Deli ile ilgili atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Deli gömleği giydirilmiş kabarık kıvırcık saçlı gülümseyen deli bir adam
Deli
İçinde "deli" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Deli ağlamaz, akıllı gülmez: Akılsız kişiler yaşadıkları zorluklara ve çoğu zaman içine düştükleri sıkıntılara alışkın oldukları için herhangi bir şeyden yakınmazlar. Akıllı ise kişiler kötü durumlara düşmemek için her şeyi ciddiye alırlar, sıkıntı ihtimaline karşı endişeli olurlar ve önlem alırlar.
  • Deli akşamdan sonra azar: Akılsız insanlar akılsızlıklarını gizlide yaparlar ancak bu eninde sonunda açığa çıkar.
  • Deli alacayı sever: Göz alıcı ve parlak renkleri deliler çok sevdiğini; sıra dışı veya dengesiz davranışlar sergileyen kişilerin dikkat çekici ve renkli şeylere ilgi duyduklarını ifade eder.
  • Deli arlanmaz, soyu (sahibi) arlanır*: (atasözünün anlamı) Uygunsuz, delice işler yapanların yakınları, onların yaptığı işlerden dolayı güç durumlarda kalırlar.
  • Deli, bal kabağından olmaz ya: "Deli de görünüşte senin benim gibi insandır" anlamında söylenir.
  • Deli bile akıllıya akıl öğretir: Bazı durumlarda saf veya cahil kişilerin, akıllı insanlara bile örnek olabilecek başarılar gösterebileceğini ve akıllı insanların da bunu göz ardı etmeyip bu durumdan ders çıkarabileceğini vurgular.
  • Deli deli akanı, bura bura tıkarlar*: Aşırı ve ölçüsüz davranışlara karşı önleyici, sert önlemler alınır.
  • Deli deliyi görünce değneğini (çomağını, sopasını) saklar (gizler)*: Saldırgan kimse, kendisi gibi birine saldırmaktan çekinir.
  • Deli devran sürer, akıllı vakit bekler:
    1. Aceleci ve düşüncesiz insanların hemen harekete geçtiğini, sabırlı ve akıllı insanların ise doğru zamanı beklediğini ifade eder.
    2. Zaman zaman hızlı ve çılgınca davranmanın, plan ve stratejiyle beklemenin önüne geçebileceğini anlatır.
  • Deli dostun olacağına akıllı düşmanın olsun* (Akıllı olsun düşman olsun): Akılsız, dengesiz kişi, dostluk yapıyorum sanarak bize zarar verebilir; akıllı bildiğimiz kişi ise, düşmanımız olsa bile, onun vereceği zarardan kendimizi koruyabiliriz.
  • Deli ile çıkma yola, başına getirir (türlü) bela*: Deli, kendisiyle arkadaşlık edenin başına çeşit çeşit dert açar.
  • Deli ile helva yemekten uslu ile savaş yeğdir: Anlayışsız, aptal kimselerle bir işe ortak olmaktansa o işten vazgeçmek daha hayırlıdır.
  • Deli inek, buzağısını çiğner: Akılsız insanlar sıradan davranışlarında bile en sevdiklerine zarar verirler.
  • Deli kazanmış, akıllı yemiş: Bir insan çok varlıklı olsa bile akıllı ve uyanık biri değilse onun malı en çok kurnaz, açıkgöz kişilere yarar.
  • Deli kendi kendine güler (Deli kim, kendi söyler kendi güler): Herkesin paylaşmadığı veya anlamadığı komik bir duruma yalnız başına gülenler için söylenir.
  • Deli kısmı kendi söyler, kendi işitir: Dengesiz veya mantıksız kişiler, söylediklerine başkalarının ilgisini çekemeden, yalnızca kendileri konuşur ve kendileri duyarlar. Bu atasözü, toplumda karşılık bulamayan ve yalnızca kendi kendine konuşan insanları tanımlamak için kullanılır.
  • Deli kız, deli gelin olur: Genç kızlık dönemindeki kişisel özelliklerin, evlilik sonrasında da devam edeceğini ve bu özelliklerin kişinin karakterini şekillendireceğini ifade eder. Yani kişinin gençlikteki deli ve çılgın davranışlarının, evlendikten sonra da devam edeceği öngörüsünü taşır.
  • Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş*: Densiz, budala kimsenin toplum kurallarından, törelerden haberi yoktur, en olmayacak şeyleri yapar.
  • Deli kız evde kalmaz: Dışadönük, hareketli kızlar kısa zamanda kendilerine koca bulurlar.
  • Deli kız evde kalmaz, delikli boncuk yerde (kalmaz): Her şeyi kendine dert etmeyenler mutlu olacakları bir şeyleri her zaman bulabilirler.
  • Deli küser, nasibini keser: Akılsız kişiler gereksiz yere sinirlenip çıkar sağladıkları yere sırt çevirirler.
  • Deli odur ki bir düştüğü çukura bir daha düşer: Tehlikeli bir işten daha önce zarar gördüğü halde aynı hatayı tekrar yapıyorsa o kişinin aklı zayıf demektir.
  • Deli ol ki; dünya için gam yeme, Allah bilir kim kazana kim yiye: Sıkıntı ve sefalet içinde yaşayan kimseler işe yaramaz ve beceriksiz bir görüntü verirler. Ama gerçekte kimin parası çok kimin parası az bilinmez.
  • Deli sözü kaleme gelmez: Akılsız, aptal kimselerin konuştukları fazla ciddiye alınmaz. Çünkü onlar doğru olsun, yanlış olsun akıllarına geleni söylerler.
  • Deliden al uslu haberi* (Haberi deliyle çocuktan al): Deliler sır saklamasını bilmedikleri ve her şeyi olduğu gibi söyleyiverdikleri için haberin doğrusu ondan alınır.
  • Deliden dost olmaz: Akılsız, saf kimselerle arkadaşlık etmeye gelmez. Çünkü böyle kimselerin bir anı bir anını tutmaz.
  • Deliden korkmayan adam delidir: Deli veya saldırgan kimseler, karşılarındaki kim olursa olsun saldırmaktan çekinmezler. Bu yüzden, deli olduğunu bile bile onların üzerine giden kişinin aklından zoru var demektir. Bu atasözü, tehlikeli ve mantıksız davranışlar sergileyen kişilerden uzak durmanın önemini vurgular.
  • Delinin başı ucunda yatmaktan, akıllının ayağı ucunda yatmak hayırlıdır: Akılsız kişilerle iş yapmaktansa akıllı kişilere hizmet etmek daha yararlıdır.
  • Delinin boynuzu olmaz: Deli denilen kimseler ilk bakışta diğer insanlardan farklı görünmezler.
  • Delinin çalıştığı akıllı içindir: Akılsız ve saf kişiler çoğu zaman kazandıklarını kurnaz, açıkgöz kimselere kaptırırlar.
  • Delinin değirmenini Allah döndürür: Akıllı davranamadıkları için başlarını derde sokan kimseler, esasen başkalarına zarar verme niyetinde olmadıklarından Allahü Teala tarafından korunurlar.
  • Delinin derdi kaval, değirmencinin derdi su: Akılsız, tembel kişiler sadece eğlenmek ve hoş vakit geçirmek için uğraşırlar. Akıllı kişiler ise sadece ihtiyaç duyacakları şeyler için çaba harcarlar.
  • Delinin diline perhizi yoktur: Akılsız, düşüncesiz kişiler olur olmaz her yerde söylenmeyecek şeyleri bile söylemekten çekinmezler.
  • Delinin düşünmesine, tavuğun eşinmesine derman olmaz: Akılsız insanlar bir sonuca varamasalar da vakitlerinin çoğunu düşünmekle geçirirler.
  • Delinin efendisi olmaktansa akıllının uşağı olmak yeğdir: Akılsız veya mantıksız bir kişinin yönetiminde bulunmaktansa, akıllı ve mantıklı bir kişiye hizmet etmenin daha tercih edilebilir olduğunu ifade eder.
  • Delinin ipiyle kuyuya inilmez: Akılsız, cahil kişilere güvenip onlarla önemli bir işe kalkışmak doğru değildir.
  • Delinin parası akıllının cebinde biter: Akılsız insanlar paralarını uzun süre koruyamazlar, kısa zamanda kendilerinden akıllı biri paralarını ellerinden alır.
  • Delinin sözü kaleme alınmaz: Genellikle akılsız veya mantıksız insanların sözlerinin veya eylemlerinin kayda değer veya anlamlı olmadığını vurgular.
  • Delinin sözü, sarhoşun gözü: Deli kişinin söylediği sözlere ve sarhoş kişinin gördüklerine güvenilmez. Bu atasözü, akıl sağlığı yerinde olmayan veya sarhoş kişilerin söyledikleri ve gördükleri şeylerin güvenilir olmadığını ifade eder.
  • Delinin uyuklaması da deli, sayıklaması da: Akılsız ve beceriksiz kişiler her işi kendi özelliklerine yaraşır şekil de yaparlar.
  • Delinin yüreği ağzında, akıllının dili yüreğindedir:
    1. Deliler düşüncelerini ve duygularını doğrudan ve çekinmeden ifade ederken içlerinden geçenleri hemen söyleyerek dürüst ve cesur olurlar. Akıllı insanlar daha sakin ve düşünerek konuşur, duygularını ve düşüncelerini daha dengeli bir şekilde ifade ederler ve konuşmadan önce düşünürler; iç dünyaları ve gerçek duyguları, sözlerinin ardında gizlidir.
    2. Cahil ve beceriksiz kişiler çok konuşur fakat ellerinden hiç bir iş gelmez. Akıllı kişiler ise az konuşur fakat çok iş yaparlar.
  • Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış*: Akılsız, dengesiz kişi, hoşlandığı şeye benzettiği her şeyi elde etmeye can atar.
  • Deliye değ de geç, akıllıya uy da geç: Birisinin deliliği veya aptallığına takılmayıp, akıllı kişilerin önerilerini dinleyerek ve onların tavsiyelerine uyararak hareket etmenin daha doğru olduğunu ifade eder.
  • Deliye dolanmaktan çalıyı dolanmak yeğdir: Laf anlamaz, geçimsiz kişilerle boşuna uğraşmaktansa onlardan uzak durmak iyidir.
  • Deliye el ver, eline bel ver: Mantıksız veya düşüncesiz kişilere gereğinden fazla destek veya ödün verildiğinde, bu kişilerin davranışlarının daha da kötüye gitmesine ve kötüye kullanılmasına yol açabileceğini ifade eder.
  • Deliye geçit yoklatırlar: Bir işte veya bir durumda tehlike veya risk olasılığı bulunduğunda, bu durumu fark etmeyen veya dikkate almayan kişilerin işe sokulduğunu veya görevlendirildiğini ifade eder.
  • Deliye (göre) her gün bayram*: Her fırsattan, olanaktan yararlanarak bayrammış gibi davrananlara ve yaşam sorumluluğunu düşünmeden her şeyi eğlenceli yönden alanlara taş atmak için söylenir.
  • Deliye 'Kapıyı ört de gel' demişler, yüklenmiş de gelmiş": Akıl sağlığı yerinde olmayan kişilerin söylenenleri yanlış anlayabileceğini ve mantıksız davranışlar sergileyebileceğini ifade eder. Ayrıca, talimatları veya emirleri doğru anlayıp uygulamanın önemini vurgular.
  • Deliye kendi belası yeter: İnsanın kendi yanlışlarından kaynaklanan sorunlarla başa çıkmasının zorluğunu ve bu durumun cezasını doğal bir şekilde yaşadığını belirtir.
  • Deliye "oyna" demişler ortalığı yıkmış: Cahil, anlayışı kıt kişiler yaptıkları her işi aşırıya kaçarak ve abartarak yaparlar.
  • Deliye taş anılmaz: Tehlikeli veya mantıksız davranışlarda bulunabilecek kişilere zarar verebilecek araç veya durumları hatırlatarak onları kışkırtmamanın önemini vurgular.
  • Deliye taş atma, başını yarar (başına taş yağdırır)*: Akılsız, dengesiz insanlara sataşmaya kalkan kimseleri, onlardan gelebilecek zararlara karşı uyarmak için söylenir.
  • Deliye uyan zır delidir: Akılsız aptal kişilerin davranışlarına sinirlenip onlarla kavgaya girişmek delilik olur.
  • Deliyi beş paralık köpük helvasıyla aldatırlar: Akılsız saf kişiye iş yaptırmak için fazla bir masraf gerekmez.
  • Deliyi dövmeden korkutmalı: Cahil, saf kişiyi bir işten vazgeçirmek için fazla sert davranmaya gerek yoktur. Çünkü böyle kimseleri ikna etmek kolaydır.
  • Deliyi düğüne davet etmişler, "Burası bizim evden iyi" demiş: Görgüsüz, cahil kişi hoşuna giden bir şeyi gördüğü zaman sık sık orda vakit geçirmek ister.
  • Deliyi ne döv, ne dövül: Deli gibi davranan veya düşünen insanlarla uğraşmaktan kaçınılmalıdır, çünkü bu tür kişilerle çatışmak genellikle faydasızdır ve sadece sorunları daha da kötüleştirebilir.
  • Deliyle zengin aklına geleni eder: Varlıklı kişi imkanları bol olduğu için her istediğini özgürce yapar. Akılsız kişi de her istediğini özgürce yapar. Çünkü o hiç bir şeyden sıkılmaz, çekinmez.
  • Ağlama ölü için, ağla deli için*: Yakınlarından biri ölenin acısı zamanla küllenir ancak bir yakını deli olanın acısı ölesiye kadar zaman dinmez.
  • Akıllı bildiğini söyler, deli söylediğini bilmez: Akıllı insan bilerek ve düşünerek konuşur; deli ise haddini, konuştuğunu bilmez.
  • Akıllı düşmandan korkma, deli dosttan kork: Akıllı düşmanla anlaşmak, akılsız dostla anlaşmaktan daha kolaydır.
  • Akıllı düşünesiye kadar deli bayram eder: Her şeyi çok inceleyerek kolay kolay karar veremeyen kimselere göre fazla düşünmeden hemen seçimini yapan kimseler istediklerini daha çabuk elde ederler.
  • Akıllı düşünesiye kadar deli karnını doyurur: Bazen fazla düşünmenin insanı yavaşlatabileceğini anlatır. Aceleci davranan, düşünmeden harekete geçen kişiler bazen daha hızlı sonuç alır.
  • Akıllı düşününceye kadar, deli çocuğunu everir*: Kendini akıllı sananlar çoğu kez akılsız diye tanınanlardan daha başarısız olur.
  • Akıllı gam yer, deli kamçı: Çok düşünen ve her şeyi ciddiye alan insanların tasalarının fazla olacağını, düşünmeden hareket edenlerin ise sorunları daha az umursayacağını ifade eder.
  • Akıllı köprüyü arayıncaya (aşıncaya) dek deli suyu geçer*: Tedbirli kişi sağlam yol ararken, atak kişi sonuca daha çabuk ulaşır.
  • Akıllı ol da deli sansınlar: Başkalarının ne düşündüğüne aldırış etmeden, doğru bildiğin yolda ilerlemenin önemini vurgular. Kişi, daha çok çalışmaktan, öğrenmekten ve kendini geliştirmekten çekinmemelidir, başkaları onu deli sansa bile.
  • Akıllı sözünün delillerle, deli yeminlerle (süsler): Akıllı insanın doğru ve güvenilir bilgilerle konuştuğunu, akılsızın ise bilgi eksikliğini yalan ve boş sözlerle kapatmaya çalıştığını vurgular.
  • "Akıllınız kimdir?" "Öndeki zincirli": Bir topluluğun genel olarak deli veya akılsız olduğunu ima eder. Toplum içinde akıl ve mantık yerine delilik veya mantıksızlığın öne çıktığını vurgular.
  • Al Allah'ım kulunu, zapt eyle delini: Toplumda dengeli ve huzurlu bir ortamın sağlanması için aklı başında insanların korunması ve dengesiz davranışlar sergileyen kişilerin kontrol edilmesi isteğini ifade eder.
  • Altın pas tutmaz, deli yas tutmaz:
    1. Onurlu ve değerli insana hiç kimse leke süremez.
    2. Tasasız, vurdumduymaz, gamsız kimse hiçbir şeye üzülmez.
  • Aşık ile delinin farkı, biri gülmez biri ağlamaz imiş: Kendini aşka kaptıran kişi akıl dışı davranışlarıyla deliye benzer; ancak tek farkla ayrılır: deliler hiç ağlamaz, aşık da hiç gülmez.
  • Atın dorusu, yiğidin delisi*: Atın doru renkli olanı, kişinin gözünü budaktan sakınmayanı beğenilir.
  • Av avlandı, tav tavlandı, deli uslandı, horoz evlendi, komşu tellendi:
    1. Bir dizi olayın gerçekleştiği ve normalde beklenmeyen durumların meydana geldiği durumları anlatır.
    2. Bir olaya, bir toplantıya, bir fırsata vb. duruma her şey bittikten iş işten geçtikten sonra ulaşıldığını anlatır.
  • Bir adama kırk gün deli dersen deli, akıllı dersen akıllı olur*: Sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir.
  • Bir deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz*: Kimi zaman bir kişi öyle ters bir iş yapar ki, birçok akıllı bir araya gelerek düşünüp uğraşsa o terslik kolay kolay düzeltilemez.
  • Çocuk büyür, deli uslanmaz: Çocuklar bakımla büyür, gelişirler. Ama doğuştan huysuz akılsız kimseler büyüseler de bu huyları değişmez.
  • Dağ çalısız, yol delisiz olmaz: Hayatta karşılaşılan zorlukların ve sorunların kaçınılmaz olduğunu vurgular.
  • Demir ıslanmaz, deli uslanmaz (Taş ne kadar ıslanırsa, deli o kadar uslanır)*: Her nesnenin, her kişinin değiştirilemeyen bir niteliği vardır.
  • Dertli, deliden çok söyler: Kişinin dertli veya sıkıntılı olduğunda, bu durumu sürekli başkalarına anlatma eğiliminde olduğunu ve sık sık bu konuları dile getirdiğini belirtir.
  • Devletlü ile deli bildiğini işler*: Yüksek rütbeliler ile deliler, kimsenin sözünü dinlemez, akıllarına geleni yaparlar.
  • Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya*:
    1. Evlenecek kişiler için herkes seferber olur.
    2. Akılsız kişi, el alemin düzenlediği eğlencelerde bir aksama olmasın diye çabalar durur.
  • El deliye, biz akıllıya hasret kaldık: Bazı kimseler bazen öylesine anormal davranışlarda bulunurlar ki herkes onun aklından şüphe eder.
  • Evinde ölüsü olan bir defa, delisi olan her vakit ağlarmış: Bir yakını ölen kişi ne kadar üzülse de bir süre sonra unutur ve üzüntüden kurtulur. Ama bir evde bir toplulukta cahil ve akıl noksanlığı olan kişiler varsa oradakiler onun yaptıklarına ömür katlanmak zorundadırlar.
  • Evinden çıkan deli olur, başında bin hali olur: Ev değiştirmenin ve taşınmanın zorluklarını anlatır.
  • Gezmekten hevesini alsa, deli alır: İnsanların gezmeye olan tutkusunun hiç bitmediğini ve sürekli yeni yerler keşfetmek istediklerini ifade eder.
  • Gördün deli, savul geri* (Baktın deli dön geri): Dengesiz kimselerden uzak durmak gerekir anlamında bir atasözü.
  • Gün geçer ömür tükenir, deli sevinir ki bayram geliyor: Bazı kimseler ilerde kavuşacakları mutlu günlerin çabucak gelmesini isterler. Oysa bilmezler ki her geçen gün ömürlerinden gidiyor.
  • Hacı hacıyı Mekke'de, derviş dervişi tekkede, deli deliyi dakkada bulur: Herkes arkadaşını kendi huyunda, kendi mesleğinde olan kimselerden seçer; onlarla da belirli mekanlarda rast gelir, buluşur.
  • Halının tozu tükenir, delinin sözü tükenmez: Bilgisiz, kültürsüz kişiler hiçbir şeyden anlamadıkları halde her konuda ileri geri konuşmaktan geri kalmazlar.
  • Her evde bir deli bizim evde hep deli: Genellikle kötü bir durumu hafifletmek veya espri yapmak amacıyla kullanılır, özellikle aile içinde yaşanan alışılmadık veya mantıksız durumları tanımlamak için.
  • Herkesin bir delilik damarı vardır: Her insanın içinde potansiyel olarak değişkenlik gösteren, bazen sakinlik bazen de sinirlilik gibi duyguların bulunduğu bir yanı vardır.
  • İki deliye bir uslu koymuşlar*: İki kişinin arasındaki anlaşmazlığı çözmede aklı başında biri aranır.
  • İnsan düşünde ne görmez, deliyse ne söylemez: İnsanın düşlerinin ve rüyalarının sınırsız doğasını vurgular. İnsanlar rüyalarında hayal ettikleri her şeyi görebilirler, çünkü rüyalarımızın sınırları yoktur. Aynı şekilde, deli insanların söyledikleri de sınırsız olabilir çünkü mantıklı ve sıradan normlardan bağımsız olabilirler.
  • İte selam, deliye kelam olmaz: Mantıksız veya öngörülemez davranan kişilere karşı anlamlı ve mantıklı bir iletişim kurmanın zor olabileceğini ifade eder.
  • Karaya sabun, deliye öğüt neylesin*: Bir şey düzelmeyecek durumdaysa düzeltmek için ne yapılsa yararı olmaz.
  • Körden gözlü, topaldan ayaklı, deliden deli (doğar): Bir körden gören bir çocuk, topaldan ayaklı bir çocuk, deliden ise yine deli bir çocuğun doğacağını ima eder. Yani, bazı özelliklerin veya durumların kalıtımsal veya bağlamsal olarak devam ettiğini belirtir.
  • Köy delisiz, dağ çalısız olmaz: Her yerin kendi karakteristik unsurlarıyla tamamlandığını ifade eder. Köylerin delileri, dağların ise çalıları kendi doğal parçası olarak görülür. Bu söz, her şeyin doğal ve gerekli unsurlarıyla bir bütün oluşturduğunu belirtir.
  • Küçük büyür de deli uslanmaz: Bir kişinin karakterinin veya davranışlarının zamanla değişmeyeceğini, küçükken gösterdiği deli veya asi tavırların büyüdükçe düzelmediğini ifade eder.
  • Küçük deli, büyük deli, beşikteki başını sallar: Çevresindeki herkesin akılsız veya deli olduğunu ima eder. Beşikteki bebek bile başını sallayarak bu akılsızlık veya delilik durumunu sergiler. Bu atasözü, bir topluluğun veya grubun genel olarak mantıksız veya düşüncesiz davranışlar sergilediğini ve içlerinde mantıklı veya sağduyulu bir kişinin bile olmadığını ifade eder.
  • Oğlan olsun deli olsun, ekmek olsun kuru olsun: İnsanın bazen elindekiyle yetinmesi ve beklentilerini azaltması gerektiğini ifade eder. Sahip olmak, mükemmel olandan daha önemli görülür.
  • Oğlum deli malı neylesin, oğlum akıllı malı neylesin*:
    1. Akıllı evlat kendisi çalışıp kazanır, miras kalacak mala gereksinme duymaz. Akılsız evlat ise kendi çalışıp kazanamadığı gibi miras kalacak malı da gereği gibi değerlendiremez, kısa sürede tüketir.
    2. Önemli olan mülk değil, onun kullanım biçimidir.
  • Ölü ile deli sahibinindir: Delinin ve öldüğünde ölünün iradesi yoktur. Bu nedenle yaptıklarından artık geride kalanlar sorumlu olur (?).
  • Ölüsü olan bir (kırk) gün ağlar, delisi olan her gün ağlar (Ölüsü olan gülmüş de, delisi olan gülmemiş): Ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulmuştur onun adına üzülmek yersizdir, esas dünyada kalan ve onun sıkıntısını çekenler için üzülmek gerekir.
  • Ölüye ağlarlar, deliye gülerler: Yaptıkları aptallıklara çevrelerindekini güldürenler toplumda küçümsenirler.
  • Parayı zapt etmek deliyi zapt etmekten zor*: Elindeki parayı çarçur etmeyip tutmasını bilmek, tasarruf etmek pek zor bir iştir.
  • Pek yürüsen "deli gelin", yavaş yürüsen "miskin gelin" derler: Bir işi yaparken çok hızlı hareket edeni aceleci diye, yavaş davrananı ise tembel diye eleştirirler. İnsanların her durumda eleştirilebileceğini ve her zaman memnun edilemeyeceğini ifade eder.
  • Sarhoştan, deli bile korkar*: Sarhoş olmak delirmekten de beterdir, sarhoş insan kendini denetleyemez, delinin yapmayacağı şeyleri yapar.
  • Su akar, deli bakar: Her iş zamanında yapılmalıdır. Zamanında yapılmayan işler fayda vermez.
  • Taşlarsan deliyi, başına kapla çeliği: Deli veya dengesiz bir kişiye zarar vermenin veya onu kışkırtmanın sonucunda kişinin kendisinin büyük tehlikelerle karşı karşıya kalabileceğini ifade eder.
  • Uslu, deliye uymaz: Akıllı ve dengeli bir kişi, mantıksız ve düşüncesiz davranışlarda bulunan birine uymaz, onun gibi davranmaz.
  • Velinin bilmediğini deli bilir: Akılsız, saf kimseler bazen öyle bir iş yaparlar ki çoğu akıllı insan bile o işin altından kolay kolay kalkamaz.
  • Yüz verdik deliye, geldi çıktı halıya: Değmemesine karşın kendisine önem verilen eğitimsiz, utanmaz, anlayışsız kişi şımarır, azar ve terbiyesizce davranışlarda bulunur.
  • Zengin olsa "hoppa", fakir olsa "deli" derler: Zenginler arasında geleneksel ahlak anlayışları göz ardı edilirken, bunları çiğneyen yoksullar ayıplanırlar.


Ayrıca bakınız:
Deli ile ilgili deyimler ve anlamları
Deli ne demek? Deli ile ilgili birleşik kelimeler
( 0 soru/yorum )