Armut |
- (botanik) Gülgillerden, çiçekleri ak, Türkiye'nin her yerinde yetişen ağaç ve bunun rengi sarıdan yeşile kadar değişebilen tatlı, sulu, yumuşak, küçük çekirdekli meyvesi: Armut ağaçları harikadır! Onları baharda mutlaka görmelisiniz. Bembeyaz minicik minicik çiçekler açarlar (T. Uslu). Çiftçinin biri cana can katan armutlarını doldurmuş arabasına, götürmüş pazara. (M. Ö. Sezer)
- (argo) Fazla bön, alık, şapşal kimse: "Hadi oradan armut herif," dedi Kaya.
Armut ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "armut" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Armut gibi: (argo) Pek anlayışsız, saf, bön: Dakikalar sonra pat diye karşısına dikilince, armut gibi suratıma baktı uzun uzun. (T. Çetin)
- Armut piş, ağzıma düş!: (deyiminin anlamı) Bir işe hiç emek harcamaksızın o işin kendiliğinden sonuçlanmasını bekleyenlerin durumunu anlatır: "Armut piş, ağzıma düş" olmaz diyor. Bunun olması için dahi bir emek gerekmez mi? Yani birileri armudu dikecek, bakımını yapacak; ağzımıza düşmesi için armut ağacının altına gitmemiz gerekecek. Öff, yine bir sürü iş! (Bizim Bahçe)
- Armudun sapı var, üzümün çöpü var demek: Her şeye kusur bulmak, hiçbir şeyi beğenmemek: Armudun sapı var, üzümün çöpü var diyen, her şeyden mahrum kalır. (S. Çubukcuoğlu)
- Boynu armut sapına dönmek: Çok zayıflamak: Baksanıza şu zavallı kızın haline boynu armut sapına döndü, ağlamadan gözlerinin etrafı halka halka çürüdü. (M. N. Özön)
- Eli armut devşirmiyor (toplamıyor) ya!:
- Birisinin bir iş yaparken öbürünün de boş durmayarak aynı işi yapabileceğini anlatır: Elbette ki, sen böyle davranışlarla çanak tutarsan adamın da eli armut devşirecek değildir (A. Nesin). İnsan istedikten sonra her şey yapabilir emmi! Ahmet'in eli armut mu topluyor?
- Kavgada biri diğerine vuruyorsa, diğeri de elbette ona karşılık verir: Adamı dövermiş, adamın eli armut devşirmediği için, dayak da yermiş (H. Taner). Elin oğlunun eli armut toplamıyor ya, eşkıyalar birinin canını yakarsa, o da başka bir eşkıyayı onun üzerine salıyormuş. (A. Sarıhan)
- Olmuş (pişmiş) armut gibi eline düşmek: Emeksiz ve zahmetsizce eline geçmek: Liderleri ortadan kaldırılırsa halk apışıp kalır, ülke de pişmiş armut gibi eline düşerdi.
Armut ile ilgili atasözleri ve anlamları
Armudun iyisini ayılar yer |
( * yaygın bilinen )
- Armut ağacı elma vermez: Herkesin ve her şeyin kendine has bir niteliği veya kapasitesi olduğunu ve bu yüzden herkesin veya her şeyin aynı sonucu veremeyeceğini anlatır.
- Armut ağzıma düşsün, sapı dışarıda kalsın: Bazı insanlar arzu duydukları şeylere çaba harcamadan sahip olmak isterler.
- Armut, (dalının) dibine düşer* (Armut, ağacından uzak düşmez): Çocuk soyuna çeker, çırak ustasının yolunu tutar: Armut dibine düşer mi? Genelde düşer. Ben de düştüm, kızım da düşecek. Annelerimizden öğrendik biz güçlü olmayı, ayakta durmayı, yılmadan denemeyi. (B. Aksoy)
- Armudu say da ye, elmayı soy da ye*:
- Her işin bir usulü yöntemi vardır. Bu yöntemler göz ardı edildiğinde istenilen sonuca ulaşılamaz.
- Elma kabuğunun sindirimi zor olduğundan elmayı kabuğunu soyarak, armudu da soymasak da fazla aşırıya kaçmadan yemeliyiz.
- Armudun iyisini ayılar yer*: (atasözünün anlamı) Güzel, iyi şeyleri, çoğu kez ona layık olmayan kimseler elde eder: Lâkin armudun iyisini gerçekten de ayılar yerdi ha. Ulan o hayvan Cemşir'e lâyık mıydı o karı? (İlgili cümle kaynağı: O. Kemal)
- Armudun önü, kirazın sonu*: Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği azman yemeli. Her şeyin bir zamanı vardır.
- Ayının kırk masalı varmış (türküsü varmış) kırkı da ahlat (armut) üstüne*: İnsanlar neye düşkünlerse, konuştukları da söyledikleri de hep o konuda olur (ahlat: Yaban armudu, dağ armudu).
- El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu Bozdoğan armudu sanır*: Başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.
- Elmanın dibi göl, armudun dibi yol (olmalı): (atasözünün anlamı)
- Elma ağacı sulak yerde, armut ağacı ulaşılabilecek yerde olmalı.
- Her kişi ve olay özelliğine göre ayrı bir davranış gerektirir.
- Elmanın okkası bin kuruşa ise yine soy, armudun bini bir paraya ise yine soyma (Bir elma bin akçaya, soy; bin armut bir akçaya, soyma): Elmayı soyarak yemeli, çünkü kabuğunun hazmı güçtür. Armudu soymaya gerek yoktur.
- Elmayı çayıra, armudu bayıra: Elma fidanını düz ve sulak yere, armut fidanını bayıra, su tutmayan yere dikmeli.
Soru/Yorum Formu