Dört |
Dört ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "dört" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- (Kedi gibi) Dört ayak üstüne düşmek: (deyiminin anlamı) Talihi çok yaver gitmek, güç bir durumdan kolaylıkla kurtulmak: Hep kedi gibi dört ayak üstüne düşer. "Allah mı yardım ediyor, nedir!" (O. Rıfat)
- Dört başı mamur: Her yönden istenildiği gibi olan, kusursuz: Bu düzen, bu verim, bu bereket ve bu dört başı mamur medeniyet gene dört yanı mamur bir organik ahengin mahsulü idi. (S. Ayverdi)
- Dört bir tarafı (yanı): Her yanı: Güzel bir koku sarmıştı dört bir tarafı; çiçeğin, ağacın, otun kokusu insanı mest ediyordu. (M. Uzun)
- Dört bucak: Her taraf, her yer: Şöhreti yedi iklim, dört bucak, her tarafa yaygın Yahudi cengâveri Merhab'ın Zülfikar altında yere serilivermesi, göz açıp kapama gibi bir şey olmuştu. (M. N. Bursalı)
- Dört dönmek: Heyecan ve telaşla çare aramak, bir iş yapmak için şuraya buraya koşturup durmak: Kendini yatağına dar attı. Kendinden geçti. Hüseyin başucunda dört dönüyordu. Beyin hatunu başında dört dönüyordu. (Y. Kemal)
- Dört duvar arasında kalmak: Bir yerde, isteği dışında, kapalı kalmak: Kalabalık şehirlerde yaşayan çocuklar okuldan çıkıp evlerine gelince yine dört duvar arasında kalmaya mahkûm oluyorlar. Okuldaki dört duvar arasından çıkıp, evdeki dört duvar arasına gidiyorlar. (İlgili cümle kaynağı: S. Çamlıca)
- (Bir işe) Dört elle sarılmak:
- Büyük bir önem ve özen vererek girişmek: Ona dört elle sarılacak, en iyi şekilde sahip çıkacaktı. Babası da mutlaka böyle isterdi. Arkasından ağlayıp duran bir oğul değil, kendi hayatına sahip çıkan, yaşama dört elle sarılan bir oğul görmek isterdi gittiği yerde. (K. Tazeoğlu)
- (Birine) Destek ya da yardımını umarak iyice bağlanmak.
- Dört göz: (şaka) Gözlüklü kimse.
- Dört gözle beklemek: İsteyerek ve özleyerek beklemek: "Sizi bilmem ama, ben, tatilin gelmesini dört gözle bekliyordum." (F. Bahtoğlu)
- Dört gün sıtması: Nöbetleri üç günde bir gelen ve sıtma çeşitleri içinde en kolay atlatılan ateşli hastalık.
- Dört kolluya binmek (çıkmak): (teklifsiz konuşmada) Ölmek (tabutun dört taşıma koluna istinaden): İkinci gün de o evin efendisi dört kolluya binerek öbür dünyaya uçup gitti. (N. Yiğiter)
- Dört üstü, murat üstü: İşi yolunda olanlar için söylenir: "Benim her şeyim tamam, dört üstü murat üstüyüm, diyorsanız, yani keyfiniz tıkırındaysa anlatacaklarım sizi pek ilgilendirmeyecektir!" (A. Sirman)
- Dört yanı deniz kesilmek: Çaresiz ve umutsuz kalmak: "(...) valisi Ahmed Paşa sizleri beşikteki uşaklarınız ile cümle kılıçtan geçirir" dediğimde, mezbur Hacı Ali'nin dört yanı deniz kesilip... (Numan Efendi)
- Dört yanına bakınmak: Çevresini kontrol etmek, gözden geçirmek: Korkulu gözlerle dört yanına bakındı. (Y. Kemal)
Dört ile ilgili atasözü ve anlamı
İçinde "dört" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Dört göz bir evlat için: (atasözünün anlamı) Anne ve babanın bütün ilgi ve dikkati çocukları içindir.
Soru/Yorum Formu