Güzel bir beyaz çiçek Plumeria |
- (botanik) Bir bitkinin, genellikle bir kılıf içinde olan üreme organlarını taşıyan, göz alıcı renklerle bezenmiş ve çoğu güzel kokulu bölümü.
- Çiçek veren bitki: Çiçek yetiştirmek. Ayçiçeği. Çuhaçiçeği.
- (kimya) Süblimleşme ya da çiçeksime yoluyla elde edilen toz: Kükürtçiçeği. Çinkoçiçeği.
- (mecazi) İyi görünüşünün tersine, niteliği kötü olan: Onun ne çiçek olduğunu hep biliriz.
- (hekimlik) İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bırakan, ateşli, ağır ve bulaşıcı bir hastalık.
Çiçek ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "çiçek" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Çiçek açmak (vermek):
- Çiçeklenmek: Bademler çiçek açtı, derdi annem, bahar geldiğinde (N. Kuyaş). Yedi defa çiçek verdi erguvan ağacı. (A. Sevinç)
- (mecazi) Yeniden ortaya çıkmak, görüntü vermek: Ey hayat ırmağından su içen! Eğer Sevgili'ye kavuşmak ümidin çiçek çiçek açtı ise, Sevgili'nin hitabını hiç unutmazsın. (Yunus Emre)
- Çiçek çıkarmak: Çiçek hastalığına tutulmak: Kimisi çiçek çıkarıyor, kimisinde aşı tutuyor. (A. S. Ünver)
- Çiçek gibi: (deyiminin anlamı)
- Çok temiz: Çiçek gibi oda.
- Gözü okşayan: Çiçek gibi giyinmiş.
- Çiçek gibi olmak: Tertemiz ya da gözü okşayıcı duruma gelmek: Ev eski haline dönüştürülmüştü. Döşendi, dayandı, resimler asıldı. Çiçek gibi oldu. (İ. S. Çağlayangil)
- Çiçek göndermek: Bir durumu, bir şeyi kutlamak veya anmak ya da birine duyulan sevgiyi göstermek için çiçek hazırlatıp yollamak: Seni çok özledim diyerek çiçek göndermiş. (S. Yeşildağ)
- Çiçek olmak: Açılıp saçılmak, aşırı derecede serbestleşmek, yaşına, durumuna uymayan aşırı davranışlarda bulunmak: "Avrupa'ya gitti, çiçek oldu geldi."
- Çiçeğe kesmek: Çiçek açmak: Bahçesindeki genç erik ağacı çiçeğe kesti, her tarafı bembeyaz. (T. Erdağ)
- Çiçeği burnunda (çiçeği burnunda, çamuru karnında): Genç, taze, henüz olmuş ya da henüz çıkmış: Yeni bitirmişti üniversiteyi, çiçeği burnunda bir doktordu (Y. Kemal). "Çiçeği burnunda, çamuru karnında Langa hıyarı" diye dillere destandı. Körpe, kıtır kıtır, haza badem. (S. M. Alus)
- Bal alacak çiçeği bilmek (bulmak): Kendine çok yarar sağlayacak kişiyi, şeyi veya yeri bilmek (bulmak): Çok akıllıymış. Bal alacak çiçeği iyi bilir derler. Sizi boşuna istememiştir. Bence hemen kabul edin. (E. Bener)
- Gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz: Birinin hoşa gitmeyen, uygunsuz durumlarından söz edilirken, bunların herkes tarafından öteden beri bilindiğini anlatmak için kullanılır: Kamar'a gelince; Ziya Paşa adında bir Türk vardı, O şöyle derdi: "Gülü tarife ne hacet, o ne çiçektir biliriz; İti tarife ne hacet, o ne köpektir biliriz." (M. Işık)
- Kabak çiçeği gibi açılmak: Utangaçlıktan çabucak sıyrılarak aşırı ölçüde serbest davranmak: Köyden geldiğinde yol yordam bilmezdi hiç. Şehirde kabak çiçeği gibi açıldı. (A. Sarıismailoğlu)
- Ne çiçektir, biliriz: "Ne denli yeteneksiz, niteliksiz olduğunu biliriz" anlamında kullanılan bir söz: Gülü tarife ne hacet ne çiçektir biliriz / Harı tarife ne hacet ne eşektir biliriz
Çiçek ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "çiçek" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Çiçek olan yerde bal da olur: Güzelliklerin bulunduğu yerde mutluluk ve faydalı şeylerin de bulunacağını, olumlu ve güzel ortamların, mutluluk ve yarar getiren sonuçlar doğuracağını ifade eder.
- Ağaç çiçeklenmeden meyve vermez: Bir şeyin olgunlaşması veya sonuç vermesi için gerekli hazırlıkların ve aşamaların tamamlanması gerektiğini ifade eder. Bu deyim, başarıya veya sonuca ulaşmanın, sabır ve doğru adımların izlenmesiyle mümkün olacağını vurgular.
- Arı bal alacak çiçeği bilir*: İşini bilen kimse yarar sağlayacağı yeri iyi seçer: Öteki bakkallar gibi alıcı peşinden koşmaz, canının istediğine verirdi malını. "Bilir bizim kepenkli bakkal bal alacağı çiçeği!" derlerdi onun için. (B. Günel)
- Ateş kış gününün çiçeğidir (meyvesidir): Kişinin ihtiyaçlarının mevsimine göre değiştiğini, soğuk ve zorlu kış günlerinde ateşin, rahatlık ve sıcaklık sağlayan en değerli şey olduğunu ifade eder.
- Bahar çiçeğiyle güzeldir: Her şeyin kendi zamanında ve doğal haliyle en güzel olduğunu ifade eder. Belirli bir zamanın veya dönemin, kendine özgü unsurlarıyla değerli ve güzel olduğunu vurgular.
- Bir çiçek koparsa bir kişinin, kopmazsa bin kişinin(dir): Bir şeyin özel mülkiyet haline geldiğinde yalnızca bir kişinin yararına olduğunu, ancak korunduğunda veya doğal halinde bırakıldığında herkesin faydalanabileceğini ifade eder.
- Bir çiçekle bahar (yaz) olmaz*: Küçük bir belirtiyle, beklenen güzel günler hemen gelmiş sayılmaz.
- Bir çiçektir ki, koklayanın burnu düşer: Dışarıdan cazip görünen bazı şeylerin aslında zararlı olabileceğini ifade eder. Görünüşe aldanmamak gerektiğini ve çekici görünen şeylerin beklenmedik olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurgular.
- Bir dirhem çiçek takar, iki dirhem güzel olur (?): Küçük bir dokunuşun veya eklemenin bir şeyin güzelliğini veya çekiciliğini büyük ölçüde artırabileceğini ifade eder.
- Gelin çiçek, her dediği gerçek; kaynana yılan, her dediği yalan (Ana yılan, sözü yalan; karı çiçek, sözü gerçek): Gelin ve kaynananın birlikte yaşadığı ailelerde sık sık huzursuzluk yaşandığını ifade eder. Bu tür tartışmalarda genellikle gelinin haklı olduğunu, ancak iftiraya ve haksızlığa uğradığını vurgular.
- Her çiçeğin bir kokusu var: Her insanın kendine özgü özellikleri, hoşa giden ya da gitmeyen yönleri olduğunu ifade eder. İnsanların farklılıklarını ve benzersiz niteliklerini vurgular, herkesin kendine has bir yapısı olduğunu anlatır.
- Her çiçek koklanmaz*:
- Güzeldir diye her kadına kapılmak, kanmak doğru değildir.
- Kolay elde edilebilecek gibi görünen güzel şeyleri, bazen elde etmek zordur.
- Martta açan çiçek, torbaya girmez: Mevsiminden önce çiçek açan ağaçların meyve veremeyeceğini ifade eder. İşlerin veya olayların doğru zamanda ve uygun koşullarda gerçekleşmesi gerektiğini, aksi takdirde beklenen sonucun alınamayacağını vurgular.
- Vakitsiz açan çiçek boy almaz: Zamansız veya uygun olmayan bir dönemde yapılan işlerin istenilen verimi ve kazancı sağlamayacağını ifade eder.
Soru/Yorum Formu