Değirmen nedir ne demektir? Değirmen ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 1
Kanatları kumaştan yapılmış bir yel değirmeni
Rüzgar gücüyle çalışan yel değirmeni
  1. Eskiden su veya rüzgar gücüyle günümüzde elektrik gücüyle çalışan, içinde buğday vb. tanelerin öğütülerek un haline getirildiği yer: Yel değirmeni, su değirmeni vb.
  2. Öğütmeye yarayan araç ya da aygıt: Komşudan kahve değirmenini istedi.
  3. (argo) Saat.


  • Değirmen hakkı: Un öğüttürenlerin, öğütme karşılığı olarak değirmenciye bıraktıkları un.
  • Değirmen taşı: Değirmende, dönerek taneleri ezen tekerlek biçiminde taş.


Değirmen ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "değirmen" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

Nehir kenarında bir su değirmeni
Su gücüyle çalışan değirmen
  • Değirmen taşının altından diri çıkmak: En güç, en ağır koşulların altından, en tehlikeli durumlardan zarar görmeden kurtulmak: Risk almaktan korkmayan kişi, gün gelir değirmen taşının altından diri çıkar. (B. Taşçı)
  • Değirmenin suyu nereden geliyor?: Herhangi bir işin masrafını karşılayacak paranın nereden çıktığını sormak için kullanılır: Bu arabaların maaş ile alınması mümkün olamaz. O halde değirmenin suyu nereden geliyor? (B. Habora)
  • (Birinin) Başında değirmen çevirmek: Gürültüyle rahatsız etmek: Başında değirmen taşı bile dönse, bir bilgin gibi sıkıntılı zamanında dahi yumuşak davran. (R. Şenol)
  • Saçı (saçları) değirmende ağartmamak: Deneyimli olmak: Evlat, biz bu saçları değirmende ağartmadık! Bu yolda çok emek harcadık! (M. Atalar)
  • Sakalı değirmende ağartmak: Yaşlandığı halde bir şey öğrenmemiş olmak: Eski harpleri görmüş söz bilir adam kalmadıktan ma'da, mevcud olanlar da sakalı değirmende ağartmış, tecrübeden nasipsiz, işin sonunu düşünmekten behresi olmayıp gün bugündür demeye alışmış kurnazlar seferi gezmeye gitmek gibi zannederek... (S. R. İskit)
  • Suyu çekilmiş (kesilmiş) değirmene dönmek:
    1. İşleyemez duruma gelmek: Grev nedeniyle İstanbul suyu çekilmiş değirmene dönmüştü. Koca İstanbul'da tek bir araba kalmamış, hepsi uzlet-gâh sükûta çekilmişti. (Kebikeç)
    2. Kimsenin gelip gitmediği sessiz ve tenha duruma gelmek: Kız tek başına evi dolduruyordu adeta. Şimdi ev bütün canlılığını, neşesini, hayatiyetini kaybetmiş, suyu çekilmiş değirmene dönmüştü, sessiz, suskun... (B. Aksun)


Değirmen ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "değirmen" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Değirmen bildiğini eyler, şakıldak baş ağrıtır: Kararlı ve inatçı kişi bir şeye karar vermişse başkalarının onu bu kararından vazgeçirmeye çalışmaları boşuna uğraştır.
  • Değirmen dönsün de, suyu nereden gelirse gelsin: Kazancı iyi, işleri yolunda giden kişi işin ne zorluklarla yapıldığına aldırmaz.
  • Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan*: Karı koca gibi, iş ortağı gibi birlikte yaşayacak, birlikte iş görecek kimseler arasında karşılıklı sevgi bulunmalıdır.
  • Değirmen suya gitmiş, o daha şakşağını arıyor: Bir iş veya durum ciddi şekilde sorunlu veya çözümsüz hale gelmişken, kişinin hâlâ önemsiz veya gereksiz detaylarla ilgilenmesini ifade eder.
  • Değirmen taşının altından diri çıkar*: En zor ve ağır şartlar altında bile hayatta kalmayı ve tüm güçlükleri yenmeyi başaran kişiyi ifade eder.
  • Değirmen taşsız öğütmez: Değirmenin düzgün çalışabilmesi için öğütücü taşlara ihtiyacı vardır; benzer şekilde, bir işin başarılı olabilmesi için gerekli kaynaklar ve koşullar sağlanmalıdır.
  • Değirmen taşının bir dönmesi el taşının on dönüşüne bedeldir: Üstün yetenekleri olan kişiler diğer kişilerden daha büyük işler başarırlar.
  • Değirmen tenha iken ununu öğüt: Bir işin en uygun ve elverişli zamanda yapılması gerektiğini ifade eder.
  • Değirmencinin derdi su, müşterinin un: Değirmenci, değirmenin çalışması için gerekli olan suya odaklanırken, müşteri değirmenden aldığı un ile ilgilenir. Bu atasözü, insanların genellikle kendi iş veya sorumluluklarına odaklandığını ve her kişinin farklı ihtiyaç ve önceliklere sahip olduğunu anlatır.
  • Değirmencinin evine hayırlı haber gelmez; ya bent yıkılmıştır, ya su kesilmiştir: Bazı işlerin aksaklıklarla dolu olduğunu ve sıkıntıların sürekli olduğunu anlatır.
  • Değirmenciye hırsızlık ayıp değil, başka ayıbını söyle (ara): Bir kişinin kendi çevresindeki kişilerin veya işlerin kusurlarını görmemesi veya bu kusurlara alışmış olmasını ifade eder. Burada, değirmencinin hırsızlık yapması, onun işinin doğası gereği alışılmış bir durum olarak görülür ve bu kişiye ayıp olarak kabul edilmez. Bu atasözü, kişisel ve çevresel alışkanlıkların, bir kişinin ahlaki değerlendirilmelerini etkileyebileceğini ve bazı olumsuz durumların alışkanlık haline gelebileceğini anlatır.
  • Değirmende doğan sıçan gök gürültüsünden korkmaz: Bir kişinin veya bir şeyin, alışık olduğu zorluklar veya tehlikeler karşısında cesur ve korkusuz olacağını anlatır.
  • Değirmenden gelenden poğaça umarlar*: Bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa, bir armağan beklenir.
  • Değirmene gelen nöbet bekler*: Birçok kimsenin yararlandığı yere gelenlerden her biri, işini görmek için gelişine göre sırasını beklemelidir.
  • Değirmene kıtlık girmez: Bazı işler veya kaynaklar, doğaları gereği sürekli ve kesintisiz bir şekilde var olur ve tükenmez.
  • Değirmenin girdisi yağlanırsa döner: Bir işin veya sürecin düzgün çalışabilmesi için gerekli hazırlıkların ve bakımın yapılması gerektiğini ifade eder.
  • Değirmenin sesini işitiyoruz, ununu gördüğümüz yok:
    1. Bir işin veya sürecin çok konuşulduğunu, ancak somut sonuçlarının ortada olmadığını ifade eder.
    2. Bir işten veya durumdan zarar görüldüğünü veya sıkıntı çekildiğini ama bunun karşılığında kazançtan bir pay elde edilemediğini anlatır (?).
  • Alt değirmen güçlü akar*: Kaynakları eski ve bol olan kuruluşlar sağlam ve verimli olur.
  • Anladık yel değirmeni, ama suyu nereden geliyor?: Dinleyicinin söylenenleri yanlış anladığını veya konuyu yanlış değerlendirdiğini ifade eder. Yel değirmeni suyla değil, rüzgarla çalışır; bu nedenle, suyun kaynağını sormak yersizdir. Bu atasözü, bazen insanların konuyu veya durumu tam anlamadan yorum yaptığını ve detayları doğru şekilde değerlendirmeleri gerektiğini vurgular.
  • Bu dünya bir değirmendir, öğütür bir gün bizi: Her canlı zamanı gelince ölerek, yeryüzünden kaybolur.
  • Bir değirmene iki taş ister, bir haneye bir baş ister: Bir evde sözü geçen biri, yani aile reisi olmazsa o evde geçimsizlik ve başı boşluk çok olur.
  • Bir şinik çavdarı var, baş değirmene öğütmeye gider: Bazen küçük işlerin gereksiz yere büyütüldüğünü veya daha basit ve uygun yerlerde çözülebileceğini anlatır (şinik: küçük bir tahıl ölçeği).
  • Biz değirmenin ününde değil, unundayız: Kişilerin başarı, şöhret veya dış görünüş yerine, işin gerçek ve önemli kısımlarıyla ilgilendiğini ifade eder. İnsanların veya işlerin gerçek değerinin ve katkısının, dışsal şöhret veya görünümden çok daha önemli olduğunu vurgular.
  • Boş dağarcığınla değirmende kalabalık yapma: İş yaparken veya bir ortamda fayda veya kazanç sağlamadan gereksiz yere bulunmanın uygun olmadığını ifade eder (dağarcık: meşin torba).
  • Çok lakırdı değirmende olur: Değirmende yapılan bolca konuşma veya boş sohbet, işin niteliğini veya sonuçlarını etkilemez. Bu atasözü, işin özünden uzaklaşmadan gereksiz sohbetlerden kaçınılması gerektiğini ve sohbetin yalnızca işin bu tür konuşmalardan etkilenmediğinde doğal olduğunu anlatır.
  • Dağ başına harman yapma, savurursun yel için, sel önüne değirmen yapma öğütürsün sel için*: Yapılan bir işten sonuç alınabilmesi, emeklerin boşa gitmemesi için çalışma yerinin baştan iyi belirlenmesi gerekir.
  • Delinin değirmenini Allah döndürür: Akıllı davranamadıkları için başlarını derde sokan kimseler, esasen başkalarına zarar verme niyetinde olmadıklarından Allahü Teala tarafından korunurlar.
  • Delinin derdi kaval, değirmencinin derdi su: Akılsız, tembel kişiler sadece eğlenmek ve hoş vakit geçirmek için uğraşırlar. Akıllı kişiler ise sadece ihtiyaç duyacakları şeyler için çaba harcarlar.
  • Devlet oğul, mal tahıl, mülk değirmen*: İnsanlar için en değerli şeyler en gerekli olanlardır. En büyük mutluluk ve zenginlik, oğul sahibi olmak; en gerekli mal, tahıl; en değerli mülk, değirmendir.
  • Ekin ektim yel aldı, değirmen yaptım sel aldı, oğul yetiştirdim el aldı: Ana baba çocuklarını büyük fedakârlıklarla yetiştirirler. Fakat çocuklar evlenme çağına geldiği zaman baba evinden ayrılmak zorunda kalırlar.
  • El el ile, değirmen yel ile*: Yalnız yaşanmaz, herkesin diğerlerine ihtiyacı vardır. Yel değirmenin çalışması için de rüzgar gereklidir.
  • El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır*: Başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
  • Evde oturan nöbet sorar (sayar), değirmene varan un öğütür: Harekete geçen ve işi yapan kişilerin, işin sonucunu elde edeceğini ve sadece konuşan veya ilgilenmeyen kişilerin sonuç alamayacağını anlatır.
  • Ha ördek ha değirmen; ikisi de suda yürür: İki benzer durumun veya nesnenin arasındaki farkların öneminin olmadığını belirtir.
  • Hak değirmende olur: Kişinin harcadığı emeğin karşılığını adil bir şekilde almasının her zaman mümkün olmadığını ifade eder. Bu atasözü genellikle haksızlık eden kişilerce bir tür savunma olarak kullanılır.
  • Herkesin bir derdi var, değirmencininki su*: Herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır, bir kişinin derdi ötekininkine benzemez.
  • Mürüvvetsiz adam, suyu çekilmiş değirmene benzer*: Cömert olmayan, iyilik yapmaktan hoşlanmayan biri, içinde yaşadığı toplum için bir değer taşımaz.
  • Ne değirmende yat, ne korkulu rüya gör: Beklenmedik tehlikelerle karşılaşmamak için tüm tedbirleri almak gerekir.
  • "Sen birinsin" deyince (değirmende) kavga çıkmaz*: Bir konu üzerindeki görüşme sırasında uysallık gösterir, karşınızdakinin dediğini kabul ederseniz anlaşmazlık çıkmaz.
  • Taşıma su ile değirmen dönmez*: İşi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez.
  • Yıkılacak değirmen çabuk döner: Hırsla öfkeyle hareket edenler mutlaka bir belayla karşılaşırlar.
  • Yıkılmış değirmenin bendi ne çarkı ne, hayırsız ahbabın yabancıdan farkı ne: İşlevi kalmamış veya faydası olmayan bir şeyin, değerli olmadığını ifade eder. Faydasız veya zararlı insanlarla dost olmanın, yabancı kişilerle vakit geçirmekten pek farkı olmadığını vurgular. Yani, insanın çevresinde faydalı ve iyi niyetli kişiler olması gerektiğini anlatır.

Soru ve Yorumlar: 1


Anonim:
"Değirmene gittimdert yanmaya,değirmen başladı dertli dövmeye" nerde???????????
25/2/13 21:40