İtibar nedir ne demektir? İtibar ile ilgili deyimler ve anlamları

Güncellenme: Soru/Yorum: 0
  1. Hatırı sayılır, güvenilir, değerli olma durumu, saygınlık, prestij, kredi: O halde bu itibar kelimesini, "bir kişinin, bir fikrin, ya da bir eserin fikriyatımız üzerindeki hakimiyeti" olarak tanımlayabiliriz. Bu hakimiyet ruhumuzu hürmet ve hayranlıkla dolduran ve çokluk fikrî aydınlığımızı meflûç hale getiren haller gösterir. (İ. Bardakçı)
  2. Borç verilme de, veresiye almada güvenilir olma: Piyasada çok itibarı vardır.


İtibar ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler


  • İtibar etmek: Saygı göstermek, değer vermek: Bana itibar etmeyene, ben de itibar etmem. (Y. Selim)
  • İtibar görmek:
    1. Sayılmak, kendisine değer verilmek: Hayal bu itibar karşısında şaşırmıştı. Bu Huriye Teyze kimdi ki böyle? Her gittiği yerde itibar görüyordu (S. Bozçelik).
    2. Aranmak, istenmek: Güzel olan itibar görür (Ş. S. Şirazi)
  • İtibar mektubu: Bir kimseye belirli bir sınıra kadar kredi açılması için bir kuruluşa yazılan mektup.
  • İtibar sahibi:
    1. Saygın: Hükümdar, "Onu bana getirin de kendime özel danışman yapayım" dedi. Kendisiyle konuşunca da ona, "Sen bugün yanımızda gerçekten büyük itibar sahibi ve güvenilir birisin!" dedi. (Yusuf Suresinden)
    2. Sözü geçen kimse: Toplum nezdinde itibar sahibi olan bireylerin toplumu yönlendirme ve daha geniş kaynakları harekete geçirme fırsatları olur. (İ. Tekbaş)
  • İtibariyle:
    1. -den sayılmak üzere: Av avlanmaya dair 1315 sayılı karar, 2 Eylül tarihi itibariyle geçerlidir. (Örnek cümle)
    2. Bakımından: Nüfus itibariyle İstanbul en büyük kentimizdir.


İtibar ile ilgili deyimler ve anlamları


İçinde "itibar" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:

  • İtibar kazanmak: İtibar elde etmek: İnsanlar arasında büyük bir itibar kazandı. Denizde ve karada Mısırlı Memluklerle savaştı, Venedik, Macaristan ve Papalık ittifakının hakkından gelince karada ünlendiği gibi denizlerde de Kaptanpaşa olarak itibar kazandı.
  • İtibara almak: Göz önünde bulundurmak, hesaba katmak, dikkate almak: ... arz edilen para miktarındaki değişikliği de itibara almak gerekir. (M. Elmalı)
  • İtibardan düşmek: Saygınlığını yitirmek, aranmaz, istenmez olmak: Zaman geçti, yaş ilerledi, çalgıcı ihtiyarladı. Güzelim sesi çirkinleştiği için itibardan düştü. Artık bir şey kazanamaz duruma gelmiş, bir dilim ekmeğe muhtaç olmuştu.
  • İtibarı bozulmak: Saygınlığını yitirmek: Milletin ve devletin itibarı bozulur, adalet zedelenir. Bundan da topyekun millet zarar görür. (C. Nar)
  • İtibarın sağ olsun: Özellikle alışverişlerde kişiye güven duyulduğunda söylenen söz: "Paran kıtsa itibarın sağ olsun." "Dur aman, bu pek önemli bir söz oldu. Veresiye mi vereceksin yoksa..." (M. Ş. Esendal)