Ara nedir ne demektir? Ara ile ilgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. İki şeyi ya da yeri birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, boşluk: İki köprünün arası. Ev ile büronun arası.
  2. İki olguyu birbirinden ayıran zaman, zaman farkı: Bu arada çok şeyler oldu. Ara vermeksizin çalışıyorlar.
  3. Kişilerin birbirine karşı olan ilgisi: Onunla arası bugünlerde iyi değil. Gediklinin karakolla arası yok mu? (K. Tahir)
  4. İç: Bunların arasında iyisi de var, kötüsü de. İkinci mevki yolcuları arasında birer yer bulup otururlar. (H. R. Gürpınar)
  5. Bir oyunda dinlenme süresi.
  6. Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt: Arada patlamış mısır alalım.
  7. (spor) Toplu jimnastikte sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.


Ara ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "ara" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:

  • Ara bulmak: Anlaşamayanları uzlaştırmak.
  • Ara yerden kaldırmak: Ortadan kaldırmak, yok etmek.
  • Arada bir: Seyrek olarak, kimi zaman: Arada bir, önünde eğildiği makama kurulmayı deniyordu sabahları (F. Baykurt).
  • Arada çıkarmak: Başka işler arasında (başka bir işi) yapıp bitirivermek.
  • Arada kalmak: İki kişinin arasına girmek yüzünden zor duruma düşmek.
  • Arada sırada: Ara sıra, zaman zaman: Arada sırada buluşuyoruz.
  • Aradan çekilmek: Bir daha görünmemek, ilgisini ve ilişkisini kesmek.
  • Aradan çıkarmak: Başka işlerle daha iyi uğraşabilmek için el altındaki işlerden birini bir an önce bitirivermek.
  • Araları yağ bal olmak: Aralarında pek sıcak arkadaşlık bulunmak.
  • Aralarına almak: Bir çevreye kabul etmek.
  • Aralarına kara çalı gibi girmek: İki kişinin arasına girip dostluklarını bozmak.
  • Aralarında dağlar kadar fark olmak: (deyiminin anlamı) Aralarında düzeyce pek büyük ayrım bulunmak.
  • Aralarında kan olmak: Arada bir kan davası bulunmak.
  • Aralarında karlı dağlar olmak: Aralarında çok büyük uzaklık bulunmak.
  • Aralarından kara kedi geçmek: Birbirine gücenmek, darılmak.
  • Aralarından su sızmaz: Birbirleriyle pek içli dışlı olanlar için kullanılır.
  • Aralarını açmak: İki taraf ya da kimse arasındaki dostluğu bozmak.
  • Aralarını bulmak: Uzlaştırmak, barıştırmak.
  • Arası (araları) açılmak: Dostlukları sarsılmak, birbirine darılmak, küsmek.
  • Arası geçmeden: Sıcağı sıcağına, zaman geçmeden.
  • (Bir şeyle) Arası hoş (iyi) değil: O şeyden hoşlanmamak, aralarında gerginlik, geçimsizlik, anlaşmazlık olmak.
  • Arası iyi olmak: Dost olmak, dostluğu ilişkiyi sürdürmek.
  • (Bir olayın) Arası soğumak: Aradan zaman geçerek önemini yitirmek.
  • Arası şeker renk olmak: Dostlukları sarsılmış olmak.
  • Araya girmek:
    1. İki kişinin arasındaki bir işe karışmak.
    2. Bir iş yapılırken ona engel olacak başka bir şey çıkmak.
  • Araya gitmek: Karışıklığa kurban olmak, değeri anlaşılamamak, kaybolmak.
  • (Birini) Araya koymak: Bir işte sözü geçer bir kimsenin aracılığına başvurmak.
  • Araya soğukluk girmek: Dostluk sarsılmak, taraflar birbirinden hoşlanmamaya başlamak.
  • Araya vermek: Yararsız bir işe harcamak: Parayı araya değil, paraya vermeli.
  • Arayı doğrultmak: İçtenlik kurmak, ilişkiyi düzeltmek.
  • Arayı soğutmak: Zamanla eski yakınlık, dostluk kalmamak.