Çorba |
- Birçok çeşidi olan, kaşıkla ve sıcakken içilen sulu yemek.
- (mecazi) Karmakarışık, karman çorman şey: Çorba olmak. Çorbaya dönmek.
Çorba ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "çorba" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- (Bir şeyi) Çorba etmek: Karıştırmak, karmakarışık duruma getirmek: Biliyor musun? / Ben en çok Nazımı sevdim. / On yedi yıl boyunca şiir yazmış Piraye'ye... / Edebiyat'ın hikmeti bu işte. / -Şiiri çorba ettim kusura bakma... (Ö. Altıntaş)
- Çorba gibi: Çok karışık, bu nedenle içinden çıkılması güç (durum, iş vb.): Kafası çorba gibiydi, bir Müzeyyen'i düşünüyor, bir Müesser'i düşünüyor, kendini Karasu'nun kadınlarıyla mukayese edip içleniyor, daldan dala atlıyordu. (S. Kaymaz)
- Çorbada tuzu bulunmak (olmak): Bir iş ya da hizmette az da olsa, emeği geçmek: Çorbada tuzumuz bulunsun istedik. Fırsat buldukça bisikletlerimizle çorba dağıtımına çıkıyorduk. (İlgili cümle kaynağı: M. İşcier)
- Çorbası tütmek: Rahatı ve sağlığı yerinde olmak: Her barınacak, her çorbası tüten, her sobası yanan evde bir kederin, bir bilinmez yaranın korkusunu gördüm. (S. Faik)
- (Bir iş) Çorbaya dönmek: Karmakarışık duruma gelmek: Kafası düşündükçe karışan bir çorbaya döndü, bu zamanlarda karar vermenin akıllıca olmadığına kanaat getirdi. (A. Kerem)
Soru/Yorum Formu