Av nedir? Avcı ne demektir? Av ve avcı ile ilgili atasözleri deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Bir ava nişan almış avcı ve yanındaki av köpeği
Avdaki bir avcı ve köpeği
  1. (İnsan ya da hayvan için) Canlı olarak, yaralayarak ya da öldürerek hayvan, kuş ya da balık tutma işi: Dediklerine göre av düşkünüydü. (N. Cumalı)
  2. Böylelikle ele geçirilmek istenen ya da geçirilen hayvan: Aslan, avına yaklaşıyordu.
  3. (mecazi) Tuzağa düşürülen ya da kendisinden yararlanılan kimse veya elde edilen şey: Nermin bir avdı ve Mehmet Ali de avını bekliyordu (T. Demir). Hayat, insan için bir avcı, insan hayat için bir avdı. Bu avcıya teslim olmamak ne büyük bir sınavdı. (H. Yolcu)


  • Avcı:
    1. Av avlamayı seven ya da kendine iş edinen veya spor yapmak amacıyla avlanan kimse: Pusular çoktan hazırlanmış, avcı tüfeğini omuzlayıp gözden, gezden, arpacıktan hedefini bulmuş, iş tetiğe basmağa kalmıştır. (H. Pulur)
    2. Başka hayvanları yakalamakta usta olan (hayvan): Avcı kuş. Avcı kedi.
    3. (mecazi) Bir şeyi büyük bir istekle izleyen ve bulup ortaya çıkaran kimse: Yıldız avcısı. Define avcısı.


Av ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "av ve avlamak" kelimeleri geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Av aramak: (mecazi) Bir menfaat, bir kelepir peşinde koşmak: Her semti adım adım dolaşıp bir av arıyordu.
  • Av avlamak: Denizde, karada yabani hayvan vurmak, tutmak: Bir avcı av avlamak üzere bir gün köpeğiyle kıra çıkar. (A. Nazima)
  • Av avlanmış, tav tavlanmış: İş işten geçmiş, olan olmuş: Kırk gün kırk gece düğün yaparlar. Av avlanır, tav tavlanır, deli uslanır, akıllı evlenir, konu komşu tellenir. Horoz uçar, kervan göçer, üvey ana hasedinden kendinden geçer. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine... (Masal Zinciri)
  • Av bulmak: (mecazi) Kelepir mal elde etmek, ele kelepir mal geçirmek: Silahlı eşkıyalar, iyi bir av bulmuş olmanın sevincini belli ediyorlardı. (A. Kurdoğlu)
  • Av peşinde koşmak: Av aramak: Sırtında tüfeği bozkırın uçsuz bucaksız, soğuk düzlüklerinde ve tepelerinde av peşinde koşuyordu. (F. Şahin)
  • Av yakalamak:
    1. Bir av hayvanını avlamak, yakalamak: Günün birinde usta nişancı iyi bir av yakaladı; ormanın en sık bir yerinde ihtiyar bir ayı sıkıştırdı ve bir atışta yere serdi. (V. M. Kocatürk)
    2. (mecazi) Bir ganimet veya faydalanılacak bir şey elde etmek: ... sivri uçlu iskarpinli, bir av yakalamak için fıldır fıldır dönen açgözlü, çağdaş tavcı. (A. S. Levend)
  • Ava çıkmak: Av avlamaya gitmek: Oğlancığını yanına alıp kırk yiğidini ardına saldı. Ava çıktı. Av avladılar, kuş kuşladılar. (O. Koca)
  • Gafil avlamak/avlanmak: Habersiz, önlemsiz ve hazırlıksız olduğu bir sırada basmak/bastırılmak: Harp oyunlarını da bilirdi. Düşmanı gafil avladı... (Ali M. Sallabi). Ansızın taarruz ettik. Düşman gafil avlandı, bir bölüm askerleri teslim oldu. (İ. Özkan)
  • Gönül avlamak: Huyunu suyunu yakından bilerek olumlu davranışta bulunmak, tavlamak: Çünkü sözleri samimi değil ... Gönül avlamak, dünyalık temin etmek için olsa gerek. (M. Z. Kotku)
  • Kağnıyla tavşan avına çıkmak: Bir işi bitirmemek için bahane bulmak, ayak sürümek.
  • Sinek avlamak: (şaka yollu)
    1. İşi olmayıp zamanını boş geçirmek: İşsiz adam, sinek avlar (Bulgar Atasözü)
    2. Müşteri olmadığından hiç satış yapamamak: Ben olmasaydım büron sinek avlıyordu, şimdi müşteri kaynıyor. (Ü. Yüceler)
  • Tavşanı arabayla avlamak: İşini telaşsız ve soğukkanlılıkla görmek: "Sinirlenme anam, sinirlenme," diyordu; soğukkanlı ol... Tavşanı araba ile avlamak gerek... (R. Enis)


Av ve avcı ile ilgili atasözleri ve anlamları


İçinde "av, avcı ve avlamak" sözcükleri geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Av avlandı, tav tavlandı, deli uslandı, horoz evlendi, komşu tellendi:
    1. Bir dizi olayın gerçekleştiği ve normalde beklenmeyen durumların meydana geldiği durumları anlatır.
    2. Bir olaya, bir toplantıya, bir fırsata vb. duruma her şey bittikten iş işten geçtikten sonra ulaşıldığını anlatır.
  • Av avlayanın, kemer bağlayanın*: Bir şey, onu elde etmek yolunu bulanın, ondan yararlanmayı ve onu kullanmayı bilenin, becerebilenin hakkıdır.
  • Av kazana yakın gerek (Av yerlisi ile avlanır): İş veya ticaretin bulunulan bölgede veya memlekette yapılmasının daha verimli olduğunu ifade eder. Uzak yerlere gitmek yerine, yakın çevredeki fırsatları değerlendirmek genellikle daha faydalıdır.
  • Av köpeği avdan kalmaz*: Hazıra konarak iş yapmayı huy edinmiş olan kişi, her zaman bu yolu izler.
  • Av vuranın değil, alanın*: Bir şeyin sahibi ondan yararlanamıyor da başkası yararlanıyorsa, asıl sahibi yararlanan kişi demektir.
  • Ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz*: Kişi aklına bile getirmediği felaketlere uğrayabilir, yaşamdan her şey beklenmeli ve bunlara karşı hazırlıklı olunmalıdır.
  • Ava giden avlanır*: (atasözünün anlamı) Başkasına zarar vermeye çalışan kimse, o zarara kendisi uğrar: Unutma ki, ava giden avlanır, kazdığı kuyuya kendi düşer.
  • Avcı avında, yolcu yolunda gerek: Her kişinin kendi işine odaklanması gerektiğini ifade eder. Başarıya ulaşmak için herkesin sorumluluklarını yerine getirmesi önemlidir.
  • Avcı kediye kurnaz fare: Güçlü kişi veya tehlikeli bir durum karışında bile zeki veya kurnaz birinin bir avantaj elde edebileceğini ifade eder.
  • Avcı ne kadar al (hile) bilse ayı o kadar yol bilir*: Bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır.
  • Avcı tavşana "Bir kürk vereyim" demiş, tavşan "Postumu soyma da senin kürkünden vazgeçtim" demiş: Kurnaz kişilerin önce dostça yaklaşarak karşısındakini kandırmaya çalıştığını, ancak karşısındaki kişi bu tuzağı fark ettiğinde kandırmanın zorlaştığını ifade eder. Yani, deneyimli ve uyanık bir kişi, kendisine zarar vermek isteyenlerin niyetlerini anlayarak bu tür tuzaklara düşmez.
  • Avcının iyisi, dönüşte belli olur: İnsanın bir işte ne kadar becerikli olduğu, o işten elde ettiği sonuca göre belli olur.
  • Avcıya bir göz yeter: Avcıların hedef alırken tek gözle nişan alma yeteneğine atıfta bulunarak, bir gözün bu yetenek ve avcılık için yeterli olduğunu ifade eder.
  • Avdan iflah olan yok (Avdan iflah olan var mı?): Avcılıkla geçinen kişilerin bu işten büyük bir kazanç elde edemeyeceklerini ifade eder. Avcılıkla uğraşanların zengin ve varlıklı olma şansı düşüktür.
  • Avın düşkünlüğü, kişinin şaşkınlığı: İnsanın ihtirasla bir şeye yönelmesinin hata yapmasına yol açabileceğini ifade eder. Fırsatların kaçırılmasının genellikle kişinin dikkatsizliği veya beceriksizliğinden kaynaklandığını anlatır.
  • Aç (arık) at yol almaz, aç (arık) it av almaz*: Kendisinden yararlandığınız kimseyi aç bırakırsanız işinize yaramaz.
  • Araba ile tavşan avlanmaz*: Her işte başarıya ulaşabilmek için kullanılması gereken özel bir yöntem vardır; başka bir yöntem uygulanırsa, başarıya erişilmez.
  • Aslan avını gülerek avlar: Güçlü ve yetenekli birinin, karşılaştığı zorlukları veya mücadeleleri zevkle ve kolayca aşabildiğini ifade eder.
  • Balık avlayan elbette ıslanır (Balık tutanın paçası ıslanır): İnsan bir şeyi gerçekten arzuluyorsa o şey için çekmesi gereken sıkıntıya katlanmalıdır.
  • Balık baştan avlanır*: Bir şeyi ele geçirebilmek için onu yönetenleri elde etmek gerekir.
  • Balık demiş ki "etimi yiyen doymasın, avımı yapan gülmesin (onmasın)"*: Balık çok lezzetlidir etine doyum olmaz ama balık avcıları hep geçim darlığı içindedir.
  • Baskın basanın, av vuranın: Bir işi hızla ve kararlılıkla yapan kişinin başarıya ulaşacağını ifade eder. Emek verip işi sonuçlandıran kişi, elde ettiği başarıyla tanınır.
  • Çarşı iti ile ava gidilmez: Elinden iş gelmeyen, beceriksiz kişilerle önemli işlere kalkışılmaz.
  • Gafil kuşun avcısı çok olur: Çevresinde olup bitenlerden habersiz, saf, cahil kimseyi kandırmak çok kolaydır ve kandırmak isteyen çok olur.
  • Gönülsüz köpek av avlamaz (Gönülsüz köpek ava gitmez): "İsteksiz kişi hiçbir işi yapmaz" anlamında bir atasözü.
  • Her avcı attığını vurmaz: Her girişimin veya denemenin başarıyla sonuçlanmayabileceğini ifade eder. Her zaman hedefe ulaşmak mümkün olmadığından, başarısızlıkların da olabileceğini unutmamak gerekir.
  • Isırgan köpek havlamaz, avcı kedi mırlamaz: Bir işi yapmak için hedefe odaklanan kişilerin gereksiz konuşmalardan veya zaman kaybından kaçındıklarını ve doğrudan eyleme geçtiklerini anlatır.
  • İki tavşan birden avlanmaz: Aynı anda iki farklı fırsatı ya da işi kovalamaya çalışmanın her ikisini de kaybetme riskini taşıdığını ifade eder. İnsan, eline aynı anda iki imkân geçtiğinde yalnızca birini seçmeli ve ona odaklanmalıdır; aksi takdirde ikisini de kaybetme olasılığı yüksektir.
  • Kartal sinek avlamaz: Güçlü ve büyük insanların küçük ve önemsiz işlerle uğraşmayacağını ifade eder. Kendi değerini bilen kişiler, zamanlarını ve enerjilerini daha önemli hedeflere yönlendirirler.
  • Keklik düz ovada avlanır: Her işin ve durumun en uygun yer ve zamanında yapılması gerektiğini ifade eder. Keklik gibi hızlı ve dikkatli bir avı avlamak için avcının da en doğru yerde olması önemlidir.
  • Kırk gün taban eti, bir gün av eti*: İyi ve güzel şeyler çok zahmet sonunda elde edilebilir. Avcılar bir av avlayabilmek için dağ demez, taş demez, günlerce taban teperler.
  • Kurdu kurt ile avlamalıdır: Saldırgan, güçlü ve kurnaz kişiye onun ayarında bir rakip bularak karşı koyulmalıdır.
  • Kurt mahallesinde av avlanmaz: Güçlülerle dolu bir yerde güç gösterisi yapılmaz.
  • Kuşu kuşla avlarlar*: İnsanları avlamanın, elde etmenin kendine özgü yolları vardır. Elde edilmek istenen kimse, daha önce elde edilmiş kimse aracılığıyla tuzağa düşürülür.
  • Merdivensiz dama, tüfeksiz ava çıkılmaz: Bir işin veya görevin başarılı bir şekilde yapılabilmesi için gerekli araç ve gereçlerin eksiksiz olması gerektiğini ifade eder. Her işin kendi koşulları ve hazırlıkları vardır; eksik veya yetersiz ekipmanla başarı sağlanamaz.
  • Ovadaki sülün avına gittiğin zaman, evdeki tavuğu elden çıkarma: Büyük hedeflere yönelirken mevcut küçük değerlerin veya fırsatların göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eder. Önceki sahip olduklarımızı kaybetmeden, yeni fırsatlara yönelmek daha iyidir.
  • Şahin avını nerde olsa alır: Yetenekli ve uzman kişilerin, ne zaman ve nerede olursa olsun başarılı olacaklarını ifade eder. Şahin gibi, yetenek ve beceri sahibi kişiler, her durumda başarıyı yakalar.
  • Şahin ile deve avlanmaz*: Küçük şeyler elde edebilecek bir araçla büyük şeyler elde edilemez.
  • Şaşkın avcı geyik dururken, tavşana bakar: Değerli ve büyük fırsatlar varken, dikkatsiz veya deneyimsiz kişilerin daha az önemli şeylerle ilgilenip esas fırsatları kaçırabileceğini ifade eder.
  • Tarlada balık avlanmaz: Her işin ve faaliyetinin uygun ortamda yapılması gerektiğini ifade eder.
  • Tavşan yatağında avlanır: İnsanları daha iyi tanıyabilmek için yaşadıkları çevreye bakmak gerekir. Bireyin içinde bulunduğu mekan onu ele veren en iyi ipuçlarına sahiptir.
  • Tavşanı tazı tutar, çalımı avcı atar: Üst düzey mevki sahibi kimseler, buyrukları altındaki kimselerin yaptıkları başarılı işleri çoğu zaman kendilerine mal ederler.
  • Tazısız ava çıkan tavşansız eve gelir: Hiçbir hazırlık yapmadan veya gerekli araçları kullanmadan bir işe kalkışan kişinin başarısızlığa uğrayacağını ifade eder.
  • Yalan dokuzmuş, sekizi avcının torbasından çıkmış: Özellikle avcıların yaşanmamış olayları gerçekmiş gibi abartarak anlatma eğiliminde olduklarını ifade eder. Avcılar, av maceralarını anlatırken genellikle olayları süsleyerek ve ballandıra ballandıra anlatırlar.
  • Zorla ava giden köpek bu kadar avlanır: Kişi istemediği bir işi yapmaya zorlanırsa, o işi baştan savma yapar.


Av ile ilgili birleşik kelime ve fiiller


  • Av eti: Avda vurulan yabani hayvan ya da kuşun eti.
  • Av havası: Avlanmaya elverişli puslu, karlı hava.
  • Av hayvanı: Etinden, postundan yararlanmak amacıyla ya da (domuz gibi) zararlı olduğu için avlanan hayvan.
  • Av köpeği: Tazı, kupay, zağar vb. türlerden, ava yardımcılık etmeye alıştırılmış köpek.
  • Avcı uçağı: (askeri terim) Bombardıman uçaklarını avlamada kullanılan savaş uçağı.
( 0 soru/yorum )