- (Meyve için) Yenecek kadar olgun olmayan, olgunlaşmamış: Ham meyveyi kopardılar dalından / Beni ayırdılar nazlı yârimden (Halk Türküsü)
- İşlenmemiş, doğal ya da ona yakın durumda bulunan (madde): Ham demir, ham gümüş, ham petrol, ham deri, ham ipek vb.
- Gerçekleşme olanağı olmayan: Birkaç saat bu ham hayalini alabildiğine genişletti. (H. R. Gürpınar)
- (mecazi) İnceliği olmayan, toplum kurallarını bilmeyen, kaba: Anlamaz olgun adamdan ham adam / Söz hem az hem öz gerektir vesselâm!.. (Mevlana)
- (spor) Bir işe ya da bir harekete alışmamış olan, idmansız. Ham vücutla ancak bu kadar koşabilirim.
- (tasavvuf) Tarikata yeni giren (derviş).
Ham ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Ham çıkmak:
- Kavun, karpuz kesildiğinde ham olduğu anlaşılmak.
- (mecazi) Kendisinden beklenilen olgun davranışları göstermemek.
- Ham insan:
- Olgun olmayan kimse.
- Vücudu çok sert, idmansız kimse.
- Ham madde: Bir ürün üretiminde kullanılan ilk (temel) madde veya maddeler: Tuğlanın ham maddesi topraktır.
- Ham toprağın çamurunu uyandırmak: Üzerinden taşıt geçmemiş olan toprağı batak duruma getirmek.
Ham ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "ham" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Ham armut (ahlat) gibi boğaza durmak: (deyiminin anlamı) Sözüyle, davranışıyla birtakım engeller yaratıp bir kimsenin yapmakta olduğu işi zorlaştırmak.
- Ham armudun ham sözü: Düşüncesiz insanın yersiz sözü karşısında söylenir.
- Ham ervah: Kaba ruhlu, çiğ adam.
- Hamı alınmak: Kusurları düzeltilmek.
Soru/Yorum Formu