Makas nedir ne demektir? Makas ile ilgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
Kırmızı saplı makas
Makas
  1. Bir eksen çevresinde hareket edebilecek biçimde çapraz olarak birleştirilen ve aralarına yerleştirilen herhangi bir nesneyi kesmekte kullanılan iki çelik lamadan oluşan kesici araç, sındı.
  2. Makas biçiminde çatılmış şey: Çatı makası.
  3. (zooloji) Istakoz, yengeç gibi kimi böceklerin ön ayaklarındaki kıskaç.
  4. Üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yapılan, eski veya ağır araçlarda amortisör görevi gören araç yayı.
  5. Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni.
  6. Dirsek.
  7. (mecazi) Çalma, kırpma.
  8. Birbirine komşu iki demir yolu hattını, hemen hemen bunların uzantısındaki bir üçüncü hatta bağlamaya yarayan düzenek.


Makas ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler


Araçlarla kullanılan makas sistemi
Araçlarda kullanılan makas
  • Makas ateşi: (askeri terim) İki ya da daha fazla noktadan yapılan çaprazlama ateş.
  • Makas değiştirmek: Tren başka bir demiryoluna geçmek.
  • Makas dili: Demiryollarında, makas başına doğru incelen bir raydan oluşan ve tekerlek çenelerinin uygun yöne gitmesini sağlayan makas parçası.
  • Makas hakkı: Bir elbiseyi biçtikten sonra geriye kalan parça.
  • Makas hatası: Kumaşların makaslanmasında iplik düğümlerinin kesilerek, kumaşta bir delik oluşturması.
  • Makas payı: Bir kumaşı keserken bırakılan yedek payı.
  • Makas vurmak: Makasla kesmek.
  • Makasa almak: (spor) Güreşte bacakları hasmın vücuduna dolamak ve onu tutmak biçiminde yapılan oyun.


Makas ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "makas" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • Makas almak (geçmek): İşaret ve orta parmağını kıvırarak birinin yanağını sıkmak, makaslamak: "Teşekkür ederim tatlım," deyip yanağından bir makas aldı (S. Sülün). "Kızım gelmiş, paranın ne önemi var," dedi şarkı söyler gibi. Bir yandan da eliyle kızının yanağından makas aldı. "Of baba, acıttın," dedi Selen şımarıkça. (Y. Erdem)
  • Makas atmak: (argo) Hızlı bir biçimde arka arkaya şerit değiştirerek birçok aracı sollamak: Adem yeni aldığı arabasıyla müziği son ses açmış, trafikte makas üstüne makas atıyordu. "Oğlum yavaş öldüreceksin bizi" dedi doktor. (C. Yılmaz)
  • Makas değiştirmek: (mecazi) Tuttuğu yol ve yöntemden vazgeçip başka bir yöne yönelmek: ... başlarını kaldırarak kendi sorunlarını ve taleplerini dile getirme yönünde makas değiştiriyor... Yarı yolda makas değiştiren cümleler; namütenahi belge/söylev alıntıları; sözlerin zamanıyla, öznesiyle, nesnesiyle ilgili derin şüpheler...
  • Makas payı: Ölçüden aşkın bırakılan ya da aşkınlığı hoş görülen miktar.
  • Makas yüzü görmemek: (Saç ve sakal) Çok uzamak: Kır düşmüş saçları aylarca makas yüzü görmemiş, ensesinde, kulak arkalarında büklüm büklüm uzamıştı. (A. Gündüz)
  • Makasa almak: (argo)
    1. Bir kimseyi iki yandan sıkıştırıp oyuna getirmek: Az ileride üç beş genç, güzel bir kızı makasa almış sıkıştırıp duruyorlardı. Sinirleri yeniden ayaklandı... (V. Saygel). Hep bir ağız olmuşlar da makasa almışlar bizi sanki. (Z. Selimoğlu)
    2. (Oyunda iki oyuncu) Aralarında anlaşıp bir diğerine hile yapmak.