|
Eski bir araba - Anadol |
- İnsan ya da eşya taşımaya yarayan tekerlekli kara taşıtı: At arabası. Çocuk arabası. El arabası. Fiyakalı, 63 model bir Buick arabaya bindik (Ç. Altan).
- Arabayla taşınan ya da taşınacak miktar: İki araba odun. Bir araba karpuz. Sonra bir imece yaparak otuz araba kadar gübre taşıdılar.
- (mecazi) Bir arabaya sığacak kadar çok miktar: Ailemin istediği bir memur olmamken, ben hayallerimi takip ederek şimdiden bir araba kadar borca girmiştim (V. A. Erkan). Ve o, araba kadar kocaman kalbi, yavrucağızı söz konusu olduğunda, yumurtalarının üzerine sabırla oturmuş minnacık bir çit serçesinin kalbi gibi pıtır pıtır atar... (İlgili cümle kaynağı: T. Uslu)
Araba ile ilgili deyimler ve anlamları
|
Öküz arabası (kağnı) |
İçinde "araba" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Arabanın tekerine taş koymak: Bir işi zora sokmak, güçlük çıkarmak, yokuşa sürmek: Bu ekmek davası tamam mı? Kimin kimin ekmeğiyle oynamaya, arabasının tekerine taş koymaya hakkı var! (T. Dursun K.)
- Arabasını dağdan aşırmak: Yolunu bulup işini yürütmek: Hali vakti yerinde olan için kolay; para tutan arabasını dağdan aşırır. (A. S. M. Alus)
- Arabasını düze çıkarmak: İşinin güçlüğünü atlatmak, güçlüklerini gidermek: Sonunda arabasını düze çıkarmıştı.
- (hayvanları) Arabaya koşmak: Hayvanları arabayı çekmesi için usulünce bağlamak: Evi kapadı. Atları arabaya kendi koştu, bir arabacımız bile yoktu!
- Arabayı çekmek: (argo) Defolup gitmek: Haydi bakalım, gevezelik yeter!.. Çek arabanı işine... (Ö. Seyfettin)
- Kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırmak (düdüğünü çalmak): Kimden çıkar sağlarsa onun hoşlanacağı yolda davranmak: "Senin Handanın kimin arabasına binerse onun düdüğünü çalar kızım. İki dakikada aklı çelinecek kazlardan..." (P. Celal)
- Öküz arabası gibi: Çok yavaş: Şoföre tembih etti. "Bana bak oğlum," dedi, "yavaş yavaş gideceksin. Adeta öküz arabası gibi." (M. Rauf)
- Tavşanı arabayla avlamak: İşini telaşsız ve soğukkanlılıkla görmek: "Sinirlenme anam, sinirlenme," diyordu; soğukkanlı ol... Tavşanı araba ile avlamak gerek... (R. Enis)
Araba ile ilgili atasözleri ve anlamları
|
At arabası |
İçinde "araba (genellikle at arabası)" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )
- Araba devrilince yol gösteren çok olur*: İş işten geçtikten sonra öğüt veren çok olur.
- Araba ile tavşan avlanmaz*: Her işte başarıya ulaşabilmek için kullanılması gereken özel bir yöntem vardır; başka bir yöntem uygulanırsa, başarıya erişilmez.
- Araba yağlanmayınca yürümez: Bir işin sorunsuz ilerlemesi için gerekli hazırlıkların yapılması gerektiğini ifade eder. İhmaller, işlerin aksamasına veya tamamen durmasına neden olabilir.
- Araba yolundan çıkma: Herkesin uyduğu, saygı gösterdiği kurallara aykırı davranışlarda bulunma.
- Arabanın ön tekerleği nereye giderse arka tekerlek de oraya gider* (Arabanın ön tekerleği geçtiği yerden, art tekerleği de geçer.): (atasözünün anlamı) Büyükler nasıl bir yol tutmuşlarsa, çocuklar da aynı yolu izlerler.
- Atın bahtsızı arabaya (arabacıya) düşer*: Değerli ama şanssız kimseler, kişiliklerine yakışmayan ağır ve aşağılık işlerde kullanılırlar.
- Çamura batan arabayı koca öküz çıkarır: Zor durumlardan kurtulmak için güçlü ve yetkin birinin desteğine ihtiyaç olduğunu ifade eder. Büyük zorluklar, ancak güçlü kişiler tarafından aşılabilir.
- Geçen arabanın gölgesi olmaz: Fırsatların veya imkânların hızla gelip geçtiğini ve kaçırıldığında geri dönmeyeceğini ifade eder. Zamanında değerlendirilmezse, bir daha ele geçmeyebilirler (?).
- Gelini arabaya (ata) bindirmişler, "ya nasip" demiş*:
- Nikah kıyılmış ve gelin kocasının evine gitmek için hazırlanmış olsa bile henüz muradına ermiş sayılmaz.
- Kesin bir sonuç almadan hiçbir işe oldu bitti gözüyle bakmamak gerekir. Umulmadık engeller çıkıp işi bozabilir.
- Kimin arabasına binerse onun türküsünü çağırır*: Çıkar sağladığı kimsenin hoşuna gidecek biçimde davranan dönek ve dalkavuk kimseler için kullanılan bir söz.
- Nisan yağmuru; altın araba, gümüş tekerlek*: Nisan yağmurları bereketi artırır, çiftçiyi zengin eder.
- Ummadığın kütük araba devirir: Bazen önemsemediğimiz bir engel bize büyük zorluklar çıkarabilir.
- Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır* (Zenginin kağnısı dağdan aşar, fakirin eşeği düz yolda şaşar): Zengin, parasının gücüyle en büyük engelleri aşar. Fakir en basit durumlarda bile çaresiz kalır, şaşkına döner.
Soru/Yorum Formu
»