Çul nedir ne demektir? Çul ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Yırtık bir çul
Çul
  1. Kıldan yapılmış kaba dokuma: Emmim beni aba ve çul almaya gönderdi (A. R. Kars). Kimi zaman çul çaput bulmuştu yatak niyetine, kimi zaman üstü işlemeli tertemiz, beyaz astarlı saten yorganlar. (U. Becerikli)
  2. Kıldan ya da yünden yapılmış hayvan örtüsü: Sabah bulutu kızardı / Avrat vur atın çulunu / Akşam bulutu kızardı / Al Avrat atın çulunu (Yörük atasözü)
  3. (mecazi) Giyecek, giyim: Ninem üzerine çulunu giyindiği gibi soluğu Ali'lerin kapısında aldı.

Çul ile ilgili deyimler ve anlamları

İçinde "çul" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Çul çaput:
    1. Dokunmuş eski püskü eşya ya da eski püskü giyecek: Çul çaput kabilinden elbiseler içinde yanından geçen dilenci çocuklar, davudi sesleriyle bağıran satıcılar... (B. Karabulut)
    2. Her türlü dokunmuş kumaş: Elindeki parayı çula çaputa verdi.
  • Çul değiştirmek: Elbise değiştirmek: Senin Mestâne çul değiştirmiş, pek apiko olmuş be! (İstanbul Ansk.)
  • Çul tutmaz: Bütün kazandığını veya eline geçeni hesapsızca ve düşüncesizce harcayan, esvap ve mal kıymeti bilmeyen, derbeder: Bizim oğlan çul tutmaz tazının biri. Anası para dayandıramıyor. (K. Yedekçioğlu)
  • Çullamak: Hayvanın üzerine çul örtmek: Nineler develeri çulladı. Güzel gelinler kilimleri silkeledi. (C. Öztelli)
  • Çullanmak:
    1. Beklemediği bir anda saldırmak, cebretmek, musallat olmak: Birkaç adam onun üzerine çullandı ve onu yere serdi.
    2. Bir şeyin üzerinde çul gibi kapanmak, abanmak, çul ile örtülmek.
  • Çulu düzmek (düzeltmek):
    1. Giyimi kuşamı düzeltmek, yenilemek, iyi giyinmek: Sınıfındaki bir kıza aşık olduktan sonra çulu düzmüştü. (B. Sezgin)
    2. Maddi durumu iyileşmek: Yavaş yavaş çulu düzmüş, hatta bir arabayla bir beygir edinmenin bile yolunu bulmuştu.

Çul ile ilgili atasözleri ve anlamları

İçinde "çul" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Çul içinde (altında) aslan yatar*: Bir kişinin dış görünüşünden veya ilk izlenimden daha fazla değere sahip olabileceğini ifade eder. Birinin aslında göründüğünden daha güçlü, yetenekli veya etkileyici olabileceğini vurgular.
  • Acar tazı çullu da belli olur, çulsuz da: Değerli kişi, gösterişi, giyim kuşamı olmasa da değerinden bir şey yitirmez; nerede olsa tanınır.
  • Adam adamdır, olmasa da pulu, eşek eşektir, olmasa da çulu (atlastan olsa da çulu)*: İnsan, insan olma niteliklerini zenginlikten değil, doğrudan doğruya toplumsal yaşayış içinde kendi değeriyle kazanır.
  • Ağustosun 15'inden sonra ere kaftan, ata çul: Yazın sonlarına doğru havaların soğumaya başlamasıyla insanlar ve hayvanlar için daha kalın giysilerin gerekli olduğunu ifade eder. Zamanında hazırlık yapmak, yaklaşan şartlara uyum sağlamak için önemlidir.
  • Allah bilir kulunu, giydirir çulunu: Allahü Teâlâ kişinin gönlündekileri, neye gereksinim duyduğunu bilir ve kişiye onları verir.
  • Arap atı kıl çul içinde de olsa belli olur: Değerli ve soylu kimselerin, zor koşullar içinde bulunsalar bile üstün niteliklerini her zaman göstereceklerini ifade eder. Gerçek yetenek ve asalet, dış görünüşle gizlenemez.
  • Arsız neden arlanır, çul da giyer sallanır: Arsız hiçbir şeyden utanmaz, elbise diye çul (bile) giyip salına salına gezebilir.
  • Dana büyür ama çulu büyümez: Çocuk çabucak büyür ama ona ait eşyaları öylece kalır.
  • Devletlinin eşeğine bile yaldızlı çul vururlar:
    1. Makam sahibi ya da zengin kişilerin, etrafındakilere dahi saygınlık ve itibar kazandırdığını ifade eder. Güç ve servet, çevresindeki her şeye değer katar.
    2. Makam ve mevki sahibi kişilere gösterilen aşırı saygı ve ilginin bazen abartılı hale geldiğini ifade eder. Güç ve otoriteye yakın olanlar, hak etmedikleri halde bile ayrıcalıklı muamele görürler.
  • Esrik devenin çulu eğri gerek*: Herkesin davranışı durumuna uygun olmalıdır.
  • Eşek yine o eşek, amma çulu değişmiş: Kaba, görgüsüz kimse ne kadar gösterişli iyi giyinse de davranışları onu ele verir.
  • Güzele çul yaraşır, çirkine atlas neylesin: Güzelin sade ve basit bir şeyle bile güzel göründüğünü, çirkinin ise lüks veya değerli bir şeye sahip olmasına rağmen bile güzel görünemeyeceğini belirtir (atlas: kaliteli bir tür ipek kumaş).
  • Kepenek altında er yatar, çul altında küheylan: İnsanları kıyafetlerine göre değerlendirmek doğru değildir. Kaba saba giysilerle gezinen nice değerli kişi olduğu görülmüştür.
  • Küheylan at, çul içinde de bellidir*: Cevherli insan, kılık kıyafeti düzgün olmasa da değerini yitirmez.
  • Tazı bizim, amma çulu değişmiş: Bazı kimseler dış görünüşlerini değiştirerek kendilerini daha üstün nitelikli göstermeye çalışırlar.
  • Tazı o tazı ama çulu değişmiş*: Bildiğimiz tanıdığımız kişi, iş ya da kılık değiştirdiği için tanınmaz olmuş.
  • Varma dula, girme çula: Geçmişi bilinmeyen veya sıkıntılı olan kişilerden ve şeylerden uzak durulması gerektiğini ifade eder. İnsan, kendisine sonradan zarar verebilecek durumlara karşı dikkatli olmalıdır.
  • Yalın varsa karnına, çulun varsa sırtına: İnsanın elindekini ihtiyacına göre kullanması gerektiğini ifade eder. Kişi, varlığını en gerekli olan şeye harcamalıdır.
  • Zengin urba giyse, "Güle güle giy" derler, fakir palas giyse "Nerden buldun?" derler: Zengin çeşit çeşit giyinse göze batmaz, alacak durumu olduğu bilinir, oysa fakirin üzerinde değişik bir şeş görünce merak konusu olur (urba: elbise, giyecek, palas: eski aba veya çul).