İtidal nedir ne demektir? İtidal ile ilgili deyimler ve anlamları
- Aşırı olmama durumu, ılım, denge, orta yol, ölçülülük: "Defalarca tecrübe edilmiştir ki, itidal sınırlarını aşan her bir işin etkisi aksi yönde olur..." (F. Elekberli). Sevgini itidal ve ihtiyat üzerine bina et ki, belki bir gün o sevdiğin sana kızar da senden sevgi zamanında aldığı esrarla seni bağlamaya kalkar; nefretini de yine ihtiyat ve itidal üzerine bina et ki, belki bir gün kapıldığın nefret muhabbete döner de sonra sevdiğine karşı yaptıklarından utanırsın. (N. F. Kısakürek)
- Şiddet ve heyecandan uzak olma, soğukkanlılık: Şiddet yumuşaklıkla bir araya gelince itidal zuhur ediyordu. (A. M. Sallabi)
- İtidal bulmak: (deyiminin anlamı) Yatışmak: ... Cezâyir'in havası biraz itidal bulmuştu. (Tarih Dergisi)
- İtidal sahibi: Davranışlarında ılımlı, ölçülü, soğukkanlı (kimse): İtidal sahibi olana mutedil denir. İtidal, asliyete ve istikamete yaraşan ölçülü tavırdır... (A. Selim). İslâm Peygamberi haddi aşanları sevmez; herkesin itidal sahibi olmasını arzu buyururlardı. (Y. Z. İnan)
- İtidalini kaybetmek: Soğukkanlılığını kaybetmek: O, şuurunu, itidalini büsbütün kaybetti!.. Ne yaptığını bilmez haldedir. Onun bu hareketleri hepimizi belâya sokacaktır... (M. R. Esatlı)
- İtidalini muhafaza etmek: Kendini tutmak, kızıp ölçüyü yitirmemek: Şimdiye kadar itidalini muhafaza etmiş olan Gülsüm Hanım heyecanını artık zaptedemeyerek bağırdı: "Fakat onu yapayalnız, tanımadığı, bilmediği bir taksi şoförüyle bırakmak doğru mudur?" (K. Kanok)
Soru/Yorum Formu