- Pis, kokuşmuş, bulanık su: Çirkef sular, sokaklara akıp kokuşmuş seller durmadan akmış ve kaldırımsız yerlerde yemyeşil gölcükler ve bataklıklar yapmış. (Ş. Mağmumi)
- (mecazi) İğrenç ve bulaşkan kimse ya da şey: Sen bu çirkef işe hiç karışma. Bu çirkef herifle arkadaşlık etme.
- (mecazi) İçinden çıkılamaz derecede kirli ve kötü (iş, durum): Dünya hayatının çirkef kısmına dalmayın. Bu dünya hayatının çirkef kısmı zalimdir, aldatıcıdır. (İmam-ı Gazali)
Çirkef ile ilgili atasözü deyimler ve anlamları
İçinde "çirkef" sözcüğü geçen atasözü, deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler
- (birine) Çirkef atmak: İftira atmak: Çirkef atar kâfirler senin adına, / Sana uzanan kötü diller kopsun... (H. Tosun)
- Çirkefe batmak (düşmek): Kirli ve kötü işlere bulaşmak: Çünkü bizim namuslularımız, bu çirkefe batmış boğuşmaya girmeyi çoğu zaman göze alamıyorlar (K. Tahir). Şâşâalı cemiyetleriniz, şehvâni eğlenceleriniz sizin olsun ben bu çirkefe düşmek istemem. (İ. A. N. Sekizinci)
- Çirkefe bulaşmak: Pis bir işe karışmak: Emanete ihanet etmişti. Korkak, hain, bayağı, rezil, adi, gafil, cahil, sefil, her türlü çirkefe bulaşmış, seviyesiz, basit daha da kötüsü nankör bir mirasyedi durumuna düşmüştü. Utancından kahroluyordu. (A. E. Kavaklı)
- Çirkefe taş atmak (Çirkefi üzerine sıçratmak): Sataşkan ve edepsiz bir kimsenin tepkisine yol açacak bir davranışta bulunmak ya da bir söz söylemek: Esas mesele belaya bulaşmadan, çirkefi üzerine sıçratmadan bu işi halletmekti (H. Alptekin).Çirkefe taş atma. İyi ama, çirkefe taş atmak ve bunu kurutmak feda kârlığını göze alan adamlara da ihtiyaç vardır. (T. Erer)
- Çirkefe taş atmamak: Kötü karşılık vereceğini göz önünde tutarak kötü bir kimseyle uğraşmamak: Bırak, büyüklük sende kalsın, sesini çıkarma. Çirkefe taş atmağa değmez. (N. Muallimoğlu)
- Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar: (atasözü) Kötülük yapmak, bulaşmak isteyen kimselerle çatışmamalı, onlarla tartışmanın sonucu olarak bize leke düşürecek davranışlardan uzak kalmalı.
Soru/Yorum Gönder