- Uylukla baldırın birleştiği oynaklı bölge, bacağın büküm noktası ve bunun özellikle ön tarafı.
- Oturulduğunda uyluğun üst yanı.
Diz ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Diz boyu:
- Dize, dizlerin hizasına kadar: Su diz boyu kadarmış.
- (mecazi) Çok miktarda: Rezillik diz boyu.
Diz çökmek:Diz çökerek evlenme teklifi - (Saygı ya da sevgi göstermek için) Oturmadan tek veya iki dizini yere değdirmek: Kralınızın önünde diz çökün. Diz çöküp evlilik teklifi yaptı.
- İki bacağını kıvırarak üstüne oturmak: Yerdeki mindere diz çöktü.
- Dize gelmek: Dursun'un sebebi karşısında diz çökmüştü. (S. Şahin)
- Diz kapağı: Dizin diz kapağı kemiği ile kaplı olan ön bölümü, dizin ön bölümü.
- Diz kapağı kemiği: (anatomi) Uyluk kemiğiyle kaval ve kamış kemiklerinin birleştiği yerde, diz oynağının ön tarafında bulunan küçük, yassı kemik, diz ağırşağı.
- Diz üstü: Dizleri yere gelerek: Namazın bir bölümünde diz üstü yerde oturulur.
Diz ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "diz" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Diz dize (oturmak): Karşı karşıya ya da yan yana, birbirine iyice yaklaşmış olarak (oturmak): Ben en çok seninle dize dize, diz dize, biz bize şiir okumak için heveslenmiştim... (E. Koçak)
- Dize gelmek:
- Güçlünün buyruğunu kabul eder duruma gelmek, baş eğmek, boyun eğmek: Yıkılmaz sanılan putlar nasıl yıkılmış, eğilmez sanılan ceberutlar nasıl dize gelmişti?
- Yenilip teslim olmak.
- Dize getirmek:
- Kendisine karşı geleni yenerek, buyruğunu yaptıracak duruma getirmek, boyun eğdirmek: Sonunda onları dize getirdi. Antlaşmaya oturttu. (Ş. Döğen)
- Yenmek, teslim almak.
- Dizini dövmek: Çok pişman olmak: Kızını dövmeyen dizini döver. (Atasözü)
- Dizinin dibi: Yanı başı.
- Dizinin dibinden ayrılmamak: Yanından hiç gitmemek, ayrılmamak.
- Dizleri kesilmek: Dizlerinde derman kalmamak.
- Dizlerine kapanmak: Bir şey dilemek için alçalarak, aşırı ölçüde yalvarmak: "Kurbanın olam, beni evermeyin kimseyle," diyerek dizlerine kapandı teyzesinin, göz yaşları içinde... (T. Çayırcı)
- Dizlerinin bağı çözülmek: Herhangi bir nedenle ayakta duramayacak duruma gelmek: Mezarına yaklaşınca dizlerinin bağı çözüldü, göz pınarları kaynamaya başladı, iplik iplik yaşlar yanağından süzüldü, hıçkırıklara boğuldu... (İlgili cümle kaynağı: A. E. Kavaklı)
Soru/Yorum Formu
»