Göbek nedir ne demektir? Göbek ile ilgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Üzerinde göbek yazan yağlanmış bir göbek
Göbek
  1. Memelilerde karnın ortasında bulunan çukurluk. Bu çukurluk dölüt (cenin) günleri süresinde, eteneden gelen damar örgüsünün, yavrunun vücuduna girdiği deliğin izidir.
  2. Yağ bağlamış şişman karın.
  3. Orta kısım: Şehrin göbeği. Marulun göbeği.
  4. Atalar ya da torunlar zincirinde halka, kuşak, nesil: Onunla ikinci göbekten akrabayız.
  5. Bahçe, halı, tavan, tepsi, tabak gibi süslü şeylerin ortalarındaki şekil.
  6. (teknik) Ön ve arka tekerlerin ortasına oturtulmuş mil üzerinde dönen ve teker tellerinin takılmasına yarayan parça.


Göbek ile ilgili birleşik kelime ve fiiller


  • Göbek adı: (deyiminin anlamı) Yeni doğmuş çocuğun göbeğini keserken ebenin koyduğu geçici ilk isim.
  • Göbek bağı:
    1. Yeni doğan çocuğun göbeği kesildikten sonra, geri kalan damar örgüsüne kan gelmemesi için bağlanan bağ.
    2. (botanik) Tohumu eteneye bağlayan sapçık.
  • Göbeği düşmek: Göbek fıtığı olmak.
  • Göbek havası:
    1. Göbek atmak için çalınan müzik.
    2. Pek eğlenceli, insanı oynatacak dereceye gelmiş durum.
  • Göbek taşı: Hamamlarda, terlemek için üzerine uzanılan ve genellikle hamamın ortasında bulunan geniş mermer seki.
  • Göbeğini kesmek: Yeni doğan çocuğun göbeğiyle etene arasındaki damar örgüsünü kesmek.
  • Göbekli:
    1. Göbeklenmiş.
    2. Karnı yağlanıp şişmanlamış, göbek salıvermiş.


Göbek ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "göbek" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Göbek atmak:
    1. Oynarken karnını yukarıya doğru müziğe uygun olarak çalkalamak: Akordeoncu göbek atıyordu akordeon çalarken. (M. Buyrukçu)
    2. Aşırı sevinmek: Fırsatçılar harbe gireceğiz diye göbek atıyorlar. (M. Arabul)
  • Göbek bağlamak (salıvermek):
    1. Göbeklenmek, karnı yağlanıp şişmanlamak: Askerliği bıraktı bırakalı biraz göbek bağlamış, ensesi biraz yağlanmıştı! (İlgili cümle kaynağı: Y. Bahadıroğlu)
    2. (Marul, kıvırcık salata vb. şeyler için) Ortası olgunlaşmak.
  • Göbek çalkalamak (çalkamak): Göbeğini bir aşağı bir yukarı ya da sağa sola çevirerek oynamak.
  • Göbeği biriyle bağlı (beraber kesilmiş): Sözü edilen biriyle her zaman birlikte olan, her işini o kimseyle birlikte gören kimse.
  • Göbeği çatlamak: Başarmak için çok uğraşmak, bir çok güçlükleri yenme zorunda kalmak: Köyün içine başını sokmak için bir göz ev yapıncaya dek milletin göbeği çatladı. (S. Kocagöz)
  • Göbeği sokakta kesilmiş: Evde durmayıp hep sokaklarda gezip duran: Göbeği sokakta kesilmiş. Onun için onu evde bulmak zor. (A. Püsküllüoğlu)
  • Göbeğini kesmek:
    1. (Bir kimsenin) Yaşantısını ayrıntılarıyla bilmek.
    2. (Bir işi) Nihayetlendirmek, o işte sonuca veya sona ulaşmak.