![]() |
Çıra |
- Ateş yakmak için kullanılan, çam gibi reçineli ağaçların çabuk yanmaya elverişli yağlı bölümü: Marmara çırası.
- Bu bölümden küçük küçük kesilerek hazırlanmış, tutuşturma ve aydınlatma işlerinde kullanılan parça: Sobayı çırayla tutuşturmak. Dışarıda yanmış çıralarla evden eve gidip gelen çoğalmıştı. (K. Tahir)
- Gaz (yağ) lambası, çırağ: Işığını akşamdan önce yakan, sabah çırasına yağ bulamaz (Atasözü)
Çıra ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "çıra" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Çıra gibi yanmak: Büyük bir zarara uğramak, perişan olmak: Dağ gibi adam kahrından çıra gibi yanıyordu. (F. Türkoğlu)
- Çırasını yakmak: (argo) (Birine) Hak ettiği cezayı vermek: Vallahi başına bir şey gelirse, hepinizin çırasını yakarım... (M. İzgü)
- Marmara çırası gibi yakmak: Perişan etmek, mahvetmek (Zamanında Marmara bölgesinin reçineli (sakızlı) çamı, dolayısıyla çırası çok ünlü imiş).
- Marmara çırası gibi yanmak: Büyük zarar görüp acı duymak: Aman efendim, oğlan arkasından Marmara çırası gibi bir yanış yandı, bir mektuplar döşendi ama öbürü Nuh dedi Peygamber demedi (M. K. Su). Hapı yuttuk.. Yandık biz Marmara çırası gibi! (Ş. Balkı). Hele yoksulsan, yandın Marmara çırası gibi. (Füruzan)
- Yaktım çıranı!: Birini yaptığı bir şeye pişman edeceğini bildirmek: "Görürsün şimdi sen, yaktım çıranı," demiş beriki. (H. Yıldız)
Çıra ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "çıra" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Çıra dibi karanlık olur (Çıra dibine ışık vermez)*: Başkalarına bol bol yardım yaptığı halde kendi yakınlarına bir faydası olmayan kişiyi anlatır (→ Mum dibine ışık vermez).
- Çıra is vere vere yanar*: İyi ve faydalı şeylerin bile bazen zorluk ve sıkıntı yaratabileceğini anlatır. Her şeyin bir bedeli vardır ve bazen faydalı olabilecek bir şey bile zorluklara neden olabilir.
- Çıranın köre, davulun sağıra yararı yoktur: Bir şeyin faydalı olabilmesi için ona ihtiyaç duyan kişinin onu kullanabilecek durumda olması gerektiğini ifade eder. Anlamayan ya da algılamayan biri için en iyi şeyler bile işe yaramaz.
- Fakir zenginin malını hesap ederken bir kutu çıra yakmış: Başkalarının servetiyle ilgilenmenin, insanın kendi kaynaklarını boşuna tüketmesine neden olacağını ifade eder. Kişi, başkalarının zenginliğiyle uğraşacağına kendi işine odaklanmalıdır.
- Her kütükten çıra çıkmaz: Her insanın ya da her durumun beklenen sonuçları vermeyeceğini ifade eder. İstenilen başarı veya fayda, doğru koşullarda ve doğru kişilerle mümkün olur.
- Işığını akşamdan önce yakan, sabah çırasına yağ bulamaz: Hesapsızca ve plansızca hareket eden kişilerin, gelecekte ihtiyaç duyacakları kaynakları bulmada zorluk çekeceklerini ifade eder.
- Kırk yılda bir çıracı oldu, ay akşamdan doğdu: Bir kişinin uzun süredir beklediği fırsatı yakaladığında, koşulların onun aleyhine gelişmesi durumunu ifade eder. Çıra satacakken ayın doğup ortalığı aydınlatması, beklenen kazanç fırsatının elden gitmesine neden olur; bu da talihsizlik ve fırsat kaçırmayı simgeler.
- Kimsenin çırası tana kadar yanmaz: Parlak ve kolay geçen dönemlerin her zaman devam etmeyeceğini ifade eder (tan: Güneş doğmadan önceki alaca karanlık).
- Marmara çırası gibi tutuştu: Birinin çok çabuk öfkelenip hararetlendiğini ifade eder. Ani ve şiddetli bir tepkiyi, sabırsız veya aceleci bir davranışı anlatır.
- Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda*: Eski takvime göre martın dokuzu (yeni takvime göre martın yirmi ikisi) olunca gece ışık yakma pahasına bağ budama işinin savsaklanmadan yapılması gerekir.
- Yaktığı çırayı cömert söndürmez: İyi ve yardımsever insanlar, çevresindekilere zarar verecek davranışlardan kaçınırlar.
Soru/Yorum Gönder