Gül nedir ne demektir? Gül ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 5
Kırmızı açmamış gonca gül
Kırmızı gonca gül
Gül, gülgillerden, dik, sarılıcı ya da yatık gövdeli, dikenli ve kokulu çiçeklere sahip bir süs bitkisidir. Çiçekleri çeşitli renklerde olabilir ve kuzey yarı kürede yaygın olarak yetişir. 200 kadar türü bulunan güller, hem estetik hem de parfüm sanayisinde önemli bir yere sahiptir; özellikle bazı türlerinden gül yağı ve gül suyu elde edilerek kozmetik ve ilaç sektörlerinde kullanılır. Güller, tarih boyunca birçok kültürde sevgi, güzellik ve zarafetin sembolü olarak kabul edilmiştir.


Gül ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "gül" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

Beyaz açmamış gonca gül
Beyaz gonca gül
  • Gül dalına bülbül konmuş: Yemek yerken çenesine, sakal veya bıyığına bir şey bulaşmış kimseye şaka yollu haber vermek için kullanılan bir söz: Yemek arasında, pilav yenirken bir pirinç tanesi efendinin sakalında kalmış. Uşak efendisine hitapla: "Efendimiz, Gül dalına bülbül kondu." demiş. Efendi anlamış ve pirinci almış.
  • Gül gibi:
    1. Çok güzel, çok iyi: Ortalığı gül gibi yapmışsın.
    2. Belirgin bir durumda: Onu sevdiği gül gibi ortadaydı.
  • Gül gibi bakmak:
    1. Sıkıntısız geçimini sağlamak: Çoluk çocuğuna gül gibi bakıyor.
    2. İyi, temiz bakmak: Hastalara gül gibi bakıyor.
  • Gül gibi geçinmek (geçinip gitmek):
    1. (İnsanlar) Kavgasız, tasasız, üzüntüsüz, çok iyi anlaşarak yaşamak: Konu komşu gül gibi geçiniyoruz.
    2. Fazla bir geliri olmasa bile geçim zorluğu çekmeden yaşamak: Kazancım az ama gül gibi geçinip gidiyoruz.
  • Gül üstüne gül koklamamak: Bir sevgili üstüne bir ikincisini sevmemek: Gül bahçesinde geçse de ömrüm / İnan üstüne gül koklamam gülüm / Seni koklamak olsa da ölüm / Uğrunda ölmeye değer gülüm. (L. Koradan). Tek birdir / Bir "tek"tir. / "Gül"dür tek / Üstüne bir şey koklanmaz (Ran Su).
  • Gülleri yarılmak: Çok keyiflenmek: "Kahpe karının neredeyse gülleri yarılacaktı." (O. Kemal)
  • Gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz: Birinin hoşa gitmeyen, uygunsuz durumlarından söz edilirken, bunların herkes tarafından öteden beri bilindiğini anlatmak için kullanılır: Kamar'a gelince; Ziya Paşa adında bir Türk vardı, O şöyle derdi: "Gülü tarife ne hacet, o ne çiçektir biliriz; İti tarife ne hacet, o ne köpektir biliriz." (M. Işık)
  • Al gülüm, ver gülüm: Yapılan bir işin ya da davranışın karşılığının hemen verilmesinin istendiğini anlatır: Aklımda kalan tecrübe; özellikle bu gibi şeylerde, al gülüm ver gülüm. Al parayı, ver tapuyu. Eğer bu olmuyor ise hadi size güle güle... (F. Babacan)
  • El bebek gül bebek: Çok sevilerek, el üstünde tutularak, çok şımartılarak yetiştirilmekte olduğunu anlatmak için söylenen bir deyim: Ben sana prensesler gibi baktım. Bir giydiğini bir daha giymedin. El bebek, gül bebek büyüdün. (D. Dündar)
  • Yandı gülüm keten helva: "Kaçırılmış bir fırsat" anlamında kullanılan bir söz: – Teklifleri kabul etmezlerse? – İşte o zaman yandı gülüm keten helva! (M. Aşık)
  • Yüzünüze güller: (halk dilinde) İğrenç bir şey anlatırken karşı tarafın bundan beri olduğunu anlatmak söylenir: Beş dakika sonra – yüzünüze güller, sözüm toplantıdan dışarı – hepsini kustu çıkardı. (A. Givda)


Gül ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "gül" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

Pembe açmamış gonca gül
Pembe gonca gül
  • Gül bülbülden ziyade insan elinden neler çeker: İnsanların sahip olduğu güzelliklere, değerlere ve nimetlere zarar verebileceğini ve bu durumun bazen en iyi olan şeylerde bile yaşanabileceğini vurgular.
  • Gül dalından odun olmaz, beslemeden kadın olmaz*: Her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.
  • Gül dikensiz olmaz (Dikensiz gül olmaz)*: Her güzel ya da iyi şeyin hoşa gitmeyen, sıkıntı veren bir yönü de bulunur: Unutmuşum güllerin dikenli olduğunu, dikensiz gül olmadığını... Dikene takılıp acısını duyunca kendimi kaybetmiş, feryat etmiştim. Oysa dikensiz gül olmaz demişti atalar. Gülü seven dikenine katlanır demişlerdi... (M. Özdemir)
  • Gül dikensiz olmaz, sefa cefasız (olmaz): Elde etmek istenilen her güzel şeyin bir takım kusurları ve sıkıntıları olabilir. Bunlara katlanamayan o şeylere istek duymamalıdır.
  • Gül dikensiz sevgi (yâr) engelsiz olmaz: Sevgililer birbirlerine ulaşıncaya kadar türlü engelleri aşmaları gerekir.
  • Gül güdük amma kokusu güzel, selvi büyük amma yapısı güzel: Her şeyin hem olumlu hem de olumsuz yönleri olduğunu ve her şeyin kendi güzellikleri ve zayıflıkları olduğunu ifade eder.
  • Gül üstüne gül koklanmaz: Birini sevip ona yürekten bağlı olan kişi, sevdiği dururken başka birine sevdalanmaz.
  • Gülü seven dikenine katlanır*: Kişinin, sevdiği ve değer verdiği kimseler ve şeyler uğruna sıkıntı ve zorluklara katlanıp bundan yakınmaması gerekir.
  • Gülü yadettikçe bülbülün feryadı artar (Bülbüle gül demişler, feryat ile ağlamış): Sevdiğinden ayrı kalan bir kişinin, sevdiği her aklına geldiğinde daha fazla üzüldüğünü ve ayrılığa isyan ettiğini ifade eder.
  • Gülün kadrini bülbül bilir: Bir şeyin veya kişinin gerçek değerini ancak onu çok iyi tanıyan ve sevenin bileceğini ifade eder. Bir şeyi gerçekten takdir etmenin, onu derinden anlayan ve değerini bilen kişiler tarafından mümkün olduğunu vurgular.
  • Gülüne bak, goncasını al: Bir insanın niteliklerini öğrenmek özellikle evlenilecek birini tanımak için diğer aile fertlerini tanımak yeterlidir. Çünkü çoğu özellikleri onlarla aynıdır.
  • Gülünü isteyen dikenini de ister: Güzel ve değerli şeyleri elde etmek isteyen kişilerin, bu şeylerin beraberinde getirdiği zorlukları ve sıkıntıları da kabul etmek zorunda olduğunu anlatır.
  • Ağlayanlar bir gün güle gelmiştir: Başına bir felaket gelip sıkıntı çekenler çok sevinecekleri bir durumla da karşılaşırlar.
  • Aktarla konuşan gül yağı, kasapla konuşan iç yağı kokar: İnsanın kimlerle vakit geçirdiğine bağlı olarak onlardan etkileneceğini ifade eder. İyi ve güzel insanlarla ilişki kuranlar olumlu etkiler alırken, kötü ve uygunsuz kişilerle birlikte olanlar da onların olumsuz özelliklerini benimserler.
  • Ayda gelen gül üstüne, günde gelen kül üstüne (Binde bir gelinen yere gül döşerler, her gün gelinen yere kül döşerler): Bir yere misafirliğe gittiğin zaman güler yüz ve şefkatle ağırlarlar. Ama bunu her gün tekrarlarsan artık eskisi gibi hoş karşılanmazsın.
  • Bir ağaçta gül de biter, diken de*: "Bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da" anlamında söylenen bir atasözü.
  • Bir gül için bin dikene katlanılır: İnsan çok sevdiği ve arzuladığı şeylere sahip olmak için çok büyük sıkıntılara bile yılmadan karşı koyar.
  • Bir gülle bahar gelmez: Tek bir olumlu olayın ya da çabanın genel bir değişim ya da iyilik getiremeyeceğini ifade eder. Kalıcı ve anlamlı bir değişim için sürekli çaba ve çok sayıda olumlu gelişme gereklidir.
  • Bülbülle gezen güle, ördekle gezen göle gider: İyi huylu, dürüst kimselerle dostluk eden iyiliği, güzelliği öğrenir; görgüsüz, işe yaramaz kimselerle dostluk eden de ahlaksızlığa, tembelliğe alışır.
  • Bülbülle konuşan güle, kargayla konuşan küllüğe (Bülbüle güllük, kargaya küllük yaraşır): İyi huylu kimselerle arkadaşlık yapan iyilik etmeyi, kötü huylu kimselerle arkadaşlık yapan da kötülük yapmayı öğrenir.
  • Cahile söz yetmez, çalıda gül bitmez: Bazı şeylerin gerçekleşmesi nasıl ki imkansızsa, bilgisiz, beceriksiz kişilere bir şey öğretmek de o kadar zor ve hemen hemen imkansızdır.
  • Diken olup ayağa batacağına gül ol da yakaya takıl: Kötülük edip herkesin nefretini kazanacağına, iyilik et herkesin sevgisini kazan.
  • Dikenden gül biter, gülden diken: Zorluklardan güzel şeylerin ortaya çıkabileceğini, güzelliklerin de zorluklarla sonuçlanabileceğini ifade eder. Yaşamın çelişkili doğasını ve her şeyin içinde hem iyi hem de kötü unsurların bulunabileceğini vurgular.
  • Dikensiz gül olmaz, nazsız güzel olmaz: Güzelliklerinin farkında olanlar insanları peşlerinden koşturmaktan hoşlanırlar.
  • Dostun attığı gül onulmaz yara açar: Sevilen birinin veya yakın bir arkadaşın yaptığı küçük bir olumsuzluğun bile derin ve kalıcı bir üzüntü yaratabileceğini ifade eder. Dostlardan gelen incitici davranışların, başkalarından gelebilecek daha büyük kötülüklere göre daha fazla acı verdiğini vurgular.
  • Elin gülü ele kokmaz, alıp bağrına sokmaz: Başkasına ait olan şeylerin veya kişilerle kurulan yüzeysel ilişkilerin, gerçek değerini ve sıcaklığını hissettirmeyeceğini ifade eder. Sahip olunmayan veya içten bir bağ kurulmamış şeylerin, anlam ve değer taşımayacağını vurgular.
  • Eşek küle, bülbül güle aşıktır: Kaba ve cahil kimseler, kendileri gibi kişileri beğenirler; kibar ve nazik kişiler de, kendilerine uygun kimseleri seçerler.
  • Geçti bülbül geçti gül, ister ağla ister gül: Bir fırsatın veya güzel bir zamanın kaçtığını ve artık geri getirilemeyeceğini ifade eder. Geçmişteki fırsatların artık elde edilemeyeceğini, kişinin sadece mevcut durumu kabul etmek zorunda olduğunu ve bu duruma nasıl yaklaşacağının kendi tercihi olduğunu vurgular.
  • Hastayım nar isterim, gül yüzlü yar isterim: Hastalık veya sıkıntı zamanlarında bile insanın güzelliklere ve sevdiklerine olan ihtiyacının azalmadığını, aksine artabileceğini belirtir.
  • Hocanın (öğretmenin) vurduğu yerde gül biter: "Hocalar genellikle haklı oldukları ve kötüden uzaklaştırıp iyiye yaklaştırmak istedikleri için dövmeleri de yerindedir" anlamında bir söz.
  • İnsan demirden sert, taştan berk, gülden naziktir: İnsanlar olaylar karşısında değişik tepki ve duygular gösterebilirler.
  • İyi koca karıyı gül, yaprak; kötü koca kül, toprak yaparmış: Kadını güzelleştirende çirkinleştiren de erkektir.
  • Karga gül dalına konmakla bülbül olmaz: Bir kişinin veya nesnenin sadece dış görünüşü veya bulunduğu yer ile niteliklerinin değişmeyeceğini ifade eder. Bir şeyi veya kişiyi değerli ya da özel kılan unsurların yüzeysel özellikler değil, özündeki nitelikler olduğunu vurgular.
  • Kocadır gül eder, kocadır kül eder: Erkek karısına gereken ilgiyi gösterir, ihtiyaçlarını eksiksiz karsılarsa kadın bundan büyük mutluluk duyar. Erkeğinden ilgi görmeyen kadın ise bakımsız ve mutsuz olur.
  • Meşe ağacına gül aşısı tutmaz: Uyumsuz veya birbirine uygun olmayan şeylerin bir araya getirilmeye çalışıldığında başarılı olamayacağını ifade eder.
  • Nisan yağmursuz, Mayıs gülsüz olmaz: Belirli doğal olayların veya süreçlerin birbirini takip ettiğini ve her şeyin zamanında ve uygun koşullarda gerçekleştiğini anlatır.
  • Oğlanın ki oğul balı, kızın ki bahçe gülü*: Torun, oğlandan olursa "oğul balı", kızdan olursa "bahçe gülü" diye sevilir.
  • Vakitsiz açan gül tez solar: Zamansız gelen mutlulukların veya sevinçlerin kalıcı olmadığını ifade eder.


Gül ile ilgili birleşik kelimeler


  • Gül bahçesi: Gül ağaçları dikilmiş bahçe.
  • Gül bayramı: Hz. Musa (a.s.)'ın Tur dağında Allah (c.c.) ile konuşarak On Emir'i aldığı günü kutlayan Yahudi bayramı.
  • Gül defnesi: Her dem yeşil, beyaz, pembe ya da kırmızı çiçekli, zehirli bir bitki.
  • Gül elması: Gül gibi kokan bir ağaç ve bunun elmaya benzeyen meyvesi.
  • Gül endam: Düzgün vücutlu.
  • Gül pembe: Toz pembe.
  • Gonca gül: Henüz açmamış gül.
( 5 soru/yorum )

Soru ve Yorumlar: 5


Anonim:
Çokkk tşk de cok kısa daha çok yokmu!
17/3/13 09:12
Anonim:
çok güzel ama kısa
6/5/13 21:19
Anonim:
gül sevdim dikim battı ne demek deyin anlamı
27/5/22 21:08
Anonim:
doğrusu "gül sevdim dikeni battı". sevdim canım yandı gibi bişey
27/5/22 23:11
Anonim:
Gerçekten çok sevdim tavsiye ederim
4/2/24 10:25