Ayran nedir ne demektir? Ayran ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Bakır maşrapa bardakta köpüklü ayran
Ayran
  1. Yoğurda su eklenip sulandırılmasıyla yapılan içecek: Yoğurt ezilerek ve yoğurdun miktarı kadar da su katılarak millî içeceğimiz olan ayran yapılır. (M. Üçer)
  2. Süt ya da yoğurdun yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra geriye kalan sulu kısmı: İneklerden sağılan sütler mayalanır ve elde edilen yoğurt yayıklara konularak su ilave edilir, sallayarak ayran ve tereyağı elde edilirdi. (M. Çaylak)


Ayran ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "ayran" kelimesi geçen deyimler, birleşik kelimeler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Ayran ağızlı: (argo) Geveze, boşboğaz: Ayran ağızlının biridir, yanında konuşulmaz.
  • Ayran budalası: (argo) Aptal, budala, sersem, safdil: Ayran budalası. Kandırmıştır onu Dudu. (M. S. Çiçek)
  • Ayran delisi: (halk dilinde) Yeni gördüğü her şeye alık alık bakan: Önünden geçenler burada ne olup bittiğini bilir, kimi ağzı açık ayran delisi gibi bakardı, kimi solurdu "tövbe tövbe" diye. (N. Tosuner) (→ Ağzı açık ayran delisi)
  • Ayran geven: Aptal, sersem, miskin, budala, beceriksiz, geveze: Ne birliğimiz var, ne de işçi arkadaşlarınki gibi sendikamız. Ne kadar enayi, ne kadar kör yaratıklarız! Ne kadar ayran geven! (F. Baykurt)
  • Ayran gönüllü: (atasözünün anlamı) Çabuk vazgeçen, hemen bıkan: Düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya aşık olur atasözü ayran gönüllüler için... (E. Bilirgen)
  • Ayranı kabarmak:
    1. Öfkelenip gayrete gelmek: Halkın tabiri ile Anadolu Türkü'nün kolayca "damarı tutmaz" yani derhal sinirlenmez fakat "ayranı kabardı" mı kasırga gibi eser, önünde de durulmaz. (S. Kocabay)
    2. Cinsel istekleri uyanmak: Tatar Ali'nin ayranı kabarmış dilberi sıkıştırmıştı, döneceği vazgeçeceği yoktu. (M. İlkin)
  • Ayranı şişmek: Kibirlenmek.
  • Ayranı yok içmeye, atla (tahtırevanla) gider sı*maya: Yoksulluğuna bakmadan gösteriş yapmaya kalkanların gülünçlüğünü anlatır: Efendim, son kalan paramızla da gidip, otomobil, bilmem ne alacak değiliz ya. Hani ne derler efendim, ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider bilmem ne yapmaya. (İlgili cümle kaynağı: C. Gündoğdu)
  • Ayranım budur yarısı sudur (ister iç ister içme): "Elimde ancak bu var, elimden ancak bu kadarı geliyor, o da eksik, yeterli değil" anlamında bir iş yarım yamalak yapıldığında özür dilemek için söylenir: Ama tuhaf huylu adam; "ayranım budur, yarısı sudur" diyenlerden değildi. Aklına koyduğunun peşine, sonuna dek gidecek adamlardandı! (T. Akansu)
  • Ekmeğine kuru, ayranına duru mu, dedik?: "Seni küçük düşürecek, sana dokunacak bir söz mü söyledik, bir davranışta mı bulunduk?" anlamında söylenir.


Ayran ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "ayran" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Ayran içmeye geldik, ara açmaya gelmedik: Bir kişinin bir yer veya topluluk içinde bulunma amacının, arayı açmak, sorun çıkarmak veya tartışma yaratmak olmadığını ifade eder. Kişinin sadece dostane bir şekilde bulunmayı, ağırlanmayı ve olumlu bir etkileşimde bulunmayı amaçladığını anlatır.
  • Ayrana giden, çömleğin arkasından tutmaz: Rahatına düşkün kişiler bir şeye çok ihtiyaç duymadıkça hiçbir işe kalkışmazlar.
  • Ayrandan aşağı katık olmaz: Ayranın yiyecekler yanında tüketilebilecek en iyi, en uygun ve herkesin ulaşabileceği bir içecek olduğunu ifade eder.
  • Ayranı içmeli, amma hopurdatmamalı: İnsan değerli bir şeye sahip olduğu zaman bunu herkes görsün diye herkesin gözü önünde kullanmamalıdır.
  • Ayranı yok içmeye, gümüş köprü ister geçmeye: Bazı insanlar gösteriş için, içinde bulundukları yokluğa sefalete aldırmadan fiyaka satmaya kalkarlar.
  • Ayranım (yoğurdum) ekşidir diyen olmaz*: Kimse ürününü, yaptığı işi, tutumunu veya davranışını öyle olsa bile kötülemez; aksine över.
  • Anam ekmeğine kuru, ayranına duru demem: Anneler çocuklarından hiçbir şey esirgemezler ve sağladıkları, sağlayabileceklerinin en iyisidir.
  • Bildiğin ayranı bilmediğin yoğurda değişme: Özelliklerini bildiğin, faydalandığın bir şeyi daha kaliteli gibi görünen ama ne işe yaradığını bilmediğin şeylerle değişme.
  • Biz ondan yoğurt umarız, o bizden ayran umar: Bazı insanlar kendilerinden yardım isteyenlerden mutlaka bir karşılık beklerler.
  • Çömlekçi ayranı testiden içer:
    1. Kişi ancak elindeki olanaklardan yararlanarak işini görebilir.
    2. Kişi, yaşantısını sanatıyla sağlar.
  • El yağını yedi, biz ayranını içtik: İşini bilen insanlar imkanlardan en iyi şekilde faydalanmasını bilirken, işbilmez kişiler bu imkanların artıklarıyla yetinmek zorunda kalırlar.
  • Elin ayranı yürek soğutmaz: Birine yardım eden kişi ona her şeyini vermez. Bu yüzden başkasından gelen yardım ihtiyacı karşılamayabilir.
  • Gündüzün uçamayan sinek, gece ayrana düşermiş: Bir işi iyice öğrenmeden, beceri kazanmadan yapmaya kalkışan kişi o işte sık sık hata yapar.
  • Kaymağını yedim, ayranını kim içerse içsin: Kişinin kendi çıkarlarını ve faydalarını ön planda tuttuğunu, başkalarının durumunun veya çıkarlarının kendisini ilgilendirmediğini ifade eder.
  • Komşu komşudan huy kapar, ayranına su katar: Aynen hastalıklarda olduğu gibi iyi ve kötü davranışlarda bulaşıcıdır.
  • Sütten ağzı yanan yoğurdu (ayranı) üfleyerek yer (içer)*: Başlarına beklenmedik bir durum gelenler, o derece korkulu olmasa da benzer durumlar karşısında çok çekingen davranırlar.
  • Yaz ayransız, kış yorgansız olmaz: Her mevsimin kendine has ihtiyaçları ve gereksinimleri olduğunu ifade eder. Her durumun ve zamanın kendine özgü ihtiyaçları vardır.