Gönül kocamaz |
( * yaygın bilinen )
- Gönül Allah'ın evidir: Gönül Allah’ın nazar ettiği yer olduğu için kişi gönül kırmaktan kaçınılmalıdır.
- Gönül bir hümadır, daima yüksekten uçar: İnsanlar özlem duydukları konuları gerçekleşmiş gibi düşünür ve bundan mutluluk duyarlar.
- Gönül ibrişimdir, dolaşırsa açılmaz: Gönül çok naziktir, müdahale edilmemeli, incitmemeli (ibrişim: Kalınca bükülmüş ipek iplik).
- Gönül bir sırça saraydır kırılırsa yapılmaz*: Bir insanın gönlünü kırarsak artık eski dostluğunu bulamayız.
- Gönül cenneti ister, ama günah koymaz: Herkes dertsiz yaşamak ister, ama başını derde sokacak davranışlardan da kaçınmaz.
- Gönül çocuğa benzer, gördüğünü durmayıp ister: İnsanın canı bir şey çekince bir an önce onu elde etmek ister. Tıpkı çocuk gibi, o da isteği gerçekleşmezse üzülür huysuzluk eder.
- Gönül dostunu bilir/bulur: İnsanlar kalben ısındıkları kimselerle genelde iyi dost olurlar. Gönül, kendisine yakın olanları kolaylıkla anlayabilir, yakınlık duyanları rahatlıkla bulur.
- Gönül düştü bir b*ka o da misk gibi koka: Kimi kişiler çok çirkin birine ya da çok kötü bir şeye gönül kaptırırlar. Onların gözünde bunlar çirkin değil, çok güzeldir, kötü değil çok iyidir.
- Gönül eri, baş üzere yeri: "İnsanın halinden anlayan kimselere ne kadar saygı gösterilse azdır" anlamında söylenen bir atasözü.
- Gönül evi düğün evinden kalabalıktır: İnsan gönlü o kadar geniştir ki -ucu bucağı yoktur- oraya pek çok şey sığar.
- Gönül ferman dinlemez (Gönül hüküm altına girmez)*: En yüksek yerden buyruk bile gelse gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.
- Gönül gitmeyen yere ayak gitmez: "Bir işte başarılı olmak için önce istekli olmak gerekir" anlamında söylenen bir atasözü.
- Gönül gönüle karşıdır, sevgi iki başlıdır: İki insanın birbirini sevmesi için birbirleri hakkında aynı duyguları hissetmeleri gerekir.
- Gönül gönüle köprüdür: İnsanlar arasındaki sevgi ve anlayışın, aralarındaki mesafeleri ortadan kaldırabileceğini ifade eder. Gönülden bağlanan kişiler, fiziksel uzaklık olsa bile birbirlerine her zaman yakın hissederler.
- Gönül hoşluğu maldan iyidir: Maddi zenginlikten çok, iç huzurun ve gönül rahatlığının daha değerli olduğunu ifade eder. Mal varlığı ne kadar fazla olursa olsun, huzurlu bir kalp kadar kıymetli değildir.
- Gönül ister, yüz utanır: Kişinin içsel isteklerinin veya arzularının dışa yansımasıyla utanabileceğini veya mahcup olabileceğini ifade eder. İnsanın içsel ve dışsal dünyaları arasındaki dengeyi/dengesizliği anlatır (?).
- Gönül kimi severse güzel/sultan odur*: Güzellik anlayışı kişiye göre değişir; bu nedenle de bir kimse için güzel, gönlünün sevdiğidir.
- Gönül kocamaz (farımaz, karımaz)*: İnsanlar yaşlansalar da gönülleri genç kalır, sevgi ve tazeliğini kaybetmez.
- Gönül kolay düştüğü yerden, güç kalkar: Kalbin sevgi veya bağlılık hissettiği birine veya bir şeye bağlanması kolay olabilir ancak bu bağlantının kopması veya sona ermesi daha zor olur.
- Gönül ne mey ister ne meyhane; gönül dost ister mey bahane: İnsanlar dost kazanmak ve dostlarıyla bir arada olmak isterler. Bir araya gelmeler, toplantılar, eğlenceler vb. dostluklar için bir güzel bir araçtır (mey: şarap).
- Gönül taşla kırılmaz, sesle kırılır: İnsan bazen dayak yediği, kavga ettiği kimseye gücenmez ama birisi ağır bir söz söylediği zaman çok içerler.
- Gönül ummadığı yere küser (Gönül dostuna küser): İnsan, kendisini sevmeyenlerin çiğ davranışlarını doğal karşılarken, sevildiği kimsenin bu gibi davranışlarını doğal karşılamaz hatta ona kırılır.
- Gönül var otluğa, gönül var b*kluğa konar (Gönül var güllüğe, gönül var küllüğe konar)*: İyi ve güzel şeyleri seven yüksek ruhlu insanlar olduğu gibi kötü ve pis şeylerden hoşlanan aşağılık insanlar da vardır.
- Gönül verme evliye, eve gider unutur*: Bir kadın evli bir erkeğe gönül verip onun ilgisine kanmamalıdır; evli erkekler başka kadınlara bağlanmazlar.
- Gönül yapmak arş/Kabe yapmaktır: Bir insanın gönlünü almak, onun mutlu olmasını sağlamak çok önemli bir şeydir. Bir insanın gönül kırgınlığını gidermek, Kâbe yapmak kadar kutsal, ama oldukça zor bir iştir.
- Gönül yıkan Tanrıya ermez: Haksız yere birini incitmek Allahu Teala'nın istediği bir davranış değildir. Böyle davranan günah işlemiş sayılır.
- Gönülden gönüle (kalpten kalbe) yol vardır*: Birbirine gönülden bağlı, birbirini kalpten seven iki insandan biri öteki için ne düşünüyorsa o da beriki için aynı şeyi düşünür.
- Gönülden kopan, ihsanın hayırlısıdır: Yardımın en değerlisi, hiçbir karşılık beklemeden yapılanıdır.
- Gönüle gelen başa gelmesin: İnsan çoğu zaman başına gelecek bir sıkıntıyı önceden hissedebilir. Herkesin dileği bu gibi durumlarda o sıkıntının gerçekleşmemesidir.
- Gönüle kötek olmaz, aşığa edep: Birinin kalbini zorlamak veya etkilemek mümkün olmadığı gibi, aşık olan kişinin davranışlarının ve duygularının sınırları aşabileceğini veya beklenmedik şekillerde ortaya çıkabileceğini anlatır (?).
- Gönüller bir olunca (İki gönül bir olunca) samanlık seyran olur*: Birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.
- Gönülsüz işin gözsüz oğlu olur: "İsteyerek yapılmayan işten fayda temin edilmez" anlamında kullanılan bir atasözü.
- Gönülsüz it gözsüz enikler: Gönülsüz yapılan bir işte mutlaka bir yanlışlık olacağını ifade eder.
- Gönülsüz köpek av avlamaz (Gönülsüz köpek ava gitmez): "İsteksiz kişi hiçbir işi yapmaz" anlamında bir atasözü.
- Gönülsüz köpek sürüyü kurda kaptırır (Gönülsüz köpeğin sürüye hayrı olmaz / Gönülsüz davara giden köpekten hayır gelmez): "İstemeden yapılan iş başarıya ulaşmaz" anlamında söylenir.
- Gönülsüz namaz göğe ağmaz (çıkmaz)*: Gönülsüz yapılan bir hizmet iyi karşılanmaz, gönülsüz yapılan işten hayır gelmez. Ayrıca gönülsüz yapılan ibadet de kabul olmaz.
- Gönülsüz verilen sadakadan hayır gelmez: Yardım, eğer isteyerek yapılırsa bir anlam ve güzellik kazanır.
- Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş*: İsteksiz yenen yemek nasıl insana dokunursa, gönülsüz yapılan iş de kötü sonuç verir.
- Gönlü geçenin ömrü geçer: Gönlü ile hayata bağlı olmayan kimse hayattan bir şey anlamaz. İnsanı hayata bağlayan şey gönlün genç olmasıdır.
- Gönlüm yok vermeye, un sererim örmeye/ipe: Yardım etmek istemeyenler çeşitli bahanelerle yardım etmekten kaçınırlar.
- Gönlün pasını göz yaşı siler: "Dert döken insan rahatlar, gözyaşı insanı ferahlatır" anlamlarında söylenen bir atasözü.
- Gönlün yazı var, kışı var*: İnsan kimi zaman neşeli, hayat dolu, iyimser olduğu gibi, kimi zaman da bunalmış, bezgin, kötümser olur.
- Gönlünü yüce tutan erde devlet olmaz: Gurur sahibi olmayan, alçak gönüllü insanlarda dünya nalına karşı hırs olmaz.
- Akıl bir vezirdir, gönül bir padişah: İnsanın duyguları düşüncelerinden daha üstündür. İnsanda gönül makamı aklın makamından üstün olduğu için, akıl gönlün emrindedir.
- Alçak gönül yüce devlettir: "Alçakgönüllü olmak kişi için büyük bir mutluluk kaynağıdır" anlamında kullanılan bir atasözü.
- Allah gönül kışı vermesin: Soğuk havadan ve çetin kış şartlarından şikayet edenlere "Allah üzüntü, dert, keder ermesin" anlamında söylenen bir teselli sözü.
- Allah herkesin gönlüne göre verir: Allahu Teâlâ'nın her bireyin taleplerini ve beklentilerini bilerek onlara uygun olanı verdiği inancını yansıtır.
- Arslan postunda gönül dostunda*: Her şey kendi yerinde değer kazanır. Canlı, cansız her şeyin bir yakışığı vardır, insan onları bu durumda görmek ister.
- Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin*: Hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyleri sıkıntı konusu yapmamalı, geniş yürekli olmalıyız.
- Balık isteyen gönlünü suya koyar: Bir kişinin istediği şeyi elde etmek için uygun bir ortam veya koşulları oluşturması veya araması gerektiğini anlatır.
- Bin gönülü yıkmak kolay, fakat birini yapmak zordur: İstediğiniz her insanı kolayca üzebilir, kalbini kırabilirsiniz. Ama birinin kahini ve sevgisini kazanmak o kadar kolay olmaz.
- Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran etme: İnsanlara karşı nazik davranmayı bilmiyorsan, gönül yapamıyorsan, hiç olmasa kaba ve kırıcı davranma.
- Bir gönüllü iki gönülsüzden iyidir: Bir işte isteyerek çalışan kimse gönülsüz çalışan birkaç kişiden daha verimli olur.
- Cimri öldü, gönlü ölmedi: Cimriliğiyle tanınan bir kişinin ölmesi, onun içsel tutumlarının veya değerlerinin değişmeyeceğini ifade eder. Kişinin zenginliğine rağmen cömertlikten uzak durmasının kalıcı etkilerini vurgular.
- Çobanın gönlü olursa (olunca) tekeden yağ (süt) çıkarır*: Kendisinde iş bitecek kişi, isterse olmayacak gibi görünen işlere bile bir çıkar yol bulur.
- Delikanlının gönlü tez olur: İnsan gençliğinde daha çok arzu ve istekli olduğu için gayretli de olur.
- Deniz dalgasız olmaz, gönül sevdasız olmaz*: Hiçbir deniz dalgasız olmayacağı gibi, hiçbir insan da aşktan uzak ve mahrum değildir.
- Donsuzun gönlünden dokuz top bez geçer (Gömleksizin gönlünden kırk arşın bez geçer)*: Bir şeyden yoksun olan kişinin gönlünden hep o şeyden bol bol edinmek geçer.
- El gönlü dolaşık, ibrişimdir açılmaz (Er gönülü ibrişim, dolaşırsa açılmaz): İncitilmiş olan gönülün kolay kolay bağışlamayacağını, bu nedenle insanların incitilmemesi gerektiğini anlatır.
- El vergisi, gönül sevgisi (İki elin vergisi, gönlün sevgisi)*: Bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır.
- Evladı ben doğurdum ama gönlünü ben doğurmadım*: Bir kimse evladına emredip birçok şey yaptırır ancak onun gönlüne, seveceğine hükmedemez.
- Fakirin gönlü yufkadır: Zorluklarla yaşamış yoksul insanların, başkalarına karşı daha merhametli ve anlayışlı olduğunu ifade eder. Kendi acılarını tecrübe eden bu kişiler, başkalarının dertlerine karşı daha duyarlı olurlar.
- Gidip gelmek gönüllerin sevgisi, yiyip içmek gönüllerin çivisi: İnsanları arayıp sormak, onlarla ilgilenmek sevgiyi kuvvetlendirir. Maddi külfet getiren ilişkiler ise sevgiyi zayıflatmaktadır.
- Göz bakar, can çeker (Göz nereye bakarsa, gönül oraya akar): Gözle görülen güzel, çekici veya ilgi çekici şeyler, kişinin ruhunda bir sahip olma arzusu uyandırır. Bu durum, insanın doğasında bulunan bir özelliktir.
- Göz bir penceredir, gönüle bakar: Bir kişinin iç dünyasını, duygularını, düşüncelerini veya karakterini gözün dışarı yansıttığını dolayısıyla insanın gözlerine bakarak niyetini anlamanın mümkün olabileceğini anlatır.
- Göz gördü, gönül sevdi: Kişinin bir şeyden veya birisinden hoşlanıp hoşlanmadığı o kişiyi veya o şeyi görmeden, tanımadan belli olmaz.
- Göz görmeyince gönül inanmaz: "Kişi gözüyle görmediği şeylere inanmakta güçlük çeker" anlamında söylenen bir atasözü.
- Göz görmeyince gönül katlanır*: Yakınımızda bulunmayanların acısına daha kolay dayanabilir, katlanabiliriz.
- Göz görmezse gönül sevmez: Herhangi bir şeyi sevmek veya sevmemek önce görmeye ve tanımaya bağlıdır.
- Göz görür, gönül ister (çeker)*: Kişi görmediği, bilmediği şeylerin yokluğunu duymaz, istemez. Görüp beğendiği şeylere karşı istek duyar.
- Göz hasmını, gönül dostunu bilir: Göz düşmanını bakışından tanır. Gönül de kendini seveni, dostunu hisseder.
- Gözden ırak olan gönülden de ırak olur*: Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi ve bağlılık zamanla azalır (ırak: uzak).
- Gözle gönül hile götürmez: Yaptığımız işlerde dikkatli olursak ve etraflı bir şekilde düşünerek, gözleyerek işlerimizi yapmaya gayret edersek kolay aldatılmayız.
- Gözler terazi gönüller batman: Kişiler karşısındakileri gördüklerine göre değerlendirirler ve buna göre uzaklaşır veya yakınlaşırlar (batman: 7,692 kilogramlık eski bir ağırlık ölçü birimi).
- Güzel, göz için; akıllı, gönül için: Dış görünüşe veya cazibeye değil, iç güzellik ve akıllı bir karaktere önem verilmesi gerektiğini ifade eder. İnsanların sadece fiziksel güzelliklere değil, daha derin ve anlamlı özelliklere sahip olanları seçmeleri gerektiğini vurgular.
- Halka gönül bağlayan sonra pişman olur: Sürekli başkalarından geçinmeye alışan kişi bir gün bu tutumu yüzünden sıkıntıya düşer.
- Halka gönül bağlayan halkın malıdır: Vatanına, halkına yararlı olmak için çaba gösteren insanlara halk her yerde, her zaman sahip çıkar.
- Hatır bir şahbazdır ki kapılır tutulmaz, gönül bir sırça saraydır kırılır yapılmaz: Hatırı sayılan bir kişi olmak çok gayret ister; insanları kırmak, üzmek daha kolay bir iştir. İnsanları kırmamaya özen göstermeliyiz.
- Her gönülde bir aslan yatar (Her yiğidin gönlünde bir aslan yatar)*: Herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.
- İbadet de kabahat de gönül şenliğiyle olur: İbadet de, suç da insanın isteğine bağlıdır. Zorlama ile insana istemediği şeyler yaptırılamaz.
- İki elin vergisi gönlün sevgisi: İnsana yardım etmenin verdiği iç huzurunu belirtmek için kullanılır.
- İki gönül bir olunca padişah bile ayıramaz: Birbirini gerçekten seven iki insanın arasına yeryüzünde hiçbir güç giremez.
- İnsan gönlünün artığını söyler*: Gelişigüzel söylenen sözler, yapılan sözlü şakalar, açıkça söylenmek istenmeyen duygu ve düşünceleri içinde saklar.
- İnsan kocar, gönül kocamaz (İnsan kocalmakla gönül kocalmaz): Kişinin yaşlandığı veya fiziksel olarak zayıfladığı durumlarda bile içindeki gençlik ve heyecan duygularının devam ettiğini ifade eder (kocalmak: yaşlanmak, ihtiyarlamak).
- Karaca, kuruca, gönlüme görece: Bazı kişiler dış görünüşe değil, iç güzelliğe önem verirler. Arkadaşlarını aynı görüşü paylaşan, kimselerden seçerler.
- Karganın gönlünden şahinlik geçermiş: İnsanlar daima kendilerinde olmayan özelliklerin özlemiyle yaşarlar.
- Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya varır ya zurnacıya*: Evlenecek kızın kocasını doğru olarak seçemeyeceğinden endişelenen aile büyüklerinin onu uyarmaları gerekir.
- Kişinin gönlüne göre verir Mevla: Kişi gönlünden ne geçirirse Allahu Teala er ya da geç onu verir.
- Kolu kırık işlemiş (çalışmış), gönlü kırık işlememiş (çalışmamış): Kişi içinden geliyorsa, bir işi zor şartlar içinde de olsa yapar. Ama istemiyorsa kolay işi bile yapamaz.
- Lokma boğazdan geçmez, gönül hoş olmayınca: İnsanın morali ve keyfi yerinde olmayınca hiçbir şey yapmak istemez, yapsa da zevk alamaz.
- Mahzun gönül krallardan kız umar: Alçakgönüllü insanların beklentilerinde bazen gerçekçi olmayabileceğini ifade eder. Kendi gibi iyi niyetli gören kişiler, ulaşılması zor ya da imkansız şeyler umut edebilir.
- Ömür der, "bin yaşadım", gönül der, "şimdi geldim": İnsan ne kadar yaşarsa yaşasın, ölümü kendisinden uzak görür.
- Paşa gönlü bilir*: "Ne yapacaksa yapsın, kendisi bilir" anlamında söylenir.
- Sabretmek gönül anahtarıdır: "Sabırlı kimseler, insanların gönlünü kazanır." anlamında bir atasözü.
- Sabreyle gönül, elden ne gelir: Bir şeye ulaşmak için uzun süre beklemek gerekiyorsa sabırlı olmaktan başka yapacak şey yoktur.
- Uluların gönlü mum gibi gerek: Büyük ve saygıdeğer insanların merhametli, yumuşak kalpli ve herkese eşit derecede şefkatli olmaları gerektiğini ifade eder. Özellikle liderlerin veya önemli kişilerin, tıpkı bir mumun etrafına ışık saçması gibi, çevrelerindeki insanlara aydınlık ve sıcaklık yaymaları gerektiğini anlatır.
- Vücut (Er, Yaş) kocar, gönül kocamaz*: "Kişi ihtiyarlar ama gönlü hep genç kalır, sevgisi eksilmez" anlamında söylenen bir atasözü.
- Yarım elma, gönül alma*: Armağan küçük de olsa gönül almaya yeter. Bir insanı memnun etmek için mutlaka pahalı şeyler almak gerekmez. Önemli olan küçük bir armağanla olsun hatırlamaktır.
- Yükünü horoz taşır, gönlünü deve: En güçsüz insanın bile gönlünden, başarılması zor olan işleri başarmak geçer.
- Zenginin gönlü oluncaya kadar fakirin/fukaranın canı çıkar: Zengin bir kişinin yardım etmeye karar verene kadar, fakir kişinin büyük zorluklar ve acılar çekmiş olacağını ifade eder.
Ayrıca bakınız:
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Formu