Çay |
- Sıcak su ile hazırlanan çayın renk, tat ve koku bakımından alması istenen kıvam: Çayda dem, insanda erdem güzelmiş.
- Zaman, çağ, an: Anlayana yar olur, her dem yoldaş, her dem can... (S. Topçu)
- Soluk, nefes: Olsandı sen sema, olsandı sen hava / Alsamdı ben seni dem dem, nefes nefes! (Rabia Hatun)
- İçki: "Bana da bir şişe dem."
- Gözyaşı.
- Kan.
Dem ile ilgili birleşik kelime ve fiiller
- Dem dökmek: Bayanlar aybaşı sırasında çok kan dökmek.
- Demini almak: Hazırlanan (demlenen) çay içilebilecek tat, renk ve kokuya ulaşmak: Çay dem alsın, dem; çünkü dem, çayın aşkıdır. (D. A. Taşçı)
- Demlemek: Sıcak suya kuru çay ekleyerek kuru çayın tadının, kokusunun, renginin suya geçmesini sağlamak.
- Demli: Çay bardağa doldurulurken içinde çay demlenmiş sıcak suyun, normal sıcak sudan daha fazla konulması.
Dem ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "dem" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Dem çekmek: Ötücü kuşlar, uzun ve güzel nağmeler çıkarmak: Yeşilce çamlarının kumruları bu seda bolluğuyla yarışırcasına dem çekiyor, dem çektikçe kendi seslerini beğenmişçesine gene dem çekiyorlardı. (N. Yeğinboğalı)
- Dem sürmek: Zevkli, neşeli bir hayat yaşamak: Ne de olsa dem sürmüş, umurgörmüş biriymiş... (S. Kaplan)
- Dem tutmak: Çalınan bir çalgı ya da söylenen bir şarkıya sazla ya da sesle eşlik etmek: Fetih ordusunun ilk top sesleri arasında kumruların aşk daveti işitiliyor, son hücum tekbirlerine bülbül sesleri dem tutuyordu. (A. Adıgüzel)
- Dem vurmak: Bir şeyden söz etmek, bahsetmek, konu açmak: Bildikleri gerçeklerin ötesinde "hep daha büyük gerçekler" olduğundan dem vuruyordu. (A. Abdula)
Soru/Yorum Formu