- Başkalarının bir kimseye gösterdiği saygının dayandığı manevi değer, onur, haysiyet: İnsanın şerefi, haysiyeti bizzat "insanlığından" kaynaklanır (Ö. Aydın). Binâenaleyh insanın şerefi ilim ve edep iledir. İlim ve edebi olmayanın tabiî olarak cemiyet içinde şeref ve saygıya mazhar olmasına imkân yoktur. Bundan dolayı, "İnsanın şerefi mal ve neseple değildir." demişlerdir. (M. Z. Kotku)
- Övünç vesilesi olan şey: Sizin gibi sağlam Müslüman bir erkeğin, büyük bir kumandanın karısı olmak, benim gibi bir âcizin bu dünyada ulaşabileceği en yüksek ve büyük şereftir (E. Subaşı). Kâbe'ye hizmet büyük bir şeref sayılırdı. (İ. Sarı)
Şeref ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler
- Şeref kıtası: (askeri terim) Devlet başkanlarını, yüksek makamdaki devlet adamları ve kumandanları saygıyla karşılamak ve uğurlamakla görevli birlik, tören birliği: Burada Atatürk'ü şeref kıtası, bando ve kalabalık bir vatandaş topluluğu karşıladı. (İ. Sarı)
- Şeref konuğu (misafiri): Bir toplantıya değer katacağı düşünülerek çağrılan ve en çok önem verilen kişi, onur konuğu: Konuşma yaptıktan sonra gecenin şeref konuğu olarak Adnan Bey'i seyircilerin huzuruna davet etti. (S. Mutver)
- Şeref locası: Tiyatro, sinema vb. yerlerde şeref konuklarına ayrılan özel loca: Şeref locasından piyesi seyreden kraliçe, mendilini sahneye düşürmüş... (E. Baymak)
- Şeref salonu: Havaalanı, saray vb. büyük yapılarda yalnız önemli kişilerin alındıkları veya karşılandıkları ya da önemli törenlerin yapıldığı yer: Havaalanına gelmiş ve şeref salonunda misafir edilmişti (A. N. Yücekök). Ankara Garı'nın şeref salonunda yabancı Devletlerin Büyükelçi ve ataşeleri Başbakan'ı bekliyorlardı. (S. Yeşilyurt)
- Şeref sözü: Namus ve onur üzerine (ve bunları kaybetmek pahasına verilen) söz, namus sözü: "Şeref sözü verdim, çocuğa dokunmayacağız..." Demek ki şeref sözü önemli bir şeydi... (B. Günel)
- Şeref tribünü: Stadyum, hipodrom vb. açık seyir yerlerinde devlet başkanlarına, yüksek makamlardaki devlet adamlarına, komutanlara ve kulüp yöneticileri ile diğer yetkili kişilere ayrılmış özel koltuklu bölüm: Reisicumhur Gazi Paşa, Şeref tribününden yanına bazı sefirleri (büyükelçileri) almıştı.
- Şeref üyesi: Bir kuruluş veya derneğe kişiliği ile onur katacağı düşünülerek seçilen kimse (→ Onur üyesi): Bu akademiye şeref üyesi olarak seçilen ilk Türk bilim adamıdır.
Şeref ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "şeref" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Şeref bulmak: Şeref kazanmak: "Hayır ben de sizin içinizden geldim; bugün İslâm'la şeref buldum, kadını yücelten İslâm'dır; kadın mağduriyetten İslâm'la kurtulmuştur." diyordu. (Ş. Y. Şenler)
- Şeref duymak: Bir şeyi kendisi için şeref sebebi kabul etmek: "Hoş bulduk efendim. Şeref duyduk." "O şeref bize ait. Vatan aşkı ile yanan iki kahramanı ağırlıyoruz." (M. Yılmaz)
- Şeref kazanmak: Herkesçe beğenilen bir duruma gelmek: O kişiler; Cenab-ı Hakk'a yakın olmakla şeref kazanmış kişilerdir (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.). Muharebe meydanlarında şan ve şeref kazanmış büyük Türk kumandanlarından biriydi. (F. F. Tülbentçi)
- Şeref vermek: (deyiminin anlamı)
- Kendisiyle övünülmeye hak kazandırmak, şereflendirmek, yüceltmek, onurlandırmak: Sen bizim kardeşimiz, dostumuzsun, diye şeref verdi. (M. S. Ramazanoğlu)
- Bir yere özel bir lütuf olarak gelmek, gitmek: Bilâhare bir yüce Peygamber dünyaya şeref verecektir ki, onun vasıfları Tevrat'ta zikredilmiştir. İncil'de de yazılı bulunmaktadır. (Saff Suresinden)
- Şerefe (Şerefine, Şerefinize): İçki içilirken kadeh kaldırılarak söylenen söz: — Şerefe! dedi Bahriyeli... — Şerefe! Kimin şerefine? (R. Enis). "Senin şerefine, tanıdığım en yiğit ve en dürüst insan olduğun için, ailenin şerefine, senin gibi yiğit ve dürüst bir insanı yetiştirdikleri için," dedi (H. Adıgüzel). Sensizliğin sarhoşuyum başım dönüyor / İçtim kadehler dolusu senin şerefine. (S. S. Beker)
- ... şerefine: Hatırı için, anısına: Akşam şeker şirketinin şeref salonunda şerefine verilen büyük bir ziyafette hazır bulunmuştu (A. F. Başgil). Atatürk'ün şerefine verilen ziyafette sıra ile nutuklar çekiliyordu. (K. Yedekçioğlu)
Soru/Yorum Formu