- Bir şeyin yere yakın olan alt parçası, bölümü; yukarı karşıtı: Merdivenlerin aşağısı görünmüyor.
- Aynı cinsten olan şeylerin altında bulunan: Çocuk bölümü aşağı kattadır.
- Niteliği düşük, kötü: Aşağı kalite.
- Değeri az, değersiz: Aşağı fiyata verirsen alırım.
- Aşağıya, yere doğru: Tepeden aşağı koştu.
Aşağı ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "aşağı" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Aşağı almak: Devirmek, yıkmak, alt etmek.
- Aşağı kalır yanı (yeri) yok (olmamak): (deyiminin anlamı) Nitelikleri bakımından başkalarıyla karşılaştırıldığında eksiği olmayan, denk olan: Bakmayın böyle durduğuna, onlardan aşağı kalır yanı yok. (J. Çelik)
- Aşağı kalmamak: Herhangi bir nitelik bakımından öbüründen geri olmamak.
- Aşağı koysam pas olur, yukarı koysam is olur, demek: Çeşitli davranış yollarının hepsinde sakınca gören bir titizliği bulunmak.
- Aşağı kurtarmaz:
- Bundan ucuza veremem: On kuruştan aşağı kurtarmaz. Şekerin okkasından haberin var mı senin?
- (alay) Daha aşağısını kendine layık görmez: Söze gelince dümeni çeviren onlardır; hiç aşağı kurtarmaz!
- Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık: İki taraftan biri tutulacak olursa ötekinin aksaması, ya da darılması gibi iki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durumda kalındığını anlatır.
- (Falan) aşağı (falan) yukarı: Bir kimsenin adının dilden düşürülmediğini, onun pek gözde olduğunu, çok sevildiğini anlatır.
- Aşağıdan almak: Sert konuşan bir kimse karşısında yumuşak bir dil kullanmak: Genç yabancı Köroğlu'nu süzdükten sonra biraz aşağıdan aldı: Affet suçum, insaf eyle / Öldürme gel ağam beni / Ben kulunu azat eyle / Hakir kılma ağam beni... (M. Sertoğlu)
- Aşağıdan güreşmek: Sertlikle elde edilemeyen bir işi tatlı bir dil ve kurnazlıkla elde etmek.
- Aşağıdan yukarıya: Tümüyle, tepeden tırnağa.
Soru/Yorum Formu
»