Alın |
- Yüzün kaşlar ile saçlar arasında kalan bölümü: Saçları alnına düşmüş.
- (Memelilerde) Kafanın tepesiyle gözler arasındaki bölümü.
- (Bazı şeylerde) Ön, ön yüz: Binanın alnı.
- ... karşı: Saatlerce güneşin alnında beklediler.
Alın ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "alın" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Alın açmak: Yapılan aşağılık davranışları kolayca kabullenmek: Her zillete alın açtıktan sonra kime ne demeğe hakkımız olabilir? (H. R. Gürpınar)
- Alın damarı çatlamak: Utanma duygusu kalmamak: Alın damarı çatlamış bir insana verip veriştirmek para eder mi? (N. Muallimoğlu)
- Alın derisi değil davul derisi: Arsız ve utanmaz kimseler için söylenir: Birtakım arsız siyasetçileri eleştirmek için "alın derisi değil, davul derisi" tabirini kullanabilirsiniz. (U. Mumcu)
- Alın teri dökmek: (deyiminin anlamı) Çok emek vermek, zahmetli bir iş görmek: Alın teri döktü taşın her yerine. En güzel gül desenlerini işledi. (N. Sanlı)
- Alın teriyle kazanmak: Hak ederek, çalışarak, emek harcayarak kazanmak: İnsanın alın teriyle kazandığı gibi güzel kazanç var mı? Azdır mazdır, ama bereketlidir, tatlıdır. (E. Kalkan)
- Alnı açık çıkmak:
- Bir işi başarıyla, kişilikli biçimde, onurla yapmak: Türk diplomatları, tıpkı Kıbrıs'taki Mehmetçik gibi, Cenevre'de geceli gündüzlü beş gün süren çetin sınavdan alnı açık çıkmıştı. (K. Sağlamer)
- Suçsuz, özürsüz, kabahatsiz olduğu anlaşılmak.
- Alnı açık yüzü ak: Çekinecek hiçbir durumu ya da ayıbı olmayan: Ha böyle ölüm ha öyle. En iyisi alnı açık, yüzü ak ölmek. (Ö. Polat)
- Alnı secdeden kalkmamak: Aksatmadan namaz kılmak, dinine çok bağlı olmak: Öyle kutlu zafer ki düşündükçe vecd eden / Melekler secde eder alnı kalkmaz secdeden! (İ. Yılmaz)
- Alnı secdeye varmamak: Hiç namaz kılmamak, ibadet etmemek: Henüz kendi alnı secdeye varmıyordu ama öğrencilerin üzerinde secde edeceği halıyı kendisi almayı içtenlikle istemişti. (M. Kasadar)
- Alnına kara sürmek: Bir kimsenin haksız yere kötü tanınmasına yol açmak: İki kızınız var... Onların alnına kara leke sürülmesini istemiyorsanız, iffetli ve namuslu bir kadın olarak hayatınızı yeniden düzene sokun... (C. Ersen)
- Alnına yazılmış: Başına gelen yazgısında varmış: Kısacası, hayatta kalacağı, yaşayacağı alnına yazılmış ve yaşadı. Bunun için Allah'a şükrediyorum.
- Alnından öpmek: Beğenmek, takdir etmek: Tabur komutanı kendilerine teşekkür etti. İkisinin de alnından öptü: "Vatanı birlikte kurtardık. Türk ulusuna yaraşır bir tutumla kahramanca savaştınız. Büyük yararlıklar gösterdiniz. Ordumuz adına size teşekkür ederim." (T. Apaydın)
- Alnından ter boşanmak: Fazla yorulmak, çok çalışıp didinmek: Alnından ter boşandı; ara ara, buruşturulmuş mendiliyle hafif hafif kurulandı.
- Alnını çatmak: Kaşlarını çatmak, öfkeli ve sert sert bakmak: Yüzünde yine, daha önce gördüğüm, mağrur bir öfkeyle alnını çatmış bir ifade vardı.
- Alnını karışlamak: "Bu işi yapanın alnını karışlarım" gibi cümlelerde kullanılarak meydan okuma anlatır: — Bana Karagümrük'lü Deli Cemile derler, yolumu kesenin alnını karışlarım. (P. Safa)
- Alnını karışlayayım: Birini hafifsemek için söylenir: Şimdi bana bu memlekette bu bıyıktan daha üstün bir bıyık var diyen varsa, buyursun, karşıma çıksın, çıksın da alnını karışlayayım! (T. Yücel)
- Alnının (alnımın) akıyla: Onur ve saygınlığı hiç bir zarar görmeden, hiçbir kusuru olmadığını kanıtlayarak: Ama Hz. Yusuf zindandan kral affıyla değil, alnının akıyla çıkmayı istiyordu (M. Padak). Üstlendiğim işi alnımın akıyla başardığım için keyfim yerindeydi. (A. Fırat)
- Alnının kara yazısı: Kötü kaderi, kötü talihi: "Hiç düşünme Hasan, senin alnının kara yazısı, ölünceye kadar haydutluktur" dedi ve başını salladı. (Halikarnas Balıkçısı)
- Güneşin alnında: Güneşin yakıcı ışınları altında: "Yağ mübarek, yağ... Bunaldık güneşin alnında günlerdir..." Bir şimşek çaktı. Top gibi gürledi gök... (R. Enis)
Alın ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "alın" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Alın derisi değil ya, davul derisi: Birinin ya da bir şeyin asıl ve önemli olan kısmının ne olduğunu vurgulamak için kullanılır. Bir şeyin adını doğru koymak veya konuyu açıkça ifade etmek gerektiğini ifade eder (?).
- Alın teri dökülmeyen kazancın sonu gelmez: Çalışılıp, çaba gösterilmeden kazanılan para insana yarar getirmez.
- Alın teriyle kazanılan para ağız tadıyla yenir: Çalışarak hak edilerek kazanılan para keyifle, huzurla kullanılır.
- Alın teriyle sulanmayan tarla göz yaşı ile sulanır: Çiftçi toprağına gerekli özen ve bakımı göstermez, bol bol sulamazsa, ürün alamaz ve üzüntü duyar.
- Alın terlemeyince mal bulunmaz: Emek ve çalışma olmadan mal ve kazanç elde edilemeyeceğini ifade eder. Çalışmadan ve ter dökmeden başarı ve zenginlik sağlanamaz.
- Alın yazısı değişmez: İnsanın kaderinde ne varsa onu yaşamak zorundadır. Bunun aksi mümkün değildir.
- Alın yazısını kullar değiştiremez: İnsanların kaderlerinin önceden belirlenmiş olduğunu ve bunu değiştiremeyeceklerini ifade eder. Kader, insan iradesinin ötesindedir ve değişirse ancak Allah'tan dilemekle değişir.
- Alına yazılan başa gelir* (Alnın yazısı, başa gelir / Alında yazılan görülür): "Kişi, kaderi ne ise onu görür" anlamına gelen bir atasözü.
- Ağanın alnı terlemezse ırgatın burnu kanamaz*: İşveren işçisinden yapabileceğinden daha fazla iş isterse, denetimi sıkı tutmak, onunla birlikte çalışmak zorundadır.
- Özü sözü doğru olanın alnı açık yüzü paktır: İnsan dürüst olduğu sürece doğruyu söyler, doğru yoldan ayrılmaz. Dürüst insan yaptıklarından dolayı suçluluk hissetmez, vicdan azabı çekmez. Bunun için haksızlığa uğrasa da başı dik gezer.
Alın ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Alın çatı: İki kaşın arası, alnın ortası: "Sıkıyorsa çıksın karşıma! Alnının çatından vurmazsam onu namerdim!" (M. Muradi)
- Alın çatkısı: Baş ağrısını dindirmek için alına bağlanan mendil.
- Alın teri: Emek: Alın teri ile sulanmayan umut çiçeği çabuk solar. (K. Cengiz)
- Alın yazısı: Yazgı, talih, mukadderat: "Alın yazısı" halk arasında "kader" anlamında kullanılır. Kader se "Allahü Teâlâ'nın ezelden ebede kadar olacak her şeyi önceden bilmesi, takdir ve tespit etmesi" şeklinde tanımlanabilir. (M. Küçük)
- Alnı açık: Hesap verebilecek durumda olan, dürüst: Ama her şeye karşın duruşmalara başı dik, alnı açık bir şekilde girip çıkacağına kesin kararlıydı. (H. Dönmez)
Soru ve Yorumlar: 1
Soru/Yorum Formu