![]() |
Darı |
- (botanik) Buğdaygillerden, kuraklığa dayanıklı, tohumları gereğinde buğday yerine besin olarak kullanılan, birçok çeşidi olan bitki ve bu bitkinin tohumları, akdarı: Darı, hem yiyecek hem de hayvan yemi olarak kullanılan bir hububat cinsidir. (S. K. Kundakçı)
- Bazı bölgelerde mısır buğdayına da verilen ad.
Darı ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "darı" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Darısı (dostlar) başına: İyi, mutlu bir olayın bir başkası için de gerçekleşmesini dileme anlamına gelen bir söz: Gelin ortaya gelince başına darı serperler. Bu da bereket içindir. "Darısı başına", "Darısı bekârların başına" sözü buradan gelmektedir (K. Çilingiroğlu). Eskiden gelin geldiğinde başına buğday, darı atılırmış. "Darısı başına" tabiri herhâlde buradan geliyor (H. Takavcu). Para ile darı serpmek çok eski bir adetti. Gelin olma temennisi olarak "darısı başına" tabiri, bu adetten kalmıştır. (A. Bey)
- Arpa ektim darı çıktı: Başladığım iş umduğum sonucu vermedi: Arpa ektim darı çıktı / Bir kız aldım karı çıktı (Türkü)
- Buğday ekip darı biçmek: Umduğunu elde edememek
- Dibine darı ekmek: Bir şeyi sonuna kadar tüketmek, bitirmek: Elde avuçta olanın da dibine darı ektiklerini ve bir müddet annesinin evinde yaşayacaklarını söyledi. (H. Karakaya)
- Ocağına darı ekmek: Bir daha toparlanamayacak biçimde evini barkını dağıtmak; yok etmek, ocağına incir dikmek: Koca adanın da çanına ot tıkayıp ocağına darı ekeceğim.
Darı ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "darı" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz*: Kalitesiz veya yanlış araçlarla iyi sonuçların elde edilemeyeceğini ifade eder. Başarı için doğru araçlar ve malzemeler gereklidir.
- Aç domuz darıdan (mısır tarlasından) çıkmaz*: Açlığını gidermek için yoksul kişi başkalarının malına saldırmaktan çekinmez.
- Aç tavuk kendini buğday (darı, arpa) ambarında sanır*: İnsanların yoksun kaldıkları şeylere duydukları özlemin, onları olmayacak hayaller ve düşler kurmaya yönlendirdiğini ifade eder. Kişinin eksiklik ve ihtiyaçlarından dolayı gerçekçi olmayan beklentilere kapılmasını anlatır.
- Açlıkta darı ekmeği helvadan tatlıdır (âlâ gelir): Aç olan insana en yavan yiyecek bile en güzel yiyecekten daha lezzetli gelir.
- Ağustostan sonra ekilen darıdan, bal vermeyen arıdan, sabah erkeğinden sonra kalkan karıdan hayır gelmez: Zamanında yapılmayan işlerin ve görevlerini yerine getirmeyen kimselerin faydasız olduğunu ifade eder. Her şeyin bir vakti ve gerekliliği vardır; bu dikkate alınmazsa istenen sonuçlar elde edilemez.
- Allah'ın günü ufak darıdan çok: İnsan ömrü boyunca sayısız fırsatın ve günlerin olduğunu ifade eder. Her gün, yeni bir başlangıç ve imkanlar sunar; bu nedenle sabırlı ve umutlu olunmalıdır.
- Anamın (babamın) öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım*: İnsan en değerli malının karşılıksız olarak elinden gideceğini bilse onu yok denecek kadar az bir paraya satar.
- Arpa eken buğday/darı biçmez*: Kişinin ne ekerse onu biçeceğini, yani yaptığı eylemlerin sonucundan başka bir şey alamayacağını ifade eder. Kişi, doğru ve iyi şeyler yapmadıkça, iyi sonuçlar beklememelidir. Bu atasözü, eylemlerimizle elde edeceğimiz sonuçlar arasındaki doğrudan ilişkiyi vurgular.
- Bıldırcının beyliği darı savrulana kadardır: Her kazancın veya başarının belirli bir sınırı veya sonu olduğunu ifade eder.
- Çiftçi üç şeyden zengindir; arıdan, karıdan, darıdan: Çiftçinin gelir kaynağını ve refahını sağlayan unsurları vurgular. Arı bal üretir, eş destek verir, darı ise temel besin kaynağıdır.
- Dağlar kadar günaha darı kadar iman: Kişinin büyük hatalar yapıp çok günah işlediğini, ancak inanç ve erdem açısından çok zayıf kaldığını ifade eder. İnsanın manevi sorumluluklarını yerine getirme konusunda yetersiz kaldığını eleştiren bir uyarıdır.
- Evinde yok darı, geçer oturur yukarı: Bazı kendini beğenmiş insanlar durumları iyi olmasa bile önemli biriymiş gibi görünmeye çalışırlar.
- İhtiyar deme, genç deme, evde kadın bulunsun; arpa deme, darı deme, evde unun bulunsun; çalı deme, çırpı deme, evde odun bulunsun: İnsanın bazı temel ihtiyaçları vardır. Evi çekip çeviren bir kadın, bir lokma ekmek için un ve ısınmak için odun bulunan evin önemli ihtiyaçları gerçekleşmiş ve karşılanmış demektir.
- İnsan kâh olur dağı kaldırır, kâh olur darıyı kaldıramaz: İnsanın bazen büyük işleri başarabilirken bazen en basit işleri bile yapamayacağını ifade eder. Bu durum, insanların ruh hali, fiziksel durumu veya çeşitli dış etkenlere bağlı olarak değişkenlik gösterebileceğini anlatır.
- Komşu darısı iri olur: İnsan başkasında gördüğü şeyi gözünde büyüterek kıskanır.
- Ne darı ekerim, ne serçeden şikâyet ederim: Kişinin kendisini olası risklerden veya zararlardan korumak için riskli işlere girmediğini ifade eder.
- Ne darım var, ne serçeyle davam var: Fazla bir varlığı olmayan insanın ne mal kaybetme korkusu olur ne de malın neden olacağı sıkıntılarla uğraşır.
- Serçeden korkan darı ekmez*: Tasarladıkları işin ufak tefek tehlikelerini gözlerinde büyütenler o işe kalkışmamalıdır.
- Yalvarmakla domuz darıdan çıkmaz: Kötülük yapan ya da zarara yol açan birinin, yalnızca rica ve yalvarışla doğru yola getirilemeyeceğini ifade eder. İnsanlara, etkili sonuçlar için daha kararlı ve güçlü adımlar atmaları gerektiğini hatırlatır.
- Zemheriden sonra ekilen darıdan, kocasından sonra kalkan karıdan hayır gelmez: Hem tarımda hem de toplumsal yaşamda zamanında yapılmayan işlerin sonuçsuz kalacağını anlatır. Zemheriden sonra ekilen tohumlar gibi, evine ve eşine gereken özeni göstermeyen kadınların da toplumda olumsuz bir şekilde değerlendirildiği vurgulanır. Türk kültüründe bu tür davranışlar hoş karşılanmaz ve önemli bir uyarı niteliği taşır.
Soru/Yorum Gönder