Günah nedir ne demektir? Günah ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Allah (c.c.)'un buyruklarına aykırı düşen ve suç sayılan iş ya da davranış: "Günah işlemek isteyince Allah'ın görmediği yerde işle!.." (İbrahim Ethem Hz.)
  2. Herkesin vicdanını inciten iş, yazık: Hayvana zarar verme, günahtır.
  3. Sorumluluk, vebal: Günahı öyle diyenlerin boynuna. (N. Cumalı)

Günah ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "günah" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Günah çıkarmak:
    1. Hristiyanlıkta Tanrı tarafından bağışlansın diye papaza gidip günahlarını sayıp dökmek: Üç gün önce günah çıkardı ve kutsal yağla takdis edildi. (A. Büke)
    2. (mecazi) Kötü davranışlarını, suçlarını açıklamak, anlatmak: "Olayın sorumluluğunu diğer gruba yükleme zaafına da düşüldü," deyip günah çıkarıyordu.
  • Günah etmek: Günah işlemek: O sadık vezir bir günah etti, biz onun günahını gördük; lakin o bizim rahmetimizi, merhametimizi yakinen bilir. O hâlde mücrimin cürmünü affetmeye bir bahane ararız. (Mesnevi Hikayeleri - F. Rahimi)
  • Günah (birinden) gitmek (Günah benden gitti): "Ben görevimi yaptım, bundan sonrası için sorumluluk kabul etmem" anlamında kullanılan söz: Günah benden gitti, dedi. Ben sana bu işin olmayacağını, gençliğini boş yere harcayacağını, şimdilik bir tarafa sinerek zamanını beklemeni tavsiye ettim. Fakat sen dinlemiyorsun. O halde sana: "Yolun açık olsun" der ve arkandan hayır dua ederim (R. İleri). Anlaşılan savaş istiyorlar, günah benden gitti, istedikleri savaş olacak!
  • Günah işlemek: Günah sayılan davranışta bulunmak: Allahü Tealâ meleklerine: "Kuluma bakın, günah işledi, günahların cezasını veren ve mağfiret eden bir Rabbi olduğunu da bildi ve tevbe etti. Şahit olun, onu mağfiret ettim" buyurur. (Hadisi Şerif)
  • Günah keçisi:
    1. Eskiden Yahudilerin her yıl günahlarını yüklediklerine inanarak çöle saldıkları keçi.
    2. Kötü giden bir şeyin sorumlusu görülerek herkesçe suçlanan kimse: Latife artık günah keçisi olmuştu. Nedenini bilmeseler de kusurlu olan hep Latife oldu. (A. Aygen)
  • Günah olmak: Yazık olmak: Bu elbiseye bu kadar para vermek günah değil mi?
  • Günah yazılmak: Yapılan bir günahın Allah'ın görevli melekleri tarafından kaydedilmesi: Kim ki kötü işler öğretirse, ona da o yolda gidenlerin günahı kadar günah yazılır. (A. Kirazlı)
  • Günaha girmek: Dince suç sayılan bir iş yapmak: Günaha girdi, hırsızlık günahını yüklendi. (M. E. Coşan)
  • Günaha sokmak:
    1. Günah işletmek: Sonunda kahpe bizi günaha soktu ama nasıl soktu... (K. Tahir)
    2. Birini kötü davranışta bulunma durumuna getirmek: Hadi bırak, söyletme, günaha sokma beni çocukların önünde... (N. Cumalı)
  • Günahı (Günahı vebali) boynuna:
    1. Bu işte benim elim yok, sorumluluğu (söz konusu kişinin) olsun: Bundan sonrası senden sorulur, günahı boynuna! (Y. Bener)
    2. İşlendiği kesin olarak bilinmeyen, sadece zannedilen suçlar için: Günahı boynuna, birtakım uygunsuz, meymenetsiz heriflerle geziyormuş.
  • Günahı kadar sevmemek: Hiç sevmemek: Şu oğlanı da günahı kadar sevmiyordu. Kızken az mı düşmüştü peşine? (O. Kemal)
  • (birinin) Günahına girmek (Günahını almak): Onun hakkında haksız olarak kötü düşünmek: Çok fena şeyler düşündüm, günahına girdim (H. E. Adıvar). "Çocuğun boş yere günahını almışım. Meğer ne hayırsever çocukmuş da haberim yokmuş." (R. Altıntaş)
  • Günahını çekmek:
    1. Yaptığı bir kötülüğün veya yanlış bir işin cezasını görmek: Sait'e ettiklerimin günahını çekiyorum şimdi. (Ö. Esmergül)
    2. Başkasının yaptığı yanlış bir işin cezasını çekmek: Boş vermişliğimizin aptallığımızın tembelliğimizin günahını çocuklarımız çekiyor. (Z. Rade)
  • Günahını vermez: Kendisine zararı olacak şeyi bile başkasına vermek istemeyecek kadar cimri ya da pinti: Değil kayık, adama günahını vermez. Koklatmaz bile. (T. Dursun K.)
  • Günahkar olmak: Günaha girmek: (Şeytan) Rabbinin emrine karşı gelip günahkar oldu. (Kehf Suresinden)
  • Benden günah gitti: "Ben üzerime borç saydığım şeyi söyledim, kendimi suçlu saymam, benden söylemesi" anlamlarında kullanılan bir söz: "Tüm sorumluluğu üzerine alıyorum doktor." demişti kararlı bir şeklide. "Artık beni taburcu et." Doktor, "Benden günah gitti!" diyerek taburcu evrakını imzalamıştı. (Y. R. Efe)
  • Yazık günah: Büyük üzüntü ve kınama anlatan bir söz: Ceylana bakarak üzüldü: "Oğlum yazıktır, günahtır, keşke öldürmeseydin o hayvanı." dedi. (S. Cürükkaya)

Günah ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "günah" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Günahsız adam olmaz: Her insanın hayatında hatalar veya kusurlar yapabileceğini ifade eder. Hiç kimse tamamen mükemmel veya hatasız değildir.
  • Alma garibin ahını, çekersin günahını: Kimsesize zarar veren kişi onun bedduasını alırsa cezasını mutlaka çeker.
  • Dağlar kadar günaha darı kadar iman: Kişinin büyük hatalar yapıp çok günah işlediğini, ancak inanç ve erdem açısından çok zayıf kaldığını ifade eder. İnsanın manevi sorumluluklarını yerine getirme konusunda yetersiz kaldığını eleştiren bir uyarıdır.
  • Gece şarap, gündüz kumar; bu masalla cennet umar: İnsanlar hem günaha girip hem de ahiretten medet ummamalıdırlar.
  • Gönül cenneti ister, ama günah koymaz: Herkes dertsiz yaşamak ister, ama başını derde sokacak davranışlardan da kaçınmaz.
  • Her günah papaza söylenmez: Öyle konular vardır ki mutlaka gizli kalması gerekir.
  • Her hayrın mukabilinde on şer bağışlanır: Yapılan iyiliklerin geçmişteki hataları ve günahları silmeye yardımcı olabileceğini ifade eder. Bir hayır işleyen kişinin, geçmişte işlediği on hatanın affedileceğini anlatır.
  • Herkes kendi günahına göre yanar: İnsanlar ne kadar hata yapmışlarsa o kadar bedel ödeyeceklerini ifade eder. Kimse başkasının günahından dolayı ceza çekmez; her birey kendi eylemlerinin sorumluluğunu taşır.
  • Kalp kırma, günaha girme: Kimsenin başkalarına durup dururken kötülük edip onların huzurunu bozmaya hakkı yoktur.
  • Kırk gün (yıl) günahkar, bir gün tövbekar*: Sürekli kötü işler yaptıktan sonra iyi bir iş yapan insan için kullanılan söz.
  • Kırk yılda bir namaz, onu da günahlar (şeytanlar) komaz: "Hayır yapmaya alışık olmayan kimse iyi bir işe niyet de etse karşısına engeller çıkar" anlamında söylenir.
  • Kula bela gelmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz kul azmadıkça: Kişinin başına gelen kötülüklerin sorumlusu kişinin kendisidir. Kişinin başına azgınlığı ve günahları yüzünden felaket gelir.
  • Zerre kadar iman dünya kadar günaha yeter: İnsanın kalbindeki en küçük inanç kırıntısının bile büyük günahları affettirecek güce sahip olduğunu ifade eder. Gerçek ve samimi bir inanç ve bu inançla yapılan bir tövbe ne kadar çok hata yapılmış olursa olsun insanı kurtuluşa götürebilir.