Avuç nedir ne demektir? Avuç ile ilgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Açık avuçlar
Avuç
  1. Elin içi, hapaz: Ellerine baktı. Avuçları terliydi. (S. Faik)
  2. Yarı yumulmuş elin hacminin (oylumu), alabileceği miktar: Bir avuç pirinç. İki avuç su.


Avuç ile ilgili birleşik kelimeler


  • Avuç avuç:
    1. Herkese ya da her defasında birer avuç dolusu: Yuvarlanarak, bir yanda duran kazana gitti, başına çöktü, avuç avuç yemeye başladı.
    2. (Para için) Bol bol, pek çok: Parayı kucak kucak toplamakta, çuval çuval kazanmakta ve avuç avuç harcamakta. (N. F. Kısakürek)
  • Avuç içi: Elin bilekle parmak uçları arasındaki iç bölümü.
  • Avuç dolusu:
    1. Pek çok: Niçin bu ünlü antrenöre avuç dolusu para veriliyordu. (A. Nesin)
    2. Bir avucun alabildiği miktar kadar: Bir avuç dolusu toprak serpti.


Avuç ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "avuç" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Avuç açmak: Dilenmek: Bazıları sadece avuç açıyordu. Dilenmek için... (F. Bozkurt)
  • Avuç dolusu: (Para için) Pek çok.
  • Avuç içi kadar: Pek küçük (yer): Mutfak, avuç içi kadar küçüktü. (N. Sönmez)
  • Avucu kaşınmak: Halk inanışına göre ele para geçeceği sanılmak, umulmak: Avucumun içi kaşınıyor Zehra, sanırım para kokusu alıyorum. (M. S. Çiçek)
  • (Parayı) Avucuna saymak: Peşin ödemek: Annesiyse, sandığının dibinde sakladığı kefen parasını getirip oğlunun avucuna saydı. (N. Güngör)
  • Avucunu yalamak: (deyiminin anlamı) (Alay yollu) Umduğunu ele geçirememek: Siz de muradınıza eremediniz ya, avucunuzu yalayın. (A. Nesin)
  • (Bir yeri) Avucunun içi gibi bilmek: Çok iyi ve ayrıntılarıyla bilmek: Buraları avucumun içi gibi bilirim. (İlgili cümle kaynağı: S. Kocagöz)
  • (Birini) Avucunun içinde tutmak: Birine istediğini yaptıracak bir durumda olmak.
  • Avucunun içine almak: Bir kimseyi istediği gibi yönlendirecek biçimde baskı ve etki altına almak.
( 0 soru/yorum )