Keşif nedir ne demektir? Anlamı
- Varlığı bilinmeyen bir şeyi bulup ortaya çıkarma: Görülüyor ki Rönesansta Amerika'nın keşfi (1492) kadar güneş sisteminin keşfi (1507) de rol oynar. (B. N. Şehsuvaroğlu)
- Tanınmayan, bilinmeyen, gizli bir şeyi anlayıp bilme: Yeni bir bitki türü, mikrop, doğal bir madde keşfedilebilir, buna bilimsel keşif denir, ama yeni bir malzeme, alet, makine, bilgisayar veya bilgisayar programı keşfedilemez, bunlar ancak icat edilebilir. (E. Türkcan)
- (askeri terim) Düşman bölgesinde gözetleme yapma: Gökte, başlarının üzerinde askeri bir keşif uçağı dolaşmakta, olup bitenleri tespite çalışmakta idi. (İlgili cümle kaynağı: İ. E. Ataer)
- (hukuk) Bir olayın oluş sebeplerini ve biçimini anlayabilmek için ilgili yerde yapılan inceleme: Mahkeme, bir keşif heyetinin meseleyi yerinde görmesi için karar almış, o gün de Mazgirt hâkimi, askeri şube kâtibi, hapishane gardiyanıyla birlikte bizim köy muhtarının evine gelmişler. (R. Çolpan)
- Yapılacak bir binanın maliyetinin hesaplanması.
- Fizik alemi ötesine ait hususlara vakıf olma, his ve akılla idrak edilemeyen hususları kalp gözüyle görme: Bir şeyi örten perdeyi kaldırarak açığa çıkarmak anlamına gelen keşif kelimesi, tasavvuf literatüründe ayrı bir öneme sahiptir. (S. Avcı)
- Doğrudan doğruya Allah'tan kulun kalbine doğan bilgi: Lâkin insan keşifsiz ruhun hakikatini bilemez. (V. Baba)
Keşif ile ilgili birleşik fiil ve kelimeler
- Keşif kolu: (askeri terim) Bilgi toplamak, düşmanla teması korumak, sorguya çekmek üzere tutsak almak ya da belirli bir alanı gözetlemek için çıkarılan müfreze.
- Keşif özeti: Yapının birim fiyat adları, numaraları, miktarlarıyla ölçü birimlerinin yazıldığı ve eksiltme yoluyla yapılacak bir ihale için hazırlanıyorsa buna fiyatların da eklendiği liste.
- Keşif tutarı (bedeli): Bir ihalede yapılması tasarlanan işlerin toplam tutarı, ilk keşfin tutarı.
- Keşifte bulunmak: Bir şey bulgulamak.
Soru/Yorum Formu