Çivi nedir ne demektir? Çivi ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Beyaz bir duvara çalışmış bir çivi
Çivi
  1. İki şeyi birbirine tutturmak ya da sabitleştirmek için çakılan, ucu sivri, genellikle başlı, maden ya da ağaç çubuk: Salih Usta, iki tahtayı birbirine yanaştırdı, bir çivi çaktı.
  2. Kalkan balığının üzerindeki, düğmeye benzeyen kemiksi oluşum.


Çivi ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "çivi" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Çivi gibi:
    1. Sağlam ve çevik (insan): O zamanlar çivi gibi askerdim. Tuttuğunu koparan bir askerdim. (O. Kömürcü)
    2. Çok soğuk: Göle girdim, biraz yüzdüm, su çivi gibiydi hemen çıktım.
  • Çivi gibi çakılı olmak: Hiç çıkmayacak gibi sağlam yerleşmiş (olmak): Son bakışın bir çivi gibi çakılı, hiç çıkmıyor aklımdan... (Ö. F. Karaman)
  • (El, ayak ve parmak) Çivi gibi olmak: Çok üşümek, donmak: Eli ayağı çivi gibi olmuş kardan adam yapacam diye.
  • Çivi kesmek: Çok üşümek: Hava çivi kesiyor, keskin ayaz, kemiklerindeki iliği donduruyor neredeyse.
  • Çivi kırmak: Ayakkabıların içinden çıkan çivi uçlarını bir aletle kesip raspa ile eğeleyerek köselenin içine gömmek.
  • Çivi sokmak: Bir işin olmasında engel, güçlük çıkarmak: Tüketim çılgınlığına çomak sokan tek şey maneviyattır. Maneviyata yönelen insan, çılgınca tüketim çarkına çivi sokar. (B. Civelek)
  • (Bir şeyin) Çivisi çıkmak: Düzeni bozulmak, kargaşa içinde bulunmak: İnsanlığın çivisi çıkmış, kötülük yapmak artık bir kural haline gelmişti. Kimin kimden niçin nefret ettiği belirsiz olmuştu. (O. Şahin)


Çivi ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "çivi" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Çivi çıkar ama yeri (izi) kalır*:
    1. Yapılan hataların veya görülen zararların izlerinin kalıcı olabileceğini ifade eder.
    2. Gönül yarası kapansa da unutulmaz.
  • Çivi çiviyi söker*: Güçlü bir şey, kendisi kadar güçlü olan başka bir şeyle etkisiz hale getirilir.
  • Çivisiz tahtayı yel (rüzgar) alır* (Çivisiz tahtayı yel alır, yel almazsa sel alır): Sıkı bir denetim altında bulundurulmayan ya da korunmayanlar kolayca kötü yollara sürüklenebilirler.
  • Çürük tahta çivi tutmaz*: Aslında işe yaramaz olan ya da sonradan bu duruma gelmiş olan bir şey, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın işe yarar duruma getirilemez.
  • Gidip gelmek gönüllerin sevgisi, yiyip içmek gönüllerin çivisi: İnsanları arayıp sormak, onlarla ilgilenmek sevgiyi kuvvetlendirir. Maddi külfet getiren ilişkiler ise sevgiyi zayıflatmaktadır.