Düşman nedir ne demektir? Düşman ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Düşman hedef kağıdı
Düşman
  1. Birine karşı nefret duygusu besleyen, bir kimseye kötülük etmek isteyen kimse, hasım: "Ey insanlar, biliniz ki sizin dostunuz üçtür, düşmanınız da üçtür. Düşmanınız size düşmandır, düşmanınızın dostu size düşmandır ve dostunuzun düşmanı size düşmandır." (Hazreti Ali a.s.)
  2. Kendisiyle savaşılan devlet ve bu devletin asker, sivil bütün uyrukları: Bizler konukseveriz ama / Düşmanları sevmeyiz (C. Kulebi)
  3. Aralarında birbirleriyle çatışmaya varacak ölçüde anlaşmazlık olan taraflar: İki düşman aşiret.
  4. (mecazi) Bir şeyi çok aşırı ölçüde kullanıp tüketen: Bu çocuk çikolata düşmanı.
  5. (mecazi) Kimi şeylerden nefret eden, tiksinen kimse: Sigara düşmanı. İçki düşmanı.


Düşman ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "düşman" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Düşman ağzı: Düşmanın uydurduğu yıkıcı ve yanıltıcı söz: Onun için de işte, münevverimizi düşman ağzıyla konuşmayacak, düşman fesadına kapılmayacak ve memleketi kendi eliyle yıkmayacak bir kifayet ve salabette yetişmeyi bilmemiz, en acil davalarımızdandır. (S. Ayverdi)
  • Düşman başına: Bahse konu durumun kötü bir şey olduğunu anlatır: Böyle dost düşman başına. (İ. Sarı)
  • Düşman çatlatmak: İyi durumlar ve başarılarla gösteriş yaparak, düşman olanları kıskandırmak: Tabancalar patlasın / Düşman olan çatlasın / Mutlu günün şerefine / Davul horon patlasın (M. Meriç)
  • Düşman kesilmek: Düşman olmak, düşman gibi görmek: Bu andan itibaren eski dostların arası açıldı ve birbirlerine düşman kesildiler. (Y. Kayaalp)
  • Düşman olmak: Kin beslemeye başlamak: Allah ve Peygamberini kabul etmeyenler Müslümanlara düşman oldular. (A. Saraç)
  • Dost var, düşman var: Herkes dost değildir, kötü niyetli kimseler de vardır: ... ulu orta paylaşırken şunu da unutuyoruz: Dost var, düşman var. Hâlinize dua eden var, "oh oldu" diyen var. (M. Padak)
  • Dosta düşmana karşı: Ele güne karşı, dostları üzmemek, düşmanları sevindirmemek: Hem halk duysa ne der? Dosta düşmana karşı rezil mi olalım? (A. Mithat Efendi)
  • Dostunu düşmanını bilmek: Etrafındakileri iyi tanımak: Aç gözlerini ve bak! Dostunu, düşmanını iyi bil! Gözlere dikkat et. Hep onlar değil mi gerçeğin kapıları? (B. Bitgen)
  • El arı düşman gayreti: Dosta düşmana karşı küçük düşmemek için söylenir: El arı, düşman gayreti diye şimdiye kadar tahammül ettim amma, artık bu çekilecek çile değil. (M. Rona)


Düşman ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "düşman" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Düşman ararsan temel dibinde ara (Düşman etek altından çıkar): Bize kötülük etmek isteyen insanların o kadar uzağımızda olmadığını ifade eder.
  • Düşman bir değil bindir: İnsanın karşılaştığı düşmanların ve zorlukların tek bir yerden gelmeyeceğini, birçok farklı kaynak ve yönden gelebileceğini ifade eder.
  • Düşman çok olunca kaçmak da mertliktir: İnsanın, bir tehlikeye, bir saldırıya karşı koyamayacağını anladığı zaman oradan kaçıp kurtulmaya çalışması korkaklık değil akıllılıktır.
  • Düşman düşmana gazel (Yasin) okumaz*: Düşmandan dostça davranış beklenemez, elinden gelen kötülüğü en sert biçimde yapacaktır.
  • Düşman düşmanın halinden anlamaz (bilmez)*: Savaşmakta olan iki düşmandan her ikisinin de zayıf yönleri bulunur. Ama bir taraf, öbürünün zayıf yönlerini bilip de saldırısını bu noktalar üzerinde toplayamaz.
  • Düşman eline kılıç verilmez: İnsan düşmanına yardım ederek güçlendirirse kendi felaketini hazırlamış gibi olur.
  • Düşman etek altından çıkar: Düşmanın ya da tehlikenin çoğu zaman beklenmedik ve yakın bir yerden ortaya çıkabileceğini ifade eder.
  • Düşman karınca gibi ise sen fil gibi san: İnsan düşmanını küçümser, ondan sakınmaya gerek görmezse bir gün bunun bedelini çok ağır şekilde ödeyebilir.
  • Düşman uyumaz, kadın unutmaz: Düşmanın her zaman tetikte olduğunu ve kadının kin veya kırgınlık gibi duyguları uzun süre hatırlayacağını ifade eder.
  • Düşmana ekmeği yağla da ver: Düşmanlara karşı dikkatli olup açık vermemek gerektiğini ifade eder. Kişi, düşmanına bile kusursuz davranarak zayıf yönlerini göstermemelidir.
  • Düşmana sahip çıkan düşman (düşmandan) sayılır: Bir kişinin düşmanlık eden birine destek vermesinin, onu da düşman olarak görmeye yeterli olduğunu ifade eder.
  • Düşmana silah gerek, ya düşmandan ırak gerek: Düşmanın hakkından gelebilmek için silah gerekir eğer silahınız yoksa düşmandan uzak durunuz.
  • Düşmana taban gösterme: Düşmana karşı geri çekilmemek ve korktuğunu belli etmemek gerektiğini ifade eder. Cesur duruş sergilemek, düşmanı caydırır ve zayıf görünmeyi engeller.
  • Düşmandan merhamet ummak, akıllı kârı değildir: Düşman olan bir kişiden merhamet ve acıma beklemenin mantıksız olduğunu ifade eder. Zaten düşmanlık besleyen birinin, merhamet gösterecek yapıda olmadığını vurgular.
  • Düşmanı hariçte arama: İnsana zarar vermek isteyen birileri varsa onu uzakta aramamalıdır. Çünkü birine zarar vermek isteyen mutlaka onu tanıyordur ve yakınlardadır.
  • Düşmanı olmayanın arkadaşı da yoktur: Herkesle iyi geçinmeye çalışan ve kimseyle çatışmayan kişilerin gerçek dostluklar kurmada zorlanabileceğini ifade eder. Gerçek dostlukların bazen cesaret ve duruş gerektirdiğini, bu nedenle herkesle iyi geçinmeye çalışan kişilerin derin ve anlamlı dostluklar geliştiremeyebileceğini vurgular (?).
  • Düşmanın balını yiyeceğine dostunun suyunu iç:
    1. Dostluk ilişkilerinin maddi kazançlardan daha değerli olduğunu vurgular. Gerçek dostlarla paylaşılan küçük şeylerin düşmandan gelen büyük nimetlerden daha kıymetli olduğunu anlatır.
    2. Düşmandan gelecek tatlı vaatlerin tehlikeli olabileceğini, dostun verdiği basit bir şeyin bile daha değerli ve güvenilir olduğunu ifade eder.
  • Düşmanın büyüğü küçüğü olmaz: Düşman büyük de olsa küçük de olsa, en büyük kötülüğü yapmak ister. Onun için her ikisine de çok dikkatli davranmalıyız.
  • Düşmanın düşmanı dostundur: Aynı kişiye düşmanlık edenler birbirlerine yakın insanlardır.
  • Düşmanın ekmeğinden dostun şamarı yeğdir: Düşmanlarımızla bir araya gelmemeli, dostlarımız bizim iyiliğimiz için sert de davransalar yine de onlarla olmalıyız.
  • Düşmanın karınca ise de hor bakma (Düşmanın karınca olsa kendini merdane tut / Hasımdan sakın karınca ise de)*: Düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol (merdane: mertçe, yiğitçe).
  • Düşmanın ömrü akçe gibi olsun: Düşmanın ömrünün kısa ve geçici olmasını dile getirir. Tıpkı akçenin harcanıp bitmesi gibi, düşmanın da bir an önce etkisiz hale gelmesi temennisini ifade eder.
  • Düşmanına acıyan kendine yazık eder: Düşmanı zor durumdayken ona acıyıp yardım eden kendisini tehlikeli bir sona sürükler.
  • Düşmanını kendinden üstün gör, zayıf çıkarsa bahtına: İnsan düşmanını küçümsemez, onu çok tehlikeli olarak görürse düşman zayıf da olsa bundan bir şey kaybetmez, aksine çok şey kazanır.
  • Düşmanını zebun eden müdaradır: Düşmanına kötülük etmek isteyen kimseler, düşman tarafında yer alan ikiyüzlü kişileri kullanarak düşmanı daha kolay etkisiz hale getirebilirler (müdara: yüze gülme, iyi geçinme).
  • Düşmanınki kayar geçer, dostunki koyar gider: Dost kimselerin yaptıkları, sıradan kimselerin yaptıklarına göre insanı daha çok kırar, üzer.
  • Düşmansız adam olmaz: İyi ve doğru yolda olan kişilerin genellikle çeşitli karşıt görüşler veya düşmanlarla karşılaşabileceğini ifade eder.
  • "Ah!" deme ki düşmanın "Oh!" demesin (Of çekme; düşmanlar "oh" der): İnsanın başına bir felaket geldiği zaman düşmanları varsa bu onlara zevk verir.
  • Ahmak dost akıllı düşmandan beterdir: Akılsız bir dostun, akıllı bir düşmandan daha zararlı olabileceğini ifade eder. Akılsız dost, iyi niyetle bile olsa yanlış kararlar verip zarara yol açabilirken, akıllı bir düşmanın hareketleri tahmin edilip önlem alınabilir.
  • Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır* (Akıllı düşmandan korkma, deli dosttan kork): Akıllı düşmanla anlaşmak, akılsız dostla anlaşmaktan daha kolaydır.
  • Akılsız dosttan akıllı düşman hayırlıdır: Cahil ve beceriksiz kimselerle dost olup onlara güvenmenin, akıllı bir düşmandan daha büyük zarar verebileceğini ifade eder.
  • Akraba olsa da düşman, yabancıdan ehven: Akrabanın kötüsü yine de yabancıdan iyidir.
  • Arkadan düşman yüze gelince dost olur: Birisine kin duyan kimse ona daha kolay zarar verebilmek için önce dostluğunu kazanmaya çalışır.
  • Aşikar (Belli) düşman, gizli dosttan yeğdir: İnsan tanıdığı düşmanından nasıl zarar geleceğini bilir ona göre önlem alır, kendini koruyabilir. Fakat dost gibi görünen ve zorda kaldığında ortadan yok olan ya da ihanet eden kişiye güvendiğinde başına büyük dertler açar.
  • At ver hasım ol, kız ver hısım ol (At ver hısım ol, kız ver hasım ol): At vermenin veya kız vermenin ardından genellikle ilişkilerde sorunlar çıkabileceğini, insanların birbirine düşman veya akraba olabileceğini ifade eder.
  • Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli*: Bir şeye yeterince özen gösterdikten sonra, onu kullanırken bir terslik çıkmasından korkmaya gerek yoktur.
  • Atasına düşman olan, evladına dost olmaz: Anne ve babasını sevmeyen, onlara kin güden kişilerin içi kötülükle dolar. Çocukları olduğu zaman onlara hiçbir zaman sevgi ve şefkat göstermezler.
  • Ateş ile sel dilsiz düşmandır, haber vermeden gelir (Od ile su, dilsiz yağıdır): Ateş ve selin, insanların hazırlıksız olduğu zamanlarda birdenbire ortaya çıkarak büyük zararlar verebileceğini, insanların her zaman tedbirli olmaları gerektiğini, beklenmedik tehlikeler karşısında hazırlıklı olmalarını hatırlatır.
  • Bağlı düşmanı herkes keser: Güçsüz veya etkisiz hale gelmiş bir düşmanın, toplum tarafından kolayca ortadan kaldırılabileceğini ifade eder. Asıl önemli olan, düşmanın güçlü olduğu durumlarda da cesaretle ve kararlılıkla karşı koyabilmektir; bu, gerçek cesaretin ve gücün bir göstergesidir.
  • Bir dostun bin düşman kadar kahrı olur (Dostun zahmeti düşmanınkinden çok olur): Dostluğun yürüyebilmesi için yeri geldiğinde fedakarlıklar yapılır, sıkıntıya düşülür, ama önemli olan dostluğun devam etmesidir.
  • Borç alınırken dost, ödenirken düşmandır: İnsan borç alacağı kimseye karşı çok candan ve samimi davranır. Ödeme zamanı gelince kaçacak yer arar.
  • Borç vermekle, düşman vurmakla*: Borç vermekle, düşman vurmakla tüketilir, yok edilir.
  • Cahil kendisinin düşmanıdır, başkasına nasıl dost olur: Cahil insanların kendi zararlarına davrandığını ve bu nedenle başkalarına faydalı olamayacaklarını ifade eder. Yani, kendisine bile yararı dokunmayan biri, başkalarına dost olamaz.
  • Cahilin dostluğundan alimin (arifin) düşmanlığı yeğdir*: Bilgili ve akıllı bir kişinin düşmanlığının bile cahil birinin dostluğundan daha değerli olduğunu ifade eder. Yanlış yönlendirilmektense, bilge birinin eleştirisi daha çok fayda sağlar.
  • Cahilin dostluğundan düşmanlığı yeğdir: Cahil bir kişinin dostluğunun bile zarar verebileceğini, bu yüzden düşmanlığının bile daha az tehlikeli olduğunu ifade eder. Cahil kişiyle arkadaşlık etmektense, onun düşmanlığını göze almak daha iyidir.
  • Dağ tavşansız, kul/insan düşmansız olmaz: İnsan ne kadar iyi niyetli olursa olsun yine de çevresinde kendisinden hoşlanmayan birileri çıkabilir.
  • Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun* (Akıllı olsun düşman olsun): Akılsız, dengesiz kişi, dostluk yapıyorum sanarak bize zarar verebilir; akıllı bildiğimiz kişi ise, düşmanımız olsa bile, onun vereceği zarardan kendimizi koruyabiliriz.
  • Devlete hıyanet olmaz, düşmandan nimet olmaz: İnsan devletine, milletine zarar getirecek davranışlarda bulunmamalı, düşmanı olduğu kişilerden de iyilik beklememelidir.
  • Domuz derisi post olmaz eski düşman dost olmaz*: Birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.
  • Dost ağlatır, düşman güldürür*: Gerçekleri dile getirdiğinden, iyiliğimizi istediğinden, dostun sözü gücümüze gider. Düşman ise aslında gerçekleri anlatmayan gönül okşayıcı sözlerle konuşur.
  • Dost ararsan dostunun dostunu, düşmanının düşmanını bul: Gerçek dost bizim diğer dostlarımızla da iyi geçinir, aynı zamanda bizim sevmediğimiz kişilere de yakınlık göstermez.
  • Dost başa düşman ayağa bakar*:
    1. Dost, yükselmesini görmek istediği başımıza, düşman ise kaymasını beklediği ayağımıza bakar.
    2. Temiz giyinip kuşanmanın gerekliliğini anlatır.
  • Dost bin ise azdır, düşman bir ise çoktur (Bin dost az, bir düşman çok)*: Dostlarını olabildiğince çoğalt. Düşmanlarını olabildiğince azalt. Dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın.
  • Dost, düşman içinde belli olur: Gerçek dost insanın kötü günlerinde, zor anlarında kendini belli eder.
  • Dost, düşman içindir: İnsanlar arasındaki dostluk ilişkisi, sıkıntılı anlar için gereklidir.
  • Dost, düşman kara gün içinde belli olur: Bir kimse, içinde bulunduğu sıkıntılı durumda çevresindeki insanların nasıl insanlar olduğunu daha sağlıklı değerlendirebilir.
  • Dost evinde başını bağla, düşman evinde tırnağını kes: Kendine bir kötülük gelmesini istemiyorsan bulunduğun ortama uygun davran.
  • Dost gelmeye gelmeye düşman olur; düşman gele gele dost olur: İnsanlar arasındaki ilişkilerin iyi yönde olabilmesi için sık sık bir araya gelmeleri en büyük etkenlerdendir.
  • Dost gibi görünür, düşman gibi bulunur: Dost gibi görünen kişiler bazen çıkarları doğrultusunda hareket edebilir ve zarar verebilirler. Bu nedenle, insanların gerçek niyetlerini anlamak için zamanla gözlem yapmak ve temkinli olmak önemlidir.
  • Dost için ölmeli, düşman için dirilmeli: Dost için her türlü özveride bulunmalı, ama düşmana bütün gücümüzle karşı koymalıyız.
  • Dost ile düşmanın arası açık gerek: Dostluk ve düşmanlık ilişkilerinin net ve belirgin olması gerektiğini ifade eder. Dostluğun samimi, düşmanlığın ise açıkça belirlenmiş olması, ikiyüzlülükten ve gizli düşmanlıklardan kaçınmayı sağlar.
  • Dost kazanırsan tut, düşman kazanırsan güt: Dostlarımıza yakın davranmalı, düşmanlarımıza ise temkinli ve uzak davranmalıyız.
  • Dost kusura kalmaz, düşman ise beğenmez: Dostluk ilişkilerinde karşılıklı anlayış ve hoşgörü esastır, ancak düşmanlık durumunda yapılan her şey eleştirilir ve takdir edilmez.
  • Dost yüzünden, düşman gözünden bellidir: Dost insana daima sevgi ve saygıyla bakar, gülümser, düşman ise içinden hep kötülük geçirir ve bu sadece bakışlarından belli olur. Bu yüzden dostumuzu düşmanımızı yüzlerinden ve bakışlarından anlamak mümkündür.
  • Dosta iltifat, düşmana müdara: İnsan sevdiği kişiyi över, sevmediği kişi hakkında ise iyi sözler söylemez, iyi şeyler düşünmez.
  • Dosta sır verme düşman olur, düşmana kötü söyleme dost olur: İnsan ilişkilerindeki değişkenliğe dikkat çeker. Düşmanlıkların dostluğa, dostlukların ise düşmanlığa dönüşebileceği vurgulanır; bu nedenle, insanların sırlarını paylaşırken veya karşı tarafa zarar verici sözler sarf ederken dikkatli olmaları gerektiğini anlatır.
  • Dostluk göstermekle düşman ezilmez: Düşmanımıza iyi niyetle yaklaşırsak tekrar kötülük görebiliriz.
  • Dostun ekmeğini düşman gibi ye: İnsan dostuna ihtiyaç duyduğunda çekinmeden söylemelidir ve yardımını gönül rahatlığıyla kabul etmelidir (?).
  • Dostun sertliğinden korkma, düşmanın yaltaklanmasından kork: Bizim iyiliğimizi isteyen kimseler, hata yapıyorsak uyarırlar ama düşmanlarımız bu hatayı desteklerler.
  • Dostunu sev ama, düşmanını kolla: Dostlarımıza davrandığımız şekilde düşmanlarımıza davranamayız. Herkese hak ettiği şekilde davranmak gerekir.
  • Dünya tükenir, düşman tükenmez: İnsanın hayatı boyunca düşmanlarla karşılaşabileceğini, düşmanlıkların bitmek bilmeyebileceğini ifade eder
  • Düşenin düşmanı, kalkanın dostu çok olur: Toplumda çok sayıda fırsat düşkünü vardır. Zayıf ya da güçlü durumumuzdan faydalanmaya çalışırlar.
  • Er/Yiğit varlıklı olunca, baş düşmanı dost olur, erden varlık gidince, baş dostları düşman olur: İnsan zengin olunca, onu hiç sevmeyenlerden bile yakınlık görür. Ama varlığını kaybettiği zaman en yakın dostları bile onu terk eder.
  • Eski dost düşman olmaz (Eski dost düşman olmaz, olsa da yakışmaz)*: Eski dostların dostlukları köklüdür; aralarında dargınlıklar olsa bile bu durum düşmanlığa varacak boyutlara ulaşmaz.
  • Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez*: Aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.
  • Faydasız hısımdan, faydalı hasım yeğdir: Bazı durumlarda kişi, düşmanını yakın akrabalarına tercih edebilir. Bazen kişiye akrabasının zararı dokunabileceği gibi, düşmanından da fayda görebilir.
  • Gafil baş, düşmana yaraşır: Dikkat etmeyen ve tedbirsiz davranan kişilerin, düşmanlarına karşı savunmasız hale geldiğini ifade eder. Bu durum, kişinin dikkatsizliğinin, onu zayıf ve kolay hedef haline getireceğini vurgular; bu nedenle, insanın düşmanına karşı daima uyanık ve dikkatli olması gerektiğini belirtir.
  • Gafil başa düşman erişir: Tedbirsiz ve dikkatsiz olan kişilerin, düşmanlarının saldırılarına veya tehditlerine maruz kalabileceğini ifade eder. Bu durum, dikkatli olmanın ve her an tetikte bulunmanın önemini vurgular; çünkü savunmasız kalanlar, zayıflıklarından dolayı daha kolay hedef haline gelirler.
  • Göz düşmanını (hasmını) tanır: Kişiler kendilerine kötülük yapmak isteyenleri hissedebilir.
  • Göz hasmını, gönül dostunu bilir: Göz düşmanını bakışından tanır. Gönül de kendini seveni, dostunu hisseder.
  • Güzel olana, gölgesi bile düşmandır: Güzel veya başarılı olan birinin çevresindeki insanlardan kıskançlık veya düşmanlık görebileceğini ifade eder.
  • Hasım hasımı ateşe atar, dost dostu başta tutar: Düşman kötülük etmek için her yolu dener, dost ise daima bizim iyiliğimizi ve mutlu olmamızı ister.
  • Irz düşmanı cezasız kalmaz: Başkalarının namusuna dil uzatanlar er geç cezalarını bulurlar.
  • İlim, sahibine dost; mal, sahibine düşman kazandırır: Bilgili insanların saygı ve dostluk kazanırken, zengin insanların mal varlıkları nedeniyle kıskanılabileceğini ifade eder. İlim, insanlara fayda sağladığı için takdir toplar; mal ise düşmanlık ve haset doğurabilir.
  • İlmin dostundan, düşmanı daha çoktur: İlme ve bilgiye karşı çıkanların, destekleyenlerden daha fazla olduğunu; bilginin ve ilmin değerinin anlaşılmasının zor olduğunu ve her zaman kolayca kabul görmediğini anlatır.
  • İnsan insana düşmandır: İnsanların bazen birbirlerine karşı kıskançlık, nefret veya rekabet duyguları besleyebileceğini ifade eder. Bu düşmanlık, çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir ve insan ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.
  • İnsan malı bir dost için kazanır bir de düşman için: İnsanların sahip olduğu mal varlığını hem sevdikleriyle paylaşmak hem de düşmanlarına karşı güvence sağlamak amacıyla kazandığını ifade eder.
  • Kardeşin düşmanlığı, karşıdan düşman çıkıncaya kadardır: Birbirine düşman kardeşler yabancılar karşısında dayanışma içine girerler.
  • Kazanırsan dost kazan, düşmanı anan da doğurur (Sen dost kazan, düşman ocağın başından çıkar)*: Sen dost kazanmanın yoluna bak, düşman kolay kazanılır.
  • Kişi bilmediğine düşman kesilir: İnsanların anlamadıkları ya da tanımadıkları şeylere karşı önyargılı ve olumsuz tavırlar sergilediklerini ifade eder. Bilgisizlik, korku ve düşmanlık duygularını tetikleyebilir.
  • Korkak dostun olacağına cesur düşmanın olsun: Güvenilmez ve korkak bir dost yerine, açık ve cesur bir düşmanın daha tercih edilir olduğunu ifade eder. Cesur bir düşmanın, niyetlerini açıkça belli ettiğini ve güvenilmez bir dostun yarattığı belirsizlik ve güvensizlikten daha az zarar verici olabileceğini vurgular.
  • Korkak olana, gölge bile düşmandır: Korkak insanların, en ufak şeylerden bile korkup tehdit olarak algıladıklarını ifade eder.
  • Kurt ile koyun dost olmaz: "Ezeli düşmanların dost olmaları çok güçtür" anlamında kullanılan bir atasözü.
  • Mal adama hem dost, hem düşmandır*: Mal adama dosttur, çünkü ona rahat bir yaşayış sağlar; düşmandır, çünkü kişinin azmasını kolaylaştırır, kişiye düşman kazandırır.
  • Mal insanın düşmanıdır: Zenginlik hem başkalarından gelebilecek tehlikelere neden olur, hem de kişiyi şımarıklığa, yanlış davranışlara iter, bu yüzden mal, mülk, zenginlik insanın düşmanı gibidir.
  • Müdara, düşmana kelepçe gibidir: İkiyüzlü kimseleri kullanarak düşmanı etkisiz hale getirmek daha kolaydır.
  • Müdara ile çok düşmanın hakkından gelinir: Düşmanı etkisiz hale getirmenin en etkili yolu ona dostça yaklaşarak en zayıf yerini bulmaktır.
  • Mürai (Riyakâr) dosttan doğru sözlü düşman yeğdir: İkiyüzlü, sahtekâr kimselerle dost olmaktansa kendi halinde, dürüst, sözünün eri kimselerle dost olmak daha faydalıdır (mürai: ikiyüzlü, riyakar kimse).
  • Nifak dostluğa düşmandır: Anlaşmazlık ve nifakın dostluk ilişkilerini bozduğu ve dostluğa zarar verdiğini ifade eder. Dostlukların sağlıklı ve güçlü kalabilmesi için güven, anlayış ve uyum gereklidir. Ancak nifak, yani fitne ve ayrılık tohumları, bu uyumu ve güveni yok ederek dostlukları zedeler.
  • Öfkeye egemen olma, düşmanı yenme gibidir: Öfke, insanın başına bazen düşmanın bile açamayacağı dertler açar. Bu yüzden kişinin öfkesini yenmesi düşmanını yenmesiyle eşdeğerdir.
  • Param seni vereyim de mi düşman olayım, vermeyeyim de mi düşman olayım?: Kendisinden borç para istenen kişi, bu parayı vermese isteyen kişi ona düşman olur. Verse, parası zamanında geri gelmeyebileceği için yine bir düşmanlık belirir.
  • Rahat döşeğinde ölmekten, düşman karşısında şehit olmak yeğdir: Onurlu bir ölümün, mücadele etmeksizin yaşanan bir hayattan daha değerli olduğunu ifade eder. İnsan, vatanı, milleti veya inançları uğruna savaşarak ölürse, bu ölümün çok daha anlamlı ve şerefli olduğu vurgulanır.
  • Sadık dostun nasihati acıdır, acıtmaz; hain düşmanın sözü tatlıdır, acıtır: Gerçek dostlar, iyiliğiniz için sizi eleştirir ve dürüst davranır. Bu eleştiriler ilk başta hoşunuza gitmese de uzun vadede sizin yararınıza olur. Öte yandan, düşmanlar veya kötü niyetli insanlar tatlı sözlerle sizi yanıltabilir, ama bu yanıltmaların sonucu acı verici olabilir.
  • Sırrını dostuna, dostunu düşmanına açma: Kişiler kendi sırlarını saklarken dostlarının sırlarını da saklamayı bilmelidir.
  • Sırrını düşmanın bilmesin dersen dosta dahi açma: Sırların güvende kalması için en yakın dostlarla bile paylaşılmaması gerektiğini ifade eder. İnsanlar arasındaki ilişkiler zamanla değişebilir ve sırların yayılmasına neden olabilir.
  • Silah sahibine bile düşmandır: Silah, sahibine her ne kadar güç ve avantaj sağlasa da en büyük kötülük yine ondan gelir.
  • Su uyur düşman uyumaz*: Kötülere, kötülüklere karşı her an hazırlıklı bulunmak gerekir.
  • Talihli adamın düşmanı, talihsiz adamın dostu ölür: Talihsiz insan sevdiklerini yitirir, sevmedikleriyle baş başa kalır.
  • Tatlı dil, güler yüz, düşmanın kolunu büker: Tatlı dil ve güler yüz karşısında çok sinirli ve saldırgan kimseler bile sakinleşir, yumuşar.
  • Tatlı söz dost kazandırır, acı söz düşman: Tatlı ve nazik bir dil kullanmak, iletişimi olumlu yönde etkiler ve insanlar arasında iyi ilişkiler kurulmasını sağlar. İnsanlar, kendilerine nazik davranan ve hoş sözler söyleyen kişilere karşı olumlu duygular beslerler. Ancak, sert ve kırıcı sözler insanların kalbini kırar ve olumsuz duygulara yol açar, bu da düşmanlıklara sebep olabilir.
  • Verip (de) pişman olmaktan, vermeyip (de) düşman olmak yeğdir: Borç verdikten sonra tahsil edemeyip sonradan pişman olmaktansa, borç vermeyip karşı tarafın düşmanlığını göze almanın daha iyi olduğunu ifade eder. Bazı durumlarda maddi zarar görmektense, ilişkilerde sorun yaşamayı tercih etmek daha akıllıca olabilir.
  • Yağmurda düşmanın koyunu satılsın, dostun atı: Yağmurdan ıslanan koyun gösterişsiz ve değersiz görünür; buna karşın at daha canlı, daha kıymetli görünür.
  • Yarasa güneşe düşmandır: Gizli işler çevirerek düzenbazlıkla geçinen kimselerin en korktuğu şeyin gerçeğin gün (güneş) gibi ortaya çıkması olduğunu anlatır.
  • Yeni dosttan vefa gelmez (Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez)*: Sağlam dostlukların ve kalıcı dostluk bağlarının kurulması uzun süre alır. Yeni dost bugün varken yarın yok olabilir.
  • Yılana yavrusu düşman olur: Kötü kalpli, sinsi, kin dolu kimseleri çocukları da sevmez.
  • Zengin olana kölesi bile düşmandır: Maddi durumun, kişisel ilişkileri ve güveni nasıl etkileyebileceğini ifade eder. Zenginler, sahip oldukları servet nedeniyle çevrelerinden kıskançlık ve düşmanlık görebilir ve güvensizlik hissedebilirler. Bu durum, zenginliğin beraberinde her zaman gerçek dostluk ve sadakat getirmediğini gösterir.


Düşman ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler


  • Düşman sahibi: Düşmanı olan kimse: "Düşman sahibiyim" diye silah taşıyor.
  • Düşmanı denize dökmek: Düşmanı denize kadar sürüp yok etmek: Bir sel gibiydi millet. Coştu ve bendini yıktı. Enginlere sığmadı. Düşmanı denize döktü. (A. Mercan)
  • Düşmanı püskürtmek: Düşmanı bozguna uğratarak kaçırtmak: Mustafa Kemal yanındaki subayı gerideki birliklere haberci gönderdi. Yetişen Mehmetçikler düşmanı püskürttü. (İ. Sarı)
  • Düşmanın arkasını kesmek: (askeri terim) İlerleyen düşmanın arkasını çevirerek destek güçleriyle bağlantısını koparmak: Bâlî Bey kuvvetleri süratle düşmanın arkasını keserek Macar süvarilerini ikiye ayırmışlardı. (E. Subaşı)
  • Dost düşman: Herkes: Hz. Muhammed'in doğruluğu konusunda dost düşman herkes görüş birliği içinde idi. (H. Döndüren)
( 0 soru/yorum )