Armut nedir ne demektir? Armut ile ilgili deyimler atasözleri ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Büyük sarı bir armut
Armut
  1. (botanik) Gülgillerden, çiçekleri ak, Türkiye'nin her yerinde yetişen ağaç ve bunun rengi sarıdan yeşile kadar değişebilen tatlı, sulu, yumuşak, küçük çekirdekli meyvesi: Armut ağaçları harikadır! Onları baharda mutlaka görmelisiniz. Bembeyaz minicik minicik çiçekler açarlar (T. Uslu). Çiftçinin biri cana can katan armutlarını doldurmuş arabasına, götürmüş pazara. (M. Ö. Sezer)
  2. (argo) Fazla bön, alık, şapşal kimse: "Hadi oradan armut herif," dedi Kaya.


Armut ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "armut" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Armut gibi: (argo) Pek anlayışsız, saf, bön: Dakikalar sonra pat diye karşısına dikilince, armut gibi suratıma baktı uzun uzun. (T. Çetin)
  • Armut piş, ağzıma düş!: (deyiminin anlamı) Bir işe hiç emek harcamaksızın o işin kendiliğinden sonuçlanmasını bekleyenlerin durumunu anlatır: "Armut piş, ağzıma düş" olmaz diyor. Bunun olması için dahi bir emek gerekmez mi? Yani birileri armudu dikecek, bakımını yapacak; ağzımıza düşmesi için armut ağacının altına gitmemiz gerekecek. Öff, yine bir sürü iş! (Bizim Bahçe)
  • Armudun sapı var, üzümün çöpü var demek: Her şeye kusur bulmak, hiçbir şeyi beğenmemek: Armudun sapı var, üzümün çöpü var diyen, her şeyden mahrum kalır. (S. Çubukcuoğlu)
  • Boynu armut sapına dönmek: Çok zayıflamak: Baksanıza şu zavallı kızın haline boynu armut sapına döndü, ağlamadan gözlerinin etrafı halka halka çürüdü. (M. N. Özön)
  • Eli armut devşirmiyor (toplamıyor) ya!:
    1. Birisinin bir iş yaparken öbürünün de boş durmayarak aynı işi yapabileceğini anlatır: Elbette ki, sen böyle davranışlarla çanak tutarsan adamın da eli armut devşirecek değildir (A. Nesin). İnsan istedikten sonra her şey yapabilir emmi! Ahmet'in eli armut mu topluyor?
    2. Kavgada biri diğerine vuruyorsa, diğeri de elbette ona karşılık verir: Adamı dövermiş, adamın eli armut devşirmediği için, dayak da yermiş (H. Taner). Elin oğlunun eli armut toplamıyor ya, eşkıyalar birinin canını yakarsa, o da başka bir eşkıyayı onun üzerine salıyormuş. (A. Sarıhan)
  • Olmuş (pişmiş) armut gibi eline düşmek: Emeksiz ve zahmetsizce eline geçmek: Liderleri ortadan kaldırılırsa halk apışıp kalır, ülke de pişmiş armut gibi eline düşerdi.


Armut ile ilgili atasözleri ve anlamları


Oyuncak bir ayının kucağındaki armut
Armudun iyisini ayılar yer
İçinde "armut" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )

  • Armut ağacı elma vermez: Herkesin ve her şeyin kendine has bir niteliği veya kapasitesi olduğunu ve bu yüzden herkesin veya her şeyin aynı sonucu veremeyeceğini anlatır.
  • Armut ağzıma düşsün, sapı dışarıda kalsın: Bazı insanlar arzu duydukları şeylere çaba harcamadan sahip olmak isterler.
  • Armut, (dalının) dibine düşer* (Armut, ağacından uzak düşmez): Çocuk soyuna çeker, çırak ustasının yolunu tutar: Armut dibine düşer mi? Genelde düşer. Ben de düştüm, kızım da düşecek. Annelerimizden öğrendik biz güçlü olmayı, ayakta durmayı, yılmadan denemeyi. (B. Aksoy)
  • Armudu say da ye, elmayı soy da ye*:
    1. Her işin bir usulü yöntemi vardır. Bu yöntemler göz ardı edildiğinde istenilen sonuca ulaşılamaz.
    2. Elma kabuğunun sindirimi zor olduğundan elmayı kabuğunu soyarak, armudu da soymasak da fazla aşırıya kaçmadan yemeliyiz.
  • Armudun iyisini ayılar yer*: (atasözünün anlamı) Güzel, iyi şeyleri, çoğu kez ona layık olmayan kimseler elde eder: Lâkin armudun iyisini gerçekten de ayılar yerdi ha. Ulan o hayvan Cemşir'e lâyık mıydı o karı? (İlgili cümle kaynağı: O. Kemal)
  • Armudun önü, kirazın sonu*: Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği azman yemeli. Her şeyin bir zamanı vardır.
  • Ayının kırk masalı varmış (türküsü varmış) kırkı da ahlat (armut) üstüne*: İnsanlar neye düşkünlerse, konuştukları da söyledikleri de hep o konuda olur (ahlat: Yaban armudu, dağ armudu).
  • El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu Bozdoğan armudu sanır*: Başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
  • Elmanın dibi göl, armudun dibi yol (olmalı): (atasözünün anlamı)
    1. Elma ağacı sulak yerde, armut ağacı ulaşılabilecek yerde olmalı.
    2. Her kişi ve olay özelliğine göre ayrı bir davranış gerektirir.
  • Elmanın okkası bin kuruşa ise yine soy, armudun bini bir paraya ise yine soyma (Bir elma bin akçaya, soy; bin armut bir akçaya, soyma): Elmayı soyarak yemeli, çünkü kabuğunun hazmı güçtür. Armudu soymaya gerek yoktur.
  • Elmayı çayıra, armudu bayıra: Elma fidanını düz ve sulak yere, armut fidanını bayıra, su tutmayan yere dikmeli.