- Konuşana göre uzak bir yerden daha yakın bir yere ya da kendi bulunduğu yere varmak: Ankara'dan İstanbul'a gelmek.
- Bir yerden kalkıp konuşan ya da kendisiyle konuşulan kimsenin yanına varmak: Akşam bize geldiler.
- (Bir şey) Çıkmak, getirilmek, gönderilmek: Kakao Afrika'dan geliyor.
- Olmak, dokunmak: Bilgisizlikten kimseye yarar gelmez, okumaktan da kimseye zarar gelmez.
- Kazanılmak, sağlanılmak: Bu işten gelse gelse günde bin lira gelir.
- Türemek: Adın nereden geliyor?
- Çıkıp akmak: Ağzından kan geldi.
- Düşmek, rasgelmek: Karşıya ışık gelmiyor.
- Görünmek, sanılmak: Anlattıkları masal gibi geliyor.
- Uymak, uygun düşmek: Ona yüz vermeye gelmez. Böylesi, işime gelmez.
- Yetişmek, erişmek: Boyu omuzuma geliyor.
- Etkide bulunmak: İlaçlar iyi gelmedi. Bu toz yaraya iyi geldi.
- Varmak: Yol ayrımına geldik.
- Dayanmak, katlanmak: Bu kadar sıkıntıya gelemem.
- Ele almak: Şimdi sizin isteğinize gelelim.
- (Bir şeyi) Etmezken sonradan etmek: İnsafa geldi. Dediğime geldi. Merhamete geldi.
- Görünmek, ortaya çıkmak: Bana bir merak geldi. Ona şüphe geldi.
- Mal olmak: Çoraplar bana bedavaya geldi.
- (Dilbilgisinde) Katılmak: Virgülden sonra "ve" gelir mi?
- (Konuşana) Bir yere giderken arkadaşlık etmek: Köşeye kadar benimle gelsene.
- Çatmak, başlamak: Günü geldi. Borcun vadesi geldi. Kış geldi.
- Gereksinme anlatan deyimler kurmaya yarar: Uykusu gelmek. Çişi gelmek. Gülesi gelmek.
- Sürerlik eylemi yapmaya yarar: Alışagelmek. Yapılagelmek.
- Yapmacık anlatan deyimler yapmaya yarar: Duymamazlıktan gelmek.
- Yönelme durumundaki kimi sözcüklerin arkasına getirilerek bileşik eylem yapar: Akla gelmek. Meydana gelmek. Aşka gelmek. Yola gelmek. Hatıra gelmek. Dünyaya gelmek.
- Gelmek eyleminin olumlu buyruk kipi, kimi durumlarda öğüt anlatır: Gel, şu işi bitiriverelim.
- Aynı biçim (gel, gelsin) bazı durumlarda "elindeyse" anlamında da kullanılır: Sen gel de, bu işin içinden çık.
- Olmak, -e uğramak: Haciz gelmek. Felç gelmek.
- Varlığını sürdürmek, aktarılmış olmak: Folklor ürünleri, yüzlerce yıldan geçip bize gelmiştir.
- Gel de: "Elinde ise" anlamında kullanılan bir söz: Sen gel de, bu kalbe: «kilit vur!..» de. (G. Samanoğlu)
- Gelip geçici: Sürekli olmayan: Bu dünya gelip geçici.
- ...e gelince:
- "Söz konusu olunca", "sıra geldikçe" anlamına gelip, bir konu bittikten sonra sözü başka konuya geçirmeye yarar: Sana gelince, sen biraz daha çalışırsan derslerinde başarılı olabilirsin.
- Ayrılık gösteren bir düşünceye ya da davranışa geçildiğini anlatır: Bize gelince, bu fikirlere kesinlikle katılmıyoruz.
Gelmek ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "gelmek" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Gel keyfim gel: (deyiminin anlamı) Yer, iş ve durumdan çok memnun olmayı -kimi kez alaylı bir yolla- anlatan söz: Ayran elden, su gölden, gel keyfim gel! (İ. İlhan)
- Gel zaman, git zaman: Aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra: Gel zaman git zaman çocuklar büyümüşler. (İlgili cümle kaynağı: M. H. Yavuz)
- Geleceği varsa, göreceği de var: Yiğitlik taslayıp kötülük yapmak için gelirse, bunun karşılığını elbette görecektir: İyilik için gelmiş ise hoş geldi, safa geldi. Yok, eğer kötü niyetle geliyorsa geleceği varsa göreceği de var! (A. Zeynep)
- Gelip çatmak: (Belli bir zaman ya da o zamanla ilgili durum) İyice yaklaşmak, kaçınılmaz olmak: Zaman yine su gibi aktı ve ayrılık saati gelip çattı. (S. Koç)
- Gelirse hane boş, gelmezse daha hoş: "Gelirse buyur etmezlik yapmam, geri çevirmem ama gelmezse daha çok memnun olurum" anlamında gelmesi istenmeyen veya hoşlanılmayan kimseler için söylenir.
- Gelmiş geçmiş: Bugüne kadar bilinen: Gelmiş geçmiş en büyük müzik ustası.
- Gelsin... Gitsin...: Yalnız sözü edilenle vakit geçiriliyor, başka iş görüldüğü yok: Gelsin çaylar, gitsin kahveler, işe güce baktığı mı var?
- Gelen ağam, giden paşam: Başa kim gelirse gelsin, işimize bakalım, yolumuza gidelim: "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın", "gelen ağam giden paşam" onların esas felsefesi! (S. Sürmen)
- Gelen giden?: "Uğrayan kimse var mı, arayan soran var mı?" anlamında kullanılır.
- Gelen giden: Bir yere gelenler, uğrayanlar; bir yeri gezenler, bir yerden gelip geçenler: Gelenimiz gidenimiz çoktur.
- Gelene ağam, gidene paşam demek: Görevden ayrılanla göreve yeni gelen yöneticiye karşı çıkarcı tutumunu hiç değiştirmeden sürdürmek, güçlüye boyun eğmek: Mademki gemisini kurtaran kaptandı ve gemiyi kurtarmak için gelene ağam, gidene paşam denmesi gerekiyordu, o da bunun alasını yapardı. (H. Dönmez)
- Gelgelelim: Fakat, ama, ancak, şu var ki, ne var ki, ne çare ki: Gelgelelim, işler her zaman umduğumuz gibi yürümüyor. Çalışkan, zeki, gelgelelim yaramaz.
Gelmek ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "gel" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Gel demesi kolay ama git demesi güçtür: (atasözünün anlamı) Bir kimseyi işe almak, konuk çağırmak, git demekten kolaydır; bu nedenle bir kimseye gel demeden önce düşünmek gerekir.
- Gel denilen yere gitmeye ar eyleme, gelme denilen yere gidip yerini dar eyleme: Çağrıldığın yere gitmekten çekinme; gelme dedikleri yereyse gitme; gidersen iyi karşılanmazsın.
- Geldik yüze, çıktık düze: Kasımın yüzüncü günü (Şubatın on beşi) gelince kışın en zorlu günleri geride kalmış olur.
- Gelen geçer, konan göçer: Kimse, dünyada ya da bulunduğu yerde sonsuza dek kalıcı değildir: Gelen geçer, konan göçer, / Nasip oldukça yer içer / Ecel ömre kefen biçer, / Anadur ölümün zinhar (Yunus Emre)
- Gelen gidene rahmet okutur: Beğenilmeyen, bir an önce işbaşından ayrılması beklenen kişinin yerine, onu aratacak daha anlayışsız biri gelirse, giden anılmaya başlanır.
- Gelen gideri aratır: İşbaşına bulunduğu sırada gitmesi istenen yöneticinin yerine onu bile aratacak daha kötü biri gelirse oradakiler gideni arar duruma düşerler: "Gelen gideni aratır, derler. Yokluğunu hep hissedeceğim" dedi içlerinden en yaşlı olanı. (Y. Özbek)
- Gelene git denilmez:
- Bir konuktan ev sahibine bıkkınlık gelse bile, bunu ona sezdirmemek gerekir: Gelene git gidene kal denilmez. Gelene hoş geldin, gidene uğurlar olsun. Geleni ağırla, gideni uğurla. (E. K. Eyüboğlu)
- Kendiliğinden gelen güzel bir şeyi kabul etmemek olmaz.
Soru/Yorum Formu