Kız Kulesinde akşam manzarası |
- Gündüzün son ve gecenin ilk saatleri: Akşam oluyor, artık eve gidelim. Akşam erken iner mahpushaneye (A. Arif)
- Akşam vaktinde: Akşam geldi, sabah gitti. Akşam konukları varmış. Akşam size geleceğiz.
- Akşam ezanı: Akşam okunuyor.
- Akşam namazı: Akşamı kılayım sonra çıkarız.
Akşam ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Akşam akşam: Akşamın bastırdığı (şu) saatte: "Bu adamın peşine düşüp akşam akşam ormana neden geldim ki?" diye kendine kızdı. (A. Çimen)
- Akşam ezanı: Akşam namazını bildiren ezan.
- Akşam ezanında: Güneşin battığı sıralarda.
- Akşam güneşi:
- Sarımsı pembe renkte olan.
- Güvercin göğsü renginde, eski bir kumaşın adı.
- (mecazi) Yaşlılığın son dönemleri: Güneşin batışıyla bir günün son bulduğunu, defterden bir yaprağın daha koptuğunu, sağ olan herkesin bir akşam güneşi gibi bu dünyaya vedâ ettiğini hatırlatır bu makamlar. (İ. Karaçam)
- Akşama kadar: Bütün gün boyunca: Akşama kadar anamız ağlıyor çalışmaktan.
- Akşama kalmak: İş gecikmek, bitmemek.
- Akşam karanlığı: Alacakaranlık.
- Akşam namazı: Güneşin batışıyla kılınan namaz.
- Akşam oturması: Akşam yemeğinden sonra yapılan ziyaret.
- Akşam pazarı: Pazarlarda akşama doğru tezgahta kalmış malların ucuz fiyatla alınabildiği zaman aralığı: "Akşam pazarı ucuz olur," diye geçirdi içinden.
- Akşam simidi: Akşama yakın satılan, sıcak, taze simit: Sokaktan "akşam simidi" sesleri geliyordu. (N. F. Kısakürek)
- Akşamüstü (akşamüzeri): Akşam saatlerinde: Buraya, bir akşamüstü, alacakaranlıkta gelmiştik. (Y. K. Karaosmanoğlu)
- Akşam Yıldızı: Venüs gezegeninin başka bir adı, çulpan.
- Akşama doğru: Gündüzün akşama yakın bir zamanında.
- Akşamı bulmak (etmek): Akşamlamak.
- Akşamlar (akşam-ı şerifler) hayrolsun!: Akşam vakti "iyi akşamlar" anlamında kullanılan bir seslenme sözü: Sahil boyunca dalgın dalgın giderken kulağıma bir: "Efendim akşam-ı şerifler hayrolsun!" sadâsı geldi. (F. Kam)
- Akşamcı:
- Bir işi akşamdan ya da akşamları yapmayı adet edinmiş kimse.
- Her akşam içki içme alışkanlığı olan kimse: Sedat Bey mahallenin meşhur akşamcılarındandı.
- Nöbeti ya da iş sırası akşama rastlayan.
- Okullarda, fakültelerde geceleri ders gören öğrenci.
- Akşamlamak:
- Bütün günü bir yerde ya da bir işte geçirerek akşama erişmek, akşamı bulmak, akşam etmek: Ben sana çabuk dön dedim, sen ise orada akşamladın.
- Akşamı bir yerde geçirmek.
- (Ay) Dolunay durumundan sonra geç doğmak.
- Akşamlık: Akşama özgü, akşam için olan: Bu akşamlık bu kadar çalışma yeter. Bu akşamlık onu mazur görmelerini rica ederek... (S. Faik)
Akşam ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "akşam" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları:
- Akşam ahıra sabah çayıra: Yiyip içip yatmaktan başka kaygısı olmayanlar için söylenir.
- Akşama sabaha: Pek yakında, kısa bir zaman içinde: Kadın bizi akşama sabaha kapı dışarı atacak. (H. R. Gürpınar)
- Akşamdan kalmış (kalma): (deyiminin anlamı) Geceki sarhoşluğun mahmurluğunu üzerinde taşıyan: Akşamdan kalmaydı hatta akşamda kalmıştı. Gün başkaları için ağarıyordu. (İlgili cümle kaynağı: K. Karakaşlı)
- Akşamdan kavur, sabaha savur: Kazandığını hemen harcayan, hesabını bilmez kimselerin durumunu anlatır.
- Akşamdan sonra merhaba: Gecikmiş ve bundan dolayı değeri kalmamış şeyler için söylenir.
- Akşamı zor etmek: Akşamın gelmesi dört gözle beklenirken zaman çok yavaş akmak ve bir türlü akşam olmamak.
- Akşamlık sabahlık: Neredeyse, kaçınılmaz sonuç pek yakın: Hasta akşamlık sabahlık.
Akşam ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "akşam" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
- Akşam ise yat, sabah ise git: İş zamanının gece olmadığını, gecelerin uyumakla gündüzlerin de çalışmakla geçirilmesi gerektiğini anlamında söylenen söz.
- Akşama karşı gitme, tana karşı yatma: Sabah geç kalkıp yolculuğa akşam çıkılmaması ve bunun tam tersinin yapılması gerektiğini anlatır.
- Akşamın hayrından sabahın şerri iyidir: Bir işi sağlam ve dinlenmiş bir kafayla yapmanın, gündüz gözüyle çalışmanın yararlarının daha çok olduğunu anlatır.
Soru/Yorum Formu