Çingene kızı (T. Büyüküstün) |
- Hindistan'dan çıktıkları sanılan, dünyanın çeşitli yerlerinde göçebe olarak yaşayan, çalgıcılık, falcılık, ayakkabı boyacılığı yapmak ve elek, ızgara, maşa, çiçek gibi şeyleri (üretip) satmakla geçinen, esmer ve güzel insanlardan oluşan bir topluluk.
- Bu topluluktan olan kimse, Çingen, Kıpti, Roman
Çingene ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "çingene" kelimesi geçen birleşik kelimeler, deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Çingene borcu: Tutarı pek önemli olmayan ufak ve dağınık borçların topu: Pek sırnaşık, çingene borçlarını ödemek için para bulur; ev sahibini kira için oyalar... (R. C. Ulunay)
- Çingene düğünü: Düzensiz, gürültülü toplantı: Bu iş iki saatten fazla sürmez, çingene düğünü gibi gelip geçer.
- Çingene kavgası: Önemsiz bir nedeni olan bol sövgülü ağız kavgası: – Çingene kavgası bu... Kavgalarımız bir hafta sürer. Barışmamız ise bir tülbent kuruyuncaya kadardır. (N. Alpman)
- Çingene maşası gibi: Kara kuru, zayıf, esmer kimseler için kullanılır: Karı da ne karı! Kara mı kara, kuru mu kuru, sıska mı sıska, çingene maşası gibi... (M. Ş. Esendal)
- Çingene pembesi: Canlı ve göz alıcı pembe renk: Ablamız Çingene pembesi eşarbını şöyle bir başına dolar, elini de beline koyarak "ağır ol" delikanlı diye bir de çıkıştı mı nice jönlerin briyantinleri korkudan buharlaşırdı. (küçük İskender)
Çingene ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "çingene" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Çingen kızı, kadın olmaz: Bazı kişilerin veya karakterlerin kültürel veya sosyal özellikleri nedeniyle toplumun genel normlarına uymadığını ve bu nedenle beklentileri karşılamadığını ifade eder.
- Çingen şaşırınca karısına hala der: Şaşkın insanlardan akılı davranışlar beklemek boşunadır.
- Çingene bir olsa şekerle beslenir: Bazı sorunların basit veya yetersiz çözümlerle giderilemeyeceğini ifade eder. Bu tür durumlarda daha kapsamlı ve etkili çözümler gereklidir.
- Çingene ciğer pişirir, yemeden karnını şişirir*: Cimri kimse, pişirdiği yemek bitmesin diye yemeden doyduğunu söyler.
- Çingene çadırında musandıra ne arar?*: Göçebe düzeninde yerleşik düzenle ilgili bir nesne aramak anlamsızdır (musandıra: yüklük, dolap, mutfakta yüksek raf).
- Çingene çingeneden köy kıskanır: Bayağı, görgüsüz kimseler birbirlerinin iyi bir şeye sahip olmasını istemezler.
- Çingene çingeneye çatmadıkça kasnak boynuna geçmez: Bir insanın ne denli geçimsiz, görgüsüz biri olduğu kendi ayarında birisiyle karşılaştığı zaman belli olur.
- Çingene çoğaldıkça çeribaşı iftihar eder: Bir topluluğa önderlik eden kimseler, yönettiği kişiler arttıkça kendilerini daha da üstün görmeye başlarlar (çeribaşı: Çingene topluluklarının başı).
- Çingene ele kızmış, kendi çocuğunun ağzını paylamış: Birine duyulan öfkenin haksız yere başkasından çıkarılmasını ifade eder.
- Çingene, manda malaklayıncaya kadar sabretmiş de süt pişinceye kadar sabredememiş: Bazen insanlar zor konularda sabır gösterirken çok basit konularda sabredemezler (malaklamak: Manda yavrulamak).
- Çingene "oğlumun hastalığına yanmam, huyunu değiştirir" dermiş: Bazı insanlar çıkarlarına uygun düştüğü için kötü alışkanlıkların kaybolmasını istemezler.
- Çingeneden şah olsa, evvela babasını keser (Çingeneye beylik vermişler, önce babasını asmış): Kullanmasını bilmeyenlere güç, kudret verilirse topluma zarar verecek şekilde kullanabilir.
- Çingeneye şehir içi zindan/dar gelir: Sık sık yer değiştirmeye alışmış kimseler bir yerde uzun süre kalamazlar.
- Çingeneyi paşa yapmışlar, "Şu ağaçlardan ne güzel kasnak olur" demiş: Bilgisiz ve cahil insanlara hakları olmayan imkanlar verilirse, bu imkanları gereksiz yere harcar tüketir.
- Bir tane az, iki tane karar, üç tane zarar, dört tane çingeneye yarar: Az çocuğun bakımı kolay, istekleri az olur. Çocuk fazla olunca hepsiyle aynı anda ilgilenmek güç olur.
- Davul zurnasız çingene düğünü olmaz: Bir işin veya etkinliğin başarılı olabilmesi için gerekli olan tüm unsurların yerine getirilmesi gerektiğini anlatır.
- Garip çingenenin nesine gerek gümüş zurna?: Yoksul veya imkânları kısıtlı bir kişinin lüks ve gereksiz şeylere ihtiyacı olmadığını ifade eder. Temel ihtiyaçları bile karşılamakta zorlanan birinin, gösterişli veya pahalı şeylere yönelmesi anlamsızdır.
- Herkes sakız çiğner ama, Çingene kızı tadını çıkarır*: Bir işi herkes yapar ama meraklısı tadını çıkararak, başka bir iştahla yapar.
- Kırk yıllık çingeneye maşa yapmasını öğretir: Ukala kimseler bir işi öğrendikleri zaman, o işin ustası olan kişilere bile akıl öğretmeye kalkarlar.
- Mart ayların çingenesidir: Mart ayı girdimi çıkmak (bitmek) bilmez; mart ayı kolay geçmez.
Soru/Yorum Formu