hayır hasenat: Sırf hayır olsun diye yapılan işler ve yardımlar: Rabbim hayır hasenat yolunda olanlardan, kendisinden istifade edilen eserler ortaya koyanlardan, hayırlı evlatlar yetiştirenlerden ve hayırlı evlatlara sahip olanlardan eylesin (C. Çekiç)
- Hayırla anmak: Ölmüş bir kimsenin ardından iyi konuşmak: Mübarek gözleri doldu. Onu hayırla andı. "Hatice gibi kadın var mı? Herkes beni yalanlarken, o doğruladı..." (A. Saraç)
- Hayırlı olsun: Yeni bir iş veya yeni alınan bir şey için karşısındakine iyilik dileme sözü: Komiser olduğunu duydum, hayırlı olsun (B. Aksu). Yeni eviniz hayırlı olsun, güle güle oturun.
- Hayırlısı Allah'tan: (Bir sorun için gerekli çaba harcandıktan sonra) Sonuç Allah (c.c.)'nın dileğine bağlı anlamında kullanılır: Allah'ın izniyle kızımız Nagihan'ı oğlunuz İbrahim'e verdik gitti. Hadi hayırlısı Allah'tan artık. (E. Avcı)
- Hayırlısıyla: Bir şeyin hayırla sonuçlanmasını temenni etmek için söylenir: Hayırlısıyla şu iş bir bitse.
Soru/Yorum Formu