Gırtlak |
- (anatomi) Soluk borusunun, boyun hizasında ve ön tarafta, hemen derinin altında bulunan üst kısmı, imik.
- (mecazi) Yeme içme: Gırtlağına düşkün biri. Gırtlak derdi. Homini gırtlak.
- (müzik) Ses rengi, ses yapısı. Arabesk gırtlak. Çocuğun gırtlağı alaturkaya dönmez.
- Gırtlak ünsüzü: (dil bilim) Ciğerlerden gelen havanın gırtlaktaki yarı kapalı engellere çarpıp gevşemesiyle oluşan süreksiz ünsüz: Türkçede h ünsüzü gırtlak ünsüzüdür.
- Gırtlak vuruşu: → Hemze.
Gırtlak ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "gırtlak" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Gırtlak derdi: Geçim kaygısı: Madem döl vermeyecek, bari gırtlak derdi kalksın başımızdan! (V. Saygel)
- Gırtlak gırtlağa gelmek: Kıyasıya dövüşmek: Osmanlılar açılan gediklerden saldırarak, düşmanla gırtlak gırtlağa geldiler ve dış kaleyi aldılar. (M. Kapanşahin)
- (Birinin) Gırtlağına basmak: Birini bir şey yapmaya çok zorlamak: Anam nerdeyse kızın gırtlağına basarak onu bana karı yapacak. (N. Hikmet)
- Gırtlağına düşkün: Beğendiği şeyleri çok yiyip içen, yiyeceği şeylere özen gösteren: Gırtlağına düşkündü rahmetli, ama kazanmasını da bilirdi. (Varlık)
- Gırtlağına kadar borcu olmak: Çok borcu olmak: Gırtlağına kadar borç içinde, her gün bir mucize bekleyerek yaşıyorum. (İlgili cümle kaynağı: İ. Enginün)
- Gırtlağına sarılmak:
- Üstüne hücum etmek: Oturanı da, vuranı da şaşırtan bir çeviklikle atılıp adam azmanının gırtlağına sarıldı (K. Tahir).
- Peşini bırakmamak, musallat olmak, üstüne üstüne gitmek.
- Gırtlağından kesmek: Yiyeceğinden kısıntı yapıp para biriktirmek: Zorlukla biriktirip gırtlağından keserek topladığı paralarla kendisine bir palto diktirdi. (Y. Kemal)
Soru/Yorum Formu