Işık |
- (fizik, gökbilimi) Nesneleri görmemize, renkleri ayırt etmemize yol açan fiziksel enerji, ziya, şavk: Işık sayesinde artık gecelerde gündüz gibi oldu.
- Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç: Işık çevreyi daha iyi görmek, daha kolay çalışmak ve daha güvende hissetmek için kullandığımız bir araçtır.
- (mecazi) İnsanın yolunu, düşünce ve duygularını aydınlatan, yol gösterici manevi güç: O ışık olmasaydı biz dünyanın bu kadar hengâmesi, bu kadar meşgalesi, bu kadar cazibesi arasında doğru yolu, huzuru, mutluluğu ve kurtuluşu bulabilir miydik?
Işık ile ilgili deyimler ve anlamları
İçinde "ışık" kelimesi geçen deyimler, açıklamaları ve örnek cümleler:
- Işık almak: Güneş ışığından yararlanır olmak, güneş vurur olmak: Bitkinin daha fazla ışık alması ve daha fazla fotosentez yapabilmesi demektir. (C. Çiçek)
- Işık tutmak: (deyiminin anlamı) Çözüme götürecek düşünceler ileri sürüp yol göstermek: Kur'an on dört asırdır milyonlarca insanın yoluna ışık tuttu. (B. Ayaz)
- (bir şeyin) Işığı altında: O şeyden yararlanarak, o şeyi göz önünde tutarak: İslâm'ın ışığı altında halli mümkün olmayan ruhî ve içtimaî mesele yoktur. (A. Kılıç)
- Gözleri ışıklı (olmak): Gözleri ışık içinde (olmak): Aşkla, inançla pırıldayan gözleri ışıklıydı, gülüyordu. (A. K. Meram)
- (bir durum) Gün ışığına çıkmak: Açıklığa kavuşmak, aydınlanmak: Gerçek şimdi gün ışığına çıkmıştı. (A. Gaydar)
- Tünelin sonunda ışık görünmek: Sıkıntılı durumdan kurtulmak için çare belirmek: Artık krizden çıkıyoruz. Tünelin sonunda ışık göründü (K. Kurdaş). Sabredenler ise tünelin sonunda bir ışık belireceği ümidini korurlar, karanlık gecenin sonunda güneşin doğacağına güvenirler (S. Duman). Fakat unutulmamalıdır ki, her tünelin sonunda bir ışık vardır. (A. Türkekul)
- Yeşil ışık yakmak: Uygun olabileceğini, izin verilebileceğini belli etmek: Uzamadan anlaşma yolu ile çözülmesinden yana olduğunu belirtiyor, görüşmelere yeşil ışık yakıyordu (M. Ergün). Sanki yeni bir ilişkiye yeşil ışık yakıyor gibiydi.
Işık ile ilgili atasözleri ve anlamları
İçinde "ışık" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları:
( * yaygın bilinen )- Işığını akşamdan önce yakan, sabah çırasına yağ bulamaz: Hesapsızca ve plansızca hareket eden kişilerin, gelecekte ihtiyaç duyacakları kaynakları bulmada zorluk çekeceklerini ifade eder.
- Ay ışığında ceviz silkilmez*: Yeterli olmayan koşullarda yapılan işlerden, beklenilen verim alınamaz.
- Körler sofrasında, ışıkla kaşık aranmaz: İçinde bulunulan durum veya ortamın şartlarına göre hareket etmenin önemini vurgular.
- Mum dibine ışık vermez*: (atasözünün anlamı) Etkili kişi kendi yakınlarına yardımcı olamaz: Türkçe'de, mum dibine ışık vermez, derler. Büyük adamların, dâhilerin kendi yakın muhitleriyle başları daima derde girdi. (S. Erol)
Işık ile ilgili birleşik kelimeler
- Işık açısı:
- (sinema) Bir göstericiden gelen ışık demetinin perdeye düşüş açısı.
- Bir ışık kaynağından gelen ışık demetinin konuya düşüş açısı.
- Işık alma: İşlenmemiş fotoğraf kartlarının, filmlerin kutu ve paket içindeyken bir taraftan ışık görerek bozulması.
- Işık aylası: (gök bilimi) Bir gök cismini saran ışıklı halka, ağıl, hale.
- Işık bacası: Mimarlıkta, yapıların içine ışığın girebilmesi için bırakılan baca biçimindeki boşluk.
- Işık çiçeği: (botanik) Zambakgillerden gölgeli yerlerde, hafif ve kumlu topraklarda yetişen soğanlı bir bitki.
- Işık demeti: (fizik) Bir noktadan ya da bazı durumlarda bir cisimden çıkan, uygun diyaframlarla sınırlanmış ışık ışınları kümesi.
- Işık denklemi: (gök bilimi) Işığın Güneş'ten yere ulaşması için geçen ortalama süre. Bu süre yaklaşık olarak 8 dakika 18 saniyedir.
- Işık dizgi makinesi: Matbaacılıkta, yazı metin ve satırlarının doğrudan doğruya fotoğraf filmleri üstüne kopya edilerek dizilmesine olanak sağlayan dizgi makinesi, foto dizgi makinesi.
- Işık dublörü: (sinema) Işıkların düzenlenmesi sırasında asıl oyuncunun yerine istenilen hareketleri yapan benzeri.
- Işık duyarlığı: Fotoğrafçılıkta ve sinemada, belirli bir kararma verebilmek için duyarkatın gerektirdiği ışık niceliği.
- Işık enerjisi: (fizik) Işık dalgalarının taşıdığı enerji.
- Işık hızı: (fizik) Işığın boşlukta birim zamanda aldığı yol. Saniyede 299792,5 km
- Işık ışını: (fizik) Yayılan ışığın izlediği doğru.
- Işık kaynağı:
- (fizik, gök bilimi) Işık veren cisim ya da yer.
- Aydınlatmada kullanılan araç, aydınlatma aracı.
- Işık provası: (tiyatro) Oyundan önce, sahne düzenleyici, yönetmen ve ışıkçının yaptıkları, bütün ışıklama düzenini içine alan çalışma.
- Işık sarısı: Parlak kanarya sarısı.
- Işık yağmuru: Bol ışık.
- Işık yayı: → Ark lambası.
- Işık yayılması: (fizik, gök bilimi) Işık ışınlarının her yöne dağılması.
- Işık yılı: (gök bilimi) Boşluktaki yayılma hızıyla ışığın bir yılda aldığı yol alarak hesaplanan ve yaklaşık 9,46 trilyon kilometreye (9,46×1012 km) eşit olan uzunluk birimi.
- Işığın ayrılması: (fizik) Beyaz görünen güneş ışığının bir prizma yoluyla gök kuşağının yedi rengine ayrılması.
- Işıkla ayrışma: (kimya) Bir molekülün foton ışımaları etkisiyle ayrışması.
Soru/Yorum Formu